Ünlü yatırım gurusu Rogers DÜNYA’ya konuştu: Salgın, krizi öne çekti tedavi daha kötü olabilir

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Jim Rogers, “2009 yılında da korkunç bir virüsle karşı karşıya kaldık: H1N1. Bu virüs ABD’de ortaya çıktı. Kimse ona ‘Amerika’ adını vermedi. McDonald’s’ları kapatmadık. Para basmaya başlamadık. Bu virüs ise, beklenen krizin açığa çıkması için bahane oldu" diyor.

“Dünya genelinde politikacılar ülkelerinin borçlarına rağmen, para akıtmaya veya para basmaya devam edecekler. Borçlar sürdürülemez bir boyuta ulaşacak. ABD bugün dünyanın en fazla borcu olan ülkesi konumunda. Tarihe bakacak olursanız, ABD’de 4 ila 6 senede bir ekonomik kriz yaşandığını görürsünüz. Tekelin politikacılarda olması, ekonominin kalkınmasında hiçbir zaman sürdürülebilir bir yol olmadı.”

Bu sözler, dünyaca ünlü yatırım gurusu Rogers Holding Başkanı Jim Rogers ile 2012 yılında yaptığımız röportajdan alıntı. Beş sene sonrasında, 2017 ise “Birkaç sene içinde hayatımızın en büyük ekonomik krizini yaşayacağız” öngörüsünde bulunan Rogers’a, bu kez COVID-19 salgınının küresel ekonomi üzerindeki etkilerini sorduk. Cevabı çok net: “Salgın beklenen krizi tetikledi, tedavi hastalıktan çok daha kötü olabilir.” Rogers, bu yorumunun nedenlerini şöyle anlatıyor:

“Virüs bahane, asıl sorun aşırı borçlanma”

“2009 yılında korkunç bir virüsle karşı karşıya kaldık: H1N1. Bu virüs ABD’de ortaya çıktı. Kimse ona Amerika adını vermedi. McDonald’s’ları kapatmadık. Para basmaya başlamadık. Dünya tarihinde birçok kez virüsler, salgınlar yaşandı. Ama bugüne kadar hiçbir virüs ‘dünyayı kapatmamıza’ neden olmadı. Bu virüs ise, beklenen krizin açığa çıkması için bahane oldu. Borsaların düşmesi için ‘geçerli’ bir neden yarattı. 2008 krizinde, hepimiz aşağı yuvarlandık. Bunun nedeni yüksek borç oranları idi. Çin, ‘kötü zamanlar’ için biriktirdiği parayı, 2008 krizinde harcadı ve dünyayı kurtardı. Fakat o günden bu güne, ülkelerin borç düzeyleri hızla artmaya devam etti. Bugün Çin’in bile çok fazla borcu var. Kimse kötü günler için para biriktirmedi. Dünya genelinde hükümetler inanılmaz para harcamaya, para basmaya devam ettiler. Dolayısıyla bugün yaşayacağımız kriz, 2008’den çok daha kötü olacak. İnsanlar neden şaşırıyor anlamıyorum. Virüs işin bahanesi; bu krizin geleceği belliydi. ABD, dünyanın en borçlu ülkesi konumunda. 2008’de Fed’in bilançosu 800 milyar dolarken, bugün 6 trilyonun üzerinde. İnsanlar tarihten ders almıyorlar. 1919, 1920 yıllarında İngiltere dünyanın en zengin, en güçlü ülkesi konumundaydı. Çok fazla para harcamaya başladı; inanılmaz borçlandı, çok fazla hata yaptı ve bugün geldiğimiz noktada çok geride kaldı. ABD de aynı yolda. İnsanlar ne yazık ki tarihi hiçe sayıyorlar ve sanki her şey çok farklı olacakmış gibi düşünüyorlar.”

“Fed kararları dehşet verici”

Fed’in COVID-19 krizine verdiği cevabın dehşet verici olduğu yorumunu yapan Rogers, “Faiz oranlarını neredeyse sıfıra çekmek, sürekli para harcamak, para basmak… Tüm bunların sonuçları çok daha kötü olacak. Bundan 30 yıl önce, herhangi biri, Merkez Bankası’nın bu şekilde davranacağını söyleseydi, susturulur, hatta olduğu yerden dışarı atılırdı. Oysa bugün Fed bu kararı veriyor ve biz seyrediyoruz. Kasım ayında ABD’de seçim var. Tek istedikleri seçimi kazanmak; bu nedenle iyi görünmeye çalışıyorlar. Aslında sadece ABD değil, kimse ne yapacağını çok iyi bilmiyor, olası tabloyu öngöremiyor. Oysa savaşa girerken bile yaşanacak kayıplar az çok tahmin edilir” dedi.

“Bu filmi daha önce de gördük”

“Modern Para Teorisi ile sorunu çözdüklerini düşünüyorlar. Fakat para basarak daha fazla devam edemeyeceklerinin farkında değiller” diyen Jim Rogers, birilerinin bu yanlış politikaların faturasını ödemesi gerekeceğini, özellikle de gençler ve çocuklar için çok endişeli olduğunu dile getirdi. Rogers, “Onlara çok kötü ve zor bir dünya bırakıyoruz. Ben bu oyunu oynamak istemiyorum, çünkü bu filmi daha önce gördüm. Madem öyle, Afrika’nın en fakir ülkelerinden biri olan Zimbabwe de açlıktan ölmek yerine, para basıp dünyayı yönetseydi” diye konuştu.

Rogers’ten yatırımcılara tavsiyeler

• Bildiğiniz yere yatırım yapın. Hiç kimseyi dinlemeyin. Eğer herhangi bir fikriniz yoksa, paranızı bankaya yatırın, bekleyin.

• Ben Çinli şirketlerin hisselerini satın alıyorum. İçinde bulunduğumuz süreçte, Çinli şirketler yaklaşık yüzde 60 oranında değer kaybettiler. Havayolları, seyahat şirketleri, havaalanları, otel zincirlerine yatırım yapıyorum.

• Rusya ile ilgileniyorum. Ulaşım ve gemicilik şirketlerini satın alıyorum.

• Ciddi bir kriz yaşandığında önce altın fiyatları düşer; ama çok geçmeden artar. O nedenle ben altın almaktan asla vazgeçmem. Altın her zaman güvenli limandır.

“Gelecek Asya’da, özellikle de Kore’de”

Bu krizin, zaten yaşanan değişim sürecini hızlandıracağının altını çizen Jim Rogers, şunları söyledi: “Gücün batıdan doğuya geçmesi daha da hız kazanacak. İçinde bulunduğumuz süreci, Çin, ABD kadar kötü yönetmedi. Rusya bile daha başarılı bir politika sergiledi. Bu arada 38’inci paralelde Kore’yi ikiye bölen sınırın açılması hem Çin ile Güney Kore ilişkilerinin gelişmesi; hem de ekonomik fırsatların artması açısından önemli gelişmeleri beraberinde getirecek. Hiç borcu olmayan Kuzey Kore’yi de dikkate aldığımızda, Kore’nin önümüzdeki dönemde son derece heyecan verici bir ülke olacağını söylemek yanlış olmaz. Jeopolitik dengelerin yanı sıra, çok daha farklı bir sürece giriyoruz. Çocuklar okula gitmiyorlar, dersler internetten veriliyor; alışveriş için mağazalara gitmiyoruz, internet üzerinden sipariş veriyoruz. Yönetim kurullarında yer aldığım şirketler, ‘Buraya gelme internet üzerinden toplantı yapalım’ diyorlar. Doktorlar, hastanede değil, internet üzerinden tedavi ediyorlar. Dolayısıyla 30-40 yıl sonya yaşayacaklarımızı, bugünden yaşamaya başladık; çünkü buna mecbur kaldık…”

Tüm yazılarını göster