Un sanayicileri ile yem sanayicileri arasında buğday alımı tartışması yaşanıyor. Arpa ve mısır fiyatındaki aşırı yükselme nedeniyle un sanayicileri ekmeklik buğday alarak yem üretiminde kullanıyor. Un sanayicileri buna tepki göstererek halkın yiyeceği ekmeğin hammaddesi olan kaliteli buğdayın hayvanlara yedirildiğini ileri sürüyor.
Yem sanayicilerinin ekmeklik buğday almalarının en önemli nedeni yemde yaygın olarak kullanılan arpa ve mısırda fiyatların buğday fiyatının üzerine çıkması. Bu pek görülen bir durum değil. Mısır ve arpa fiyatı yükselince yem sanayicisi bu iki ürüne göre daha ucuz olan buğdaya yöneldi. Kuraklık nedeniyle hem buğday hem de arpa üretiminin azalması, dış piyasalarda da fiyatın yüksek seyretmesi nedeniyle iç piyasada az miktardaki ürünü alabilmek için un sanayicileri ile yem sanayicileri adeta yarışıyor.
Un sanayicileri ve yem sanayicileri buğday alımı için yarışırken, geçen yıl olduğu gibi ürünün büyük bölümünü sanayici olmayan tüccar-yatırımcılar tarafından alınıyor. Buğday, arpa, mısır gibi ürünler yatırım aracı olarak görülüyor. Dolar, Euro alır gibi buğday, arpa, mısır alanlar var. Beklentileri fiyatın çok yükseleceği ve iyi para kazanacakları yönünde.
Daha önceki yıllarda çiftçi buğday, arpa, sap, saman ve diğer ürünleri satabilmek için müşteri beklerken iki yıldır daha hasat edilmeden ürünler satın alınıyor. Bu yıl kuraklığın etkili olması nedeniyle özellikle saman üretiminin çok az olacağı ve fiyatların daha şimdiden çok yükseldiği için alıcılar samanı alabilmek için üreticinin biçerdöver parasını ve üstüne de bir miktar ödeme yaparak samanı alıyor. Geçmiş yıllarda çiftçi, biçer parası karşılığında ürünü hasat eder danesini alır, sapı biçerciye verirdi. Şimdi biçerci hasadı yapıyor, Üstüne de dekar başına belli bir para ödeyerek sapı alıyor.
Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Başkanı Ülkü Karakuş, konuyla ilgili sorularımızı yanıtlarken kaliteli ekmeklik buğdayı hiç bir yem sanayicinin alıp yem yapmak istemediğini söyledi. Karakuş; "O kaliteli buğdayı alıp yem yapmak içimizi acıtıyor. Fakat mecbur kalıyoruz. Ben 35-40 senedir bu işin içindeyim. Arpa ve mısır fiyatının buğday fiyatını geçtiğine ilk kez tanık oluyorum. Böyle bir tabloyu bugüne kadar hiç yaşamadık. Arpanın ton fiyatı çıktı 2 bin 800 liraya. Üstelik arpa yok. Bu şartlarda yem sanayicisi nasıl arpa alsın? Mısır fiyatı yine buğdaydan yüksek. Yem sanayicisi rasyonda, yani karışımda protein kullanmak zorunda. O zaman arpa ve mısıra göre daha ucuz olan buğdayı alıyor. Yemek üzerinden bir karşılaştıra yapılırsa un sanayicilerinin yaptığı iş kuru fasulye gibi. Buğdayı alıp un yapıyor. Bizimkisi patlıcanlı güveç. İçinde birçok çeşit var. Yağlı tohumlar, buğday, arpa, mısır ve diğer ürünlerden bir karışım yapıyoruz."
Doğal bir afet olarak bu yıl kuraklığın buğday, arpa başta olmak üzere ürünlere ciddi zarar verdiğini hatırlatan Ülkü Karakuş sözlerini şöyle sürdürdü:"Kuraklık gerçeğini kabul etmek zorundayız. Buğday, arpa üretiminde ciddi düşüşler var. Önemli olan bu açığı en iyi şartlarda kapatmak. Gümrük vergileri sıfırlansa bile, kaldı ki Toprak mahsulleri Ofisi'nin gümrüksüz ithalat yetkisi var. Fakat dışarıda da fiyatlar yüksek. Ukrayna'da arpa üretimi iyi görünüyor, belki oradan bir miktar alınabilir. O zaman Temmuz'dan itibaren fiyatta gevşeme olabilir. Şu anda arpa fiyatı 2 bin 750-2 bin 800 lira. Yemden daha pahalı. Bir kilo yem 1 kilo arpadan daha ucuz kaldı."
Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy, un sanayicisinin buğday yerine ikame edebileceği bir ürün olmadığını belirterek konuya ilişkin sorumuza şu yanıtı verdi: "Yem sanayicileri birçok ürün işleyebiliyor. Mısır, buğday, arpa hepsini işleyebiliyor. Birinin fiyatı yükselince diğerine yöneliyor. Bizim un sanayicileri olarak buğdaydan başka ürün kullanmamız mümkün değil. Buğday yoksa arpa, mısır kullanalım diyemiyoruz. Bu nedenle yem sanayicileri ile rekabet şansımız yok. Arpa fiyatı artınca yem sanayicileri fiyatı daha düşük olan buğdayı alıyor. Un sanayicisinin 2 bin 300 liraya aldığı buğdayı 2 bin 400 lira, 2 bin 500 lira verip alıyor. Bizim bu fiyatı artırarak 2 bin 600 liradan buğday alacak durumumuz yok. Çünkü biz arpa fiyatı arttı diye ekmeğe zam yapamıyoruz. Bu yıl olağanüstü bir durum var. Piyasanın matematiği bozuldu. Normal şartlarda ürünler arasında doğal bir parite var. Toprak Mahsulleri Ofisi alım fiyatı açıklarken bu pariteyi dikkate alıyor. Makarnalık buğday fiyatı ekmeklik buğdayın yüzde 15 üstünde olur. Arpanın fiyatı ekmeklik buğdayın yüzde 20 altında olur, mısır yüzde 10 düşük olur. Fakat bu matematik bozuldu. Şu anda arpa ve mısır fiyatı buğdayın çok üzerinde. Yaşanan sorunun temel nedeni bu."
Kaliteli ekmeklik buğdayın yem sanayinde kullanılması nedeniyle üründen elde edilen katma değerin kaybolduğuna dikkat çeken Ulusoy, "Bugün stoklarımızdan çalışıyoruz. Ama yeni harmandan alamadığımız kaliteli buğdayı ithal etmek zorunda kalacağız. Kuraklık nedeniyle olağanüstü bir yıl yaşanıyor. İthalatla ilgili tabuların kırılması lazım. Hasat zamanı gümrük vergisi sıfırlanmaz, ithalat yapılmaz tabularının bu yıl için kırılması gerekir. Şu anda ithalat yapılsa ürün yine yem sanayine gider. Bu nedenle öncelikle mısır ve arpa fiyatının kontrol altına alınması gerekiyor. Toprak mahsulleri Ofisi bu konuda bir çalışma başlattı." dedi.
Yem sanayinin hammadde fiyat artışını ürünlere yansıttığını hatırlatan Ulusoy, ekmek fiyatının sabitlenmesi nedeniyle dengenin bozulduğunu söyledi. Ulusoy şunları söyledi: "Buğday fiyatı artınca biz fiyatı yükseltip alamıyoruz. Çünkü yüksek fiyatı una yansıtamıyoruz. Un kullanan ekmek üreticilerinin fiyatı sabitlendi. Ekmek fiyatı artsa bunun faturası tüketiciye çıkacak. Yemcilerin böyle bir sorunu yok. Ama bu sene olağanüstü bir yıl suçlu aramaya gerek yok. Her sene yaptığımızdan farklı önlemler almak gerekiyor."
Un sanayicileri ve yem sanayicileri sorunun buğday üretimindeki düşüşten de kaynaklandığını belirterek bu yıl kuraklık nedeniyle buğday üretiminin 15-16 milyon ton seviyesine düşeceğini iddia ediyor. Üretimdeki düşüş nedeniyle Türkiye'nin buğday ithalatının 12-13 milyon tona çıkması bekleniyor.
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal, bu yıl hububat piyasalarında olağanüstü şartların hakim olduğunu belirterek, güçlü bir müdahalede bulunduklarını söylüyor. Güldal, "Piyasayı anlık olarak yakından takip ediyoruz, gerekmesi halinde hızlı kararlar alıyoruz. Olağan dışı dönemlerde olağanüstü kararlar alınabilmektedir. Bu gereklilik dolayısıyla piyasa düzeni ve istikrarı için bütün müdahale yöntemlerini gündemimizde tutuyoruz" dedi.
Hasat döneminin başında kuraklık ve dış piyasa fiyatlarının etkisi ile oluşan spekülasyonlar nedeniyle yem ham maddeleri başta olmak üzere hububat fiyatlarında beklenin üzerinde artışların olduğunu belirten TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal, normal dönemlerde sonbaharda açıklanan hasat sonu hububat satış fiyatlarını piyasanın önünü görmesi için erken açıkladıklarını söyledi. Güldal, ekmeklik buğday üzerindeki baskıyı azaltmak için makarna ihracatında yurt içinden ekmeklik buğday kullanımını sınırlandırıldığını, yurt içinden ekmeklik buğdayla makarna imal edilip ihracatın yapılamayacağını hatırlattı. Bir diğer tedbir olarak, özellikle Afrika, Güney Amerika ve Yakın Doğu ülkelerine dahilde işleme rejimi (DİR) kapsamında yapılan makarna ihracatlarında daha önce yüzde 30 olan ekmeklik buğday kullanım oranının 31 Mayıs 2021 itibariyle yüzde 100'e çıkarıldığını vurgulayan Güldal, yurt içindeki ekmeklik buğdaya olan talep baskısının azaltılmasını hedeflediklerini sözlerine ekledi.