“Sel, kıtlık, artan fiyatlar ve bulaşıcı hastalıklar yaygın sorunlar haline geliyor ve bunlar iklim değişikliğinden kaynaklanıyor.”
“Ailelerimiz ve yetişkinler bu hayatı yaşadı; ancak bu dünyada yaşamaya devam edecek olan bizleriz.”
“Gittiğim her yere çiçekler ekiyorum. Bu da benim sesimi duyurma şeklim.”
“Sudaki kirlilik arttığı için, çocuk hastalıklarında da artış var.”
“İnsanlar çok yemek israf ediyor, videolarını TikTok’ta izliyoruz.”
“Yapılan hatalara karşı sessiz kalmayacağız. Haklarımızı ve doğamızı sonuna kadar savunacağız.”
“İnsanlar kendi çöplerinin 8 milyarı etkileyeceğini düşünmüyorlar.”
Bu görüşler, dünyanın dört bir yanından yaşları 12 ile 18 arasında olan çocuklara ait.
Bugün dünyada milyonlarca çocuğun doğru düzgün gıdaya, yaşayacak yere, eğitime, korunmaya ve sağlık hizmetlerine erişimleri yok. Bu durum COVID-19 ve iklim krizinin etkisiyle daha da kötüleşmiş durumda. Bu gelişmelerden en çok etkilenenler de, en kırılgan coğrafyada yaşayan ve ekonomik anlamda dezavantajlı çocuklar oluyor.
Çocukları merkeze alan ve onları “Umut Nesli” olarak tanımlayan Save the Children, dünyanın dört bir yanındaki çocukların iklim değişikliği ve ekonomik eşitsizlik hakkında görüşlerine kulak veriyor.
1919 yılında Büyük Britanya’da kurulan bir insani yardım kuruluşu olan Save The Children, çocukların yaşam koşullarının iyileştirilmesi, sağlık hizmetleri ile eğitime erişim olanaklarının güçlendirilmesi, ekonomik koşullarının iyileştirilmesi, doğal afetler, savaşlar nedeniyle çocukların yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesini amaçlıyor. Kuruluş aynı zamanda, Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyinde genel danışmanlık statüsü sahibi.
Save The Children çocukların iklim krizi ve eşitsizlikle ilgili talep ve önerilerini yetkili makamlara duyurabilmelerine destek olmak amacıyla çok önemli bir kampanya başlattı ve adını “Umut Nesli” olarak belirledi.
18 ülkeden 13 bin çocuk
Kampanyaya 18 ülkeden, 13 binin üzerinde çocuk katıldı. Katılımcılar geçtiğimiz yıldan beri devam eden benzeri görülmemiş kuraklık, şiddetli sıcak hava dalgaları ve yıkıcı seller karşı sında daha hızlı harekete geçilmesi çağrısında bulundu.
Save the Children’ın kolaylaştırıcılığını yaptığı oturumlara Mısır, Birleşik Krallık, Endonezya, Nepal, Norveç, Lübnan, Kenya, Peru, Güney Afrika ve birçok ülkeden onbinlerce çocuk katıldı. Mayıs ile Ağustos arasında gerçekleşen oturumlarda çocuklar iklim krizi ve eşitsizlik hakkında soruları yanıtladı ve yetişkinlerin konuyla ilgili ne yapmaları gerektiğine dair görüşlerini iletti.
İstanbul ve Antakya’dan çocuklar taleplerini dile getirdiler
Save the Children Türkiye Ülke Ofisi de, İstanbul ve Antakya Toplum Merkezleri’nin yanı sıra, Temmuz ayında Hayata Destek Derneği işbirliğiyle Diyarbakır ve Mardin’de oturumlar düzenledi. Oturumlarda mülteci çocukların da dahil olduğu 12-18 yaş arasındaki çocuklar, iklim krizinin ve ekonomik eşitsizliğin hayatlarını nasıl etkilediğini ve yetişkinlerden beklentilerini dile getirdi. Yazının başındaki cümleler işte o görüşlerde bazıları.
Kampanyanın etkili bir tarafı da oturumlarda ortaya çıkan çözüm önerileri ve görüşlerin bir rapor olarak hazırlanıp Kasım’da düzenlenecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP) 27 ve G20 toplantılarında karar vericilerle paylaşılacak olması.
Bunun yanı sıra kampanya kapsamında, çevrimiçi bir anketle daha geniş kitlelerin görüşleri alınıyor. Bu görüşler de rapora eklenecek.
İşimiz onlara alan açmak
Save the Children’a göre eşitsizlik ve ayrımcılıktan en çok etkilenen düşük gelirli ailelerin ve mülteci çocukları, iklim krizi karşısında da en riskli grubu oluşturuyor. Kaliteli ve yeterli sağlık hizmetlerine sahip olmamaları, hali hazırda yetersiz beslenmeleri ve olası bir felakette evlerine yansıyacak zararı karşılayacak maddi güçlerinin olmaması riski arttıran etkenler arasında yer alıyor.
Dünyanın dört bir yanındaki gençlerin iklim değişikliği ve eşitsizlik kampanyalarına öncülük ettiğinin altını çizen Save the Children Kampanya Direktörü Angelique Orr, işimiz onları desteklemek, dinlemek, onlara alan tanımak, mesajlarını duyurmak ve harekete geçmek” diyor.
DÜNYANIN EN BÜYÜK İKLİM MÜZAKERESİ
Çevrimiçi anketlerle birlikte 30 ülkeden binlerce çocuğun görüş verebildiği müzakare, şu zamana kadar hem ülke hem de katılımcı çocuk sayısı açısından konuyla ilgili gerçekleştirilenlerin en büyüğü. Sonuçların yer aldığı Ekim ayında çıkması planlanan küresel rapor, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP) 27 ve G20 toplantılarında karar vericilerle paylaşılacak. Save the Children, önümüzdeki üç yıl içinde en az 50 bin çocuğun, çocuklara ve gezegene değer veren bir dünya için gerçekleştirilecek kampanyalara öncülük etmelerine destek vermeyi hedefliyor.