Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) çatısı altındaki Türkiye-Amerika İş Konseyi’nin (TAİK) davetiyle pazar günü akşam saatlerinde geldiğim New York’ta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın heyetindeki Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu’yla bağlantı kurdum, toplantı-görüşme trafiğini sordum.
Toplantı trafiğini şöyle özetledi:
- Pazartesi günü (dün) planlanan bir yatırımcı toplantısı var.
- Salı-Çarşamba günü Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Alpaslan Bayraktar, Ticaret Bakanımız Ömer Bolat, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mehmet Fatih Kacır farklı programlar kapsamında yatırımcılarla buluşacak.
Kendisinin ekibiyle birlikte görüşme trafiği konusunda şu bilgiyi verdi:
- Biz de geçen Cuma gününden bu yana ikili görüşmeler yapıyoruz.
Toplantılara katılım ve görüşmelerindeki yatırımcı ilgisini öğrenmek üzere şu soruyu yönelttim:
- Moody’s ve Fitch notumuzu bu yıl iki kez yükseltti. Standart & Poors’un da Kasım ayında ikinci not artırımını yapması bekleniyor. Ancak, bu artırımlara rağmen Türkiye hâlâ “yatırım yapılabilir” seviyede değil. Bu ortamda uluslararası yatırımcı ilgisi nasıl?
Önce uluslararası kredi notuyla ilgili şu noktanın altını çizdi:
- 2024 yılında Moody’s, Fitch ve S&P’den, yani üç kuruluştan da not artışı alan tek ülkeyiz.
Sonra yatırımcı ilgisi ile ilgili şu mesajı verdi:
- Yatırımcılarda olumlu bir hava var. Teknoloji, altyapı, hizmetler, imalat sanayi gibi geniş alanda ilgi olduğunu görüyoruz.
Bu yılki uluslararası yatırım temposunu merak ettim, 7 aylık veriyi paylaştı:
- İlk 7 aylık doğrudan yatırım gerçekleşmesi 6 milyar dolar. 2023’te gelen uluslararası doğrudan yatırım 10.6 milyar dolardı. Bu yılki tempo 10.6 milyar doları geçebileceğimizi gösteriyor.
Ahmet Burak Dağlıoğlu’ndan bu mesajları aldıktan sonra Haziran ayının ilk haftasında Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Engin Aksoy’la Ankara’da düzenledikleri “Küresel Yatırım Günleri” sırasında yaptığımız sohbetin notlarına baktım.
Engin Aksoy, sohbete şu saptamayla girmişti:
- 1 trilyon dolar dolayında olan küresel yatırımların artmadığı bir ortamda, ülkeler arasında yoğun rekabet yaşanıyor. Doğu Avrupa ülkeleri zaten Türkiye’nin rakibiydi. Onlara Mısır ve Suudi Arabistan da eklendi.
YASED’in aralarında dünya devlerinin de olduğu 274 üyesi olduğunu anımsatıp, çabalarına işaret etmişti:
- Yoğun rekabet ortamında Türkiye’deki uluslararası sermayeli şirketlerin yöneticileri olarak ülkemize yatırım çekmeye çalışıyoruz. Yatırımcının gittiği ülkede aradığı en temel konu makro ekonomik istikrardır. Orta Vadeli Program (OVP), adım adım güven ortamı yaratıyor.
Başta uluslararası olmak üzere yatırımcının “güven” ve “öngörülebilirlik” aradığının altını çizmişti:
- Bir sabah uyandığımızda ekonomiyi etkileyecek sürpriz kararlar olur mu? 6 ay, 1 yıl sonrası öngörülebilir durumda mı?
Türkiye’de faaliyet gösteren uluslararası şirketlerde genelde memnuniyetin olduğunu vurgulamıştı:
- Ancak, bu şirketlerin daha fazla yatırım yapması konusunda iştah yaratamıyoruz. İştah için yatırım ortamının iyileştirilmesine dönük adımları atmak gerekiyor.
Türkiye’ye 1980 yılından bu yana gelen doğrudan yatırımların toplamını anımsatmıştı:
- Ülkemize 1980’den buyana gelen doğrudan yatırım 270 milyar doları buldu. Bunun 100 milyar dolarlık bölümünü YASED üyesi şirketler getirdi.
Engin Aksoy’un işaret ettiği şu nokta önemliydi:
- Türkiye’de uzun yıllardır yatırımı bulunan şirketler olarak paramız var. Yeni yatırımlara ikna olmamız daha kolay. İçerideki uluslararası şirketlerin potansiyeli, Türkiye’nin dünyadaki payını yüzde 0.9’dan yüzde 1.5’e taşımaya yeter.
YASED’in üyeleriyle gerçekleştirdiği anketten çıkan veriye de vurgu yapmıştı:
- Ortam cazip olsa, YASED üyeleri 19 milyar dolara yakın yatırımı Türkiye’ye getirebilir…
Türkiye’ye geçen yıl gelen uluslararası doğrudan yatırım 10.6 milyar dolar düzeyindeydi.
Bu yıl ilk 7 ayda 6 milyar doları buldu, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’ni geçen yılı aşma konusunda umutlandırdı…
6 ayda bir yaptırdığı anket incelenip, YASED’in önerilerine kulak verilse, mevcut yatırımcıların Türkiye’ye kısa sürede 19 milyar doları getirmesi sağlanamaz mı?
‘Fortune 100’ listesindeki 25 şirketin CEO’ları ile yuvarlak masada buluşuldu
New York’a vardığımızda Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak’a da görüşme-toplantı trafiğini sordum:
- DEİK olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifiyle “Fortune 100” listesindeki 25 üst düzey firmanın CEO’larının katıldığı yuvarlak masa toplantımız gerçekleşiyor.
Amerikalı şirketlerin ilgisine işaret etti:
- Amerika’daki yatırımcılar hem sayın Cumhurbaşkanımızın, hem de bakanlarımızın katıldığı programlara önemli ilgi gösteriyor.
Toplantılarla ilgili şu noktanın altını çizdi:
- Enerji ve dijital teknolojiler başta olmak üzere sektör odaklı yuvarlak masa toplantıları da gerçekleştiriyoruz.
Yapay zeka ve yenilikçi teknolojilerde fırsat eşitliği sunulmalı
Birleşmiş Milletler’in (BM) 79. Genel Kuruluna katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın New York heyetinde yer alan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türk Evi’nde BM Genel Sekreteri’nin Teknoloji Elçisi Amandeep Singh Gill ile görüşmesini paylaştı:
- Sayın Gill ile BM genel Kurulunda kabul edilen “Gelecek İçin Pakt” ve “Küresel Dijital Anlaşma”yı ele aldık.
İnsan odaklı bir dijital gelecek için etik kuralların etkinliği ve kapsayıcılığının şart olduğunu vurguladı:
- Türkiye, yapay zeka ve diğer yenilikçi teknolojilerin sadece birkaç ülke ve şirket tarafından geliştirilmesi yerine herkese fırsat eşitliği sunulması adına yürütülen küresel inisiyatifleri desteklemeye devam edecek.
Gaziantep’de 300 bin sığınmacı var, onurlu ve gönüllü dönsünler artık
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in “Yerel ve Bölgesel Yönetimler Danışma Grubu”nda yer alan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, BM’deki konuşmasında mülteciler konusu üzerinde durdu:
- Sayın Guterres’e BM Mülteciler Yüksek Komiseri iken 2015’te Gaziantep’e yaptığı ziyaretten ve bugünkü cesaretli duruşundan dolayı teşekkür ediyorum. BM, savaşların durması için kurulmuştu ama dünyanın her tarafında savaşlar devam ediyor.
Gaziantep’in nüfusunun 2 milyon olduğunun altını çizdi:
- Şehrimizde 300 bin sığınmacıyla birlikte yaşıyoruz. Ancak artık onurlu ve gönüllü şekilde ülkelerine dönmelerini istiyoruz.
Fatma Şahin, BM’deki “Yerel ve Bölgesel Yönetimler Danışma Kurulu” toplantısı sonrasında sosyal medyada şu mesajı paylaştı:
- Herkes konuştu ama tek konuşmacı bile “Gazze” Çünkü, gündemleri Gazze değil, iklim kriziydi. Kimse konuşmasa da biz konuştuk, haykırdık. Çünkü, çocuklar öldürülürken başka bir şey konuşulamaz.