Uluslararası Şeffaflık Örgütü (Transparency International) Haziran ayında 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesinin küresel yolsuzluk karnesini yayımladı. Çalışmanın adı: Vatandaşların Bakışı ve Yolsuzluk Tecrübeleri.
76 sayfada özetlenen bu çalışmada, 2020 yılının Ekim-Aralık döneminde 27 Avrupa Birliği ülkesindeki 40 bin kişiyi aşkın kişi üzerinde yapılan anket sonuçları yer alıyor.
Ağırlıklı olarak ülkeler bazında belli başlıklara göre çalışma sonuçlarına yer verilmiş ve oldukça dikkat çekici, düşündürücü ve dolayısıyla önemli sonuçlar ortaya çıkmış.
Şimdi bu başlıkları özetlemeye çalışalım.
AB vatandaşlarının dörtte üçü yolsuzluğun durağan veya kötüye gittiğini düşünüyor. Oransal olarak baktığımızda son 12 ayda veya bir yılda vatandaşın;
- Yüzde 32’si yolsuzluğun arttığını,
- Yüzde 44’ü yolsuzluğun aynı düzeyde olduğunu,
- Yüzde 16’sı ise azaldığını
düşünüyor.
Ülkeler itibariyle baktığımızda;
- Güney Kıbrıs (Rum Kesimi) halkının yüzde 65 ile kahır ekseriyeti yolsuzluğun arttığını,
- Bu oranın Slovenya’da yüzde 51 olduğunu,
- Bulgaristan’da yüzde 48’e ulaştığını,
görüyoruz. Bu ülkeleri; yüzde 40 oranın üzerinde Romanya, Hırvatistan, Portekiz, Macaristan’ın izlediğini gözlemliyoruz.
Buna karşın yüzde 20’nin altında yolsuzluğun olduğu ülkeler sıralamasında ise; ilk sırada Finlandiya olmak üzere, Estonya, Slovakya, Lüksemburg geliyor.
AB ülkelerinde halkın yüzde 62’si, Hükümet yolsuzluğunu büyük sorun olarak görüyor. Buna karşın yüzde 33’ü ya sorun olarak görmüyor ya da küçük sorun olarak algılıyor.
Hükümet yolsuzluğunu büyük sorun olarak gören ülkelerin başında yüzde 92 ile Hırvatistan geliyor ve bunu yüzde 90 ile Bulgaristan izliyor. Güney Kıbrıs ve Portekiz yüzde 88, İspanya yüzde 86, Çek Cumhuriyeti, İtalya, Slovenya, Letonya, Slovakya, Romanya yüzde 80’in üzerinde payla sıralanıyor.
Hükümet yolsuzluğunun en az olduğu ülkeler sıralamasında, yüzde 12 ile Danimarka ilk sırada geliyor; bu ülkeyi yüzde 16 ile Finlandiya ve yüzde 21 ile İsveç izliyor. Cinsiyet açısından ise kadınların yolsuzluk algısının daha olumsuz olduğu görülüyor.
Yolsuzlukla mücadelede ülkeler itibariyle hükümetlerin performansı da ölçülmüş ve şu sonuçlar çıkmış:
- Güney Kıbrıs’da halkın yüzde 80’i Hükümetin performansını kötü bulurken sadece yüzde 17’si iyi görüyor,
- Hırvatistan’da performansı kötü bulanların oranı yüzde 72, iyi bulanların oranı yüzde 26 çıkıyor,
- Çek Cumhuriyeti’nde Hükümet performansını kötü bulanların oranı yüzde 69 iken iyi bulanların oranı yüzde 26 oluyor.
- Bulgaristan, Slovenya, Romanya, Letonya, İspanya, Portekiz, Polonya, Fransa, Macaristan, Yunanistan ve İtalya’da Hükümet performansını kötü bulanların oranı yüzde 50’nin üzerinde kalıyor.
- Buna karşın Danimarka’da halkın yüzde 63’ü yolsuzlukla mücadelede hükümetin çok iyi olduğunu söylüyor, kötü bulanların oranı sadece yüzde 22’de kalıyor.
- Hükümeti yolsuzlukla mücadelede başarılı bulan ülkeler sıralamasında Finlandiya, Lüksemburg, İsveç, Hollanda, Slovakya, Estonya, Almanya, İrlanda, Malta, Avusturya ve Belçika bu sıralama ile yerini alıyor.
Söz konusu yolsuzluğa kurumsal açıdan bakarsak...
- Yüzde 28 ile parlamento üyeleri ilk sırada yerini alıyor,
- Yüzde 25 ile işletmeler geliyor,
- Yüzde 23 ile bankerler ile başkanlık ve başbakanlık ofisleri, yerel yönetimler sıralanıyor,
- En alt sırada ise yüzde 14 ile yargı ve yüzde 11 ile polis geliyor.
Şimdi de gelelim ülkeler itibariyle rüşvet oranlarına ve sıralamasına…
- İlk sırada Romanya var ve rüşvet oranı yüzde 20,
- Bulgaristan yüzde 19 ile ikinci sırada,
- Bu ülkeleri yüzde 17 ile izleyen Macaristan ve Litvanya var,
- Yüzde 14 ile Hırvatistan ve yüzde 11 ile Çek Cumhuriyeti ve Slovakya var,
- Rüşvetin en az olduğu ülkeler yüzde 1 ile İsveç, Finlandiya, Danimarka,
- Yüzde 2 ile de İspanya, Hollanda, Lüksemburg, Estonya sırda.
Raporda öne çıkan sonuçlar şöyle sıralanıyor:
- Yolsuzluk düzeyi değişmiyor,
- Dürüstlük ile ilgili yayınlar kamu ve özel sektörde aynı oranda yer alıyor,
- Her 10 AB vatandaşının üçünün yolsuzluk tecrübesi var,
- Sağlık bakım konusu yolsuzluğun tam merkezinde duruyor,
- Yolsuzluğun cezasız kaldığı algısı çok yaygın,
- Korku misillemesi çok fazla,
- Halkın yarısına yakını kendisini çözümün parçası olarak görüyor.
Raporda doğal olarak bazı tavsiyelere de yer veriliyor.
Bizim değerlendirmemize gelince…
İyi ki Türkiye AB ülkesi değilmiş(!), yoksa sıralamadaki yeri belliydi.
Son bir yılda hiçbir şey değişmemiş anlaşılan.