Uluslararası mahkemelerin Ukrayna dosyası ile imtihanı

Av. Mustafa YAŞAR

Ankara Barosu

Devletlerarasında oluşan uyuşmazlıkların çözümünde kuvvet kullanmak antik çağda dahi yegâne seçenek olarak görülmemiştir. M.Ö. 600 yılında Atina ve Megara şehir devletleri arasında Salamis Adası’nın mülkiyeti sorununun Ispartalı beş yargıcın kararı ile çözülmesi devletlerarasında kuvvet kullanmaktan vazgeçilerek barışçı yoldan çözülen ilk uyuşmazlık olarak bilinmektedir.

Antik çağdan bugüne insan zekâsının geliştirdiği barışçı uyuşmazlık çözüm yöntemleri Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın Uyuşmazlıkların Barışçı Yollarla Çözülmesi başlıklı VI. Bölüm’ünde görüşme, soruşturma, arabuluculuk, uzlaşma, hakemlik ve yargısal çözüm yolları ile bölgesel kuruluş ya da anlaşmalara başvurmak veya kendi seçecekleri başka yollar olarak sıralanmıştır.

Rusya Federasyonu tarafından 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’ya yönelik başlatılan saldırının/kuvvet kullanılmasının sonlandırılması maksadıyla yukarıda sayılan barışçı çözüm yollarının tamamı halen denenmektedir. Bu yollardan yargısal çözüm seçeneğinin - uluslararası hakemlik ve uluslararası tahkim hariç - dar anlamda uluslararası mahkemelerin Ukrayna dosyasının çözümüne katkısı nasıl olabilecektir?

Uluslararası mahkeme tanımı; devletlerarasında yapılan bir anlaşma ya da bir uluslararası örgüt kararıyla kurulan, uyuşmazlıkları hukuka uygun olarak çözmekle görevlendirilen veya uluslararası hukuka aykırı bir fiili yargılayan ve kararları bağlayıcı olan mahkeme olarak yapılabilir. Uluslararası mahkemeler evrensel veya bölgesel nitelikli olabilmektedir.

Evrensel nitelikli ve Ukrayna dosyasının açıldığı uluslararası mahkemeler olarak;

- Hamburg/Almanya’da konuşlu Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi (UDHM).

- Lahey/Hollanda’da konuşlu BM yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı (UAD),

- Lahey/Hollanda’da konuşlu Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni (UCM) sayabiliriz.

Bölgesel nitelikli (sadece Avrupa Konseyi üyesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini onaylayan ülkeleri kapsadığı için bölgesel nitelikli) ve Ukrayna Dosyasının açıldığı uluslararası mahkeme olarak;

  • Strazburg/Fransa’da konuşlu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni (AİHM) belirtebiliriz.   

Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi’nde (UDHM) Ukrayna Dosyası Rusya’nın 25 Kasım 2018 tarihinde Kırım Yarımadası bölgesinde karasularını ihlal ettiği gerekçesi ile Ukrayna’ya ait üç gemiyi müsadere etmesi ve 24 gemi personelini tutuklaması üzerine Ukrayna’nın başvurusu ile Rusya’ya karşı açılmıştır. UDHM 25 Mayıs 2019 tarihinde Rusya’nın üç gemiyi ve 24 gemi personelini derhal serbest bırakması ve Ukrayna’ya geri dönmesine müsaade etmesi kararını Rusya vatandaşı hâkim R. Kolodkin’in verdiği 1 ret oyuna karşı 19 kabul oyu ile vermiştir. Rusya mahkemenin bu kararını 6 ay sonra geç de olsa yerine getirmiştir.

Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) Rusya’ya karşı Ukrayna’nın başvurusu ile iki dosya açılmıştır.

 – Birinci Ukrayna Dosyası Rusya’nın Kırım ve Doğu Ukrayna’da Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşme ve Uluslararası Irk Ayrımcılığının Tüm Biçimlerinin Kaldırılması Sözleşmesine aykırı davrandığına dair Ukrayna’nın 16 Ocak 2017 tarihli yaptığı başvuru ile açılmıştır. Dosyanın esasına ilişkin inceleme halen devam etmektedir.

- İkinci Ukrayna Dosyası ise Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı topyekûn saldırıyı müteakip 26 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’nın başvurusu ile açılmıştır. Ukrayna yaptığı başvuruda özetle;

  • Luhansk ve Donetsk bölgelerinde 1948 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi III. maddesi gereği cezalandırılacak soykırım suçlarının Ukrayna tarafından işlendiğine dair Rusya Federasyonu iddiası aleyhine hüküm verilmesine,
  • Luhansk ve Donetsk bölgelerinde Ukrayna tarafından işlendiği iddia edilen sözde soykırım suçu nedeniyle Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının hukuka uygun olmadığına,
  • Rusya’nın Ukrayna’da sebep olduğu bütün zararı karşılamasına,
  • Rusya’nın Ukrayna topraklarına saldırısının derhal durdurulmasına yönelik karar verilmesini talep etmiştir.

Uluslararası Adalet Divanı ikinci dosyaya dair yaptığı müzakereler sonunda Ukrayna’nın talebi doğrultusunda aşağıda yer alan geçici koruma tedbirlerinin alınmasına 16 Mart 2022 tarihinde karar vermiştir.

  1. Rusya Federasyonu 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna topraklarında başlattığı askeri operasyonu derhal durduracaktır. 
  2. Rusya Federasyonu kendisi tarafından yönetilen veya desteklenen hiçbir askeri veya askeri olmayan silahlı birliğin ve kendi kontrolünde veya yönetiminde olan hiçbir kuruluş ve şahsın Ukrayna topraklarında yürütülen askeri operasyonun devam ettirilmesi yönünde adım atmayacaklarını temin edecektir.
  3. Her iki taraf Uluslararası Adalet Divanı önündeki dava konusu durumu kötüleştirecek, genişlemesini sağlayacak veya çözümü daha da güçleştirecek hareketten kaçınacaktır.

Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) ikinci dosyada Ukrayna’nın diğer taleplerine ilişkin incelemesi ise halen devam etmektedir.

 UAD’nın aldığı yukarıda belirtilen geçici koruma tedbirleri kararını Rusya’ya zorla uygulatmak hemen hemen imkânsızdır. UAD’nin zorla uygulatmak amacıyla üçüncü ülkelerden yardım almak ya da durumu Rusya’nın veto yetkisine sahip olduğu BM Güvenlik Konseyi’ne taşımak gibi gerçekleştirmesi zor seçenekleri bulunmaktadır. Buna rağmen UAD’nın bu kararı ile Ukrayna, Rusya'nın uluslararası hukuka aykırı saldırı eylemini uluslararası bir mahkemede tescil ettirerek önemli bir hukuki ve siyasi başarı elde etmiştir.

Uluslararası Adalet Divanı’nın görev, yetki ve kuruluşunu belirleyen Divan Statüsü madde 2’ye göre divan yargıçları hiçbir devlet ve uluslararası örgütten talimat almayacak kadar bağımsız ve yüksek ahlaki karaktere sahip olması gerekmektedir. Ancak yukarıda belirtilen kararda sayılan 1 ve 2 numaralı tedbirlere halen UAD Başkan Yardımcısı görevini yürüten ve Rusya Federasyonu’ndan seçilen Yargıç Kirill Gevorgian ile Çin Halk Cumhuriyeti’nden seçilen Yargıç Xue Hanqin ret oyu vermişlerdir. Sadece 3 numaralı tedbir 15 üyenin oy birliği ile alınabilmiştir. Bu durum yargıçlarda olması gereken bağımsızlığın ve yüksek ahlaki karaktere sahip olma şartlarının kâğıt üzerinde kaldığını, yargıçların yukarıda belirtilen UDHM ve UAD örneklerinde görüldüğü gibi kendi devletlerinin politikalarının etkisinde olduklarını göstermektedir. Tarafsızlığını ve bağımsızlığını şüpheye düşürecek hâkimlerin reddi olanağının bu mahkemelerin yargılama usulünde olmamasının bir eksiklik olduğunu düşünmekteyiz.

Evrensel nitelikli bir diğer uluslararası mahkeme soykırım suçu, savaş suçu, insanlığa karşı suç ve saldırı suçu işleyen gerçek kişilerin ceza muhakemesi hukuku genel kurallarına göre yargılamasını yapan Uluslararası Ceza Mahkemesi’dir (UCM). UCM Başsavcısı Karim A. A. Khan QC, DÜNYA Gazetesi’nde 12 Mart 2022 tarihli (https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/uluslararasi-ceza-mahkemesi-ukrayna-dosyasi/651696) yazımda açıldığını bahsettiğim soruşturma kapsamında Ukrayna’da 16 Mart 2022’de şahsen yaptığı incelemede suç işlendiğine dair delil olabilecek tanık beyanları, adli tıp belgeleri, dijital ve diğer tüm bilgi ve belgelerin toplanmasının önemini belirtmiştir. UCM’de Putin ve ekibinin şahsen yargılanması teorik olarak mümkündür. Ancak ceza sorumluluğunun şahsi olması, kişinin sadece kendi fiilinden sorumlu olması, kimsenin başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaması ilkeleri nedeniyle Ukrayna savaşında kişinin suç oluşturan fiili işlediğine dair (örneğin; saldırı planını kim yaptı, saldırı emrini kim verdi, hastaneye veya okula füzeyi kim attı, sivillere kim ateş etti gibi) delillerin toplanması ve bu delillere göre iddianame hazırlanması gerekmektedir. Ayrıca Putin dahil savaş suçu işleme yeterli şüphesi taşıyan tüm şahısların UCM’de duruşmalarda hazır bulunması yargılama için bir zorunluluktur. UCM yargılamasında bütün bu şartları gerçekleştirmek UCM savcıları için kolay olmayacaktır.

Bölgesel nitelikli uluslararası mahkeme olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) görevi devletlerarası uyuşmazlığı çözmek değildir. AİHM’nin görevi Avrupa Konseyi üyesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) taraf devletlerin sözleşme ile korunan insan haklarını ihlal ettiğini tespit ve gerektiğinde devleti tazminat ödemeye mahkûm etmektir. AİHM’de dava açmak için taraflarının iradelerine/rızalarına ihtiyaç olmayıp sözleşmeye taraf bir devletin, hükümet dışı kuruluşun, gerçek kişi veya kişi gruplarının başvurusu yeterlidir. Rusya ve Ukrayna Avrupa Konseyi üyesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf devletlerdi. 15 Mart 2022 tarihine kadar Ukrayna tarafından Rusya aleyhine AİHS ile korunan insan haklarını ihlal ettiği gerekçesi ile 6 Ukrayna dosyası açılmıştır. Ancak Rusya 15 Mart 2022 tarihinde Avrupa Konseyi üyeliğinden ayrılma ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden çekilme iradesini açıklamıştır. Bunun üzerine Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de Ukrayna saldırısı nedeniyle Rusya’nın Avrupa Konseyi üyeliğinden 16 Mart 2022’de çıkartılması kararını almıştır. AİHM ise Rusya’nın Avrupa Konseyi üyeliğinden çıkartılması kararının mahkemenin işleyişine hukuki etkisinin değerlendirildiğini ve bu değerlendirme sürecinde Rusya aleyhine daha önce açılan Ukrayna Dosyaları ile ilgili incelemeleri askıya alma kararı aldığını aynı gün açıklamıştır.

Uluslararası mahkemelerin bütün çabalarına rağmen uluslararası hukuk kurallarının uygulanmasının sağlanmasında zorunlu bir yargı mekanizmasının bulunmaması, uluslararası mahkeme kararlarını tek elden uygulayacak devletler üstü uluslararası bir otoritenin bulunmaması bu kararların caydırıcılığını ve yargılamanın etkinliğini azaltmaktadır. Uluslararası mahkeme kararlarının uygulanması genellikle devletlerin ahde vefa (pacta sunt servanda) ve iyi niyet ilkelerine bağlılığına kalmaktadır. Bu nedenle antik çağdan bugüne uygarlığımızın geliştirdiği barışçı uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin Ukrayna Dosyasında etkili olup olmadığını zaman gösterecektir.

Tüm yazılarını göster