Pınar Su, şehirlerimizin simgelerini cam şişelerin üzerine resmederek, şişeleri turistler için çekici bir hatıra nesnesi haline getirdi. İlk etapta üç büyük şehrin etiket tasarımları tamamlandı. Projede İstanbul için Kız Kulesi, Boğaz Köprüsü, martı ve vapur simgelerine yer verildi. Ankara şehir şişesi üzerinde ise; Ankara Kalesi, eski Ankara evleri, Atakule, Hitit Güneş Kursu Anıtı ve Eski Meclis yer alıyor. Meşhur Saat Kulesi, eski cumbalı evleri ve yelkenleri ile İzmir, su şişelerine taşındı.
Ulusal düzeyde satış yapan büyük firmalar içerisinde yüzde 100 Türk sermayeli şirketlerden biri olan Pınar Su ve İçecek, ambalajlı su pazarında ciro bazında Türkiye pazarının ilk 5 firması arasında yer alıyor.
1984 yılında temellerini attığı tesis ile Türkiye’yi şişelenmiş doğal kaynak suyu ile tanıştıran Pınar Su, farklı bölgelerdeki 3 kaynağa sahip 2019’da 35. Yılında ticari ünvanını “Pınar Su ve İçecek” olarak değiştiren kuruluş, ürün portföyüne maden suyu, meyveli maden suyu ve limonatayı da ekledi. Pınar Su bir “İçecek” şirketi olarak yoluna devam ediyor.
Turizm projesi hakkında konuşmak için bir araya geldiğimiz Pınar Su ve İçecek Pazarlama Müdürü Pelin Gülbay Özdemir kampanyanın amacını “Ülkemizin değerlerini hatırlatmak ve tanıtımına katkı sağlamak istedik” şeklinde ifade etti. Özdemir ayrıca, kuruluşun sürdürülebilirlik çalışmaları hakkında da ayrıntılı bilgi paylaştı.
Ürün yelpazeniz genişlemeye devam ediyor mu?
Su kategorisinde 13 çeşit, maden suyu kategorisinde 4 çeşit, limonata kategorisinde 4 çeşit, gazlı meyveli içecek kategorisinde 5 çeşit ve fonksiyonel içecek kategorisinde 4 çeşit ürünümüz var. Her ihtiyaç ve beklentinin mutlaka karşılık bulduğu geniş ürün yelpazemizle rakiplerimizden ayrılıyoruz.
Hangi trendler doğrultusunda ürün geliştiriyorsunuz?
Tüketici artık katkısız, şekersiz, doğal içerikli, az kalorili, vegan ya da bağışıklık sistemini güçlendiren ya da kilo verdirme özelliği bulunan fonksiyonel yiyecek ve içeceklere yöneliyor. Bu sağlık bilincinin artmasında pandeminin de rolü yadsınamaz. Bununla birlikte karşımızda yeni ve inovatif ürünleri denemeye oldukça açık genç bir kitle var. Bir süre öncesine kadar tüketiciler gıda ve içecek tüketiminde öncelikli olarak lezzet arıyordu.
Ne değişti?
Dijital yatırımlarınız ne durumda?
Müşterilerimize her kanaldan en kusursuz hizmet deneyimi yaratmak hedefiyle, Türkiye’de ilk defa internet üzerinden online damacana su siparişi sistemini 2012 yılında biz oluşturduk.
Pandemi dönemi itibarıyla da müşterilerimizin en hızlı ve kolay şekilde ihtiyacına erişmesi için dijital yatırımlarımıza hız kazandırdık. 2020 yılında sektöründe kredi kartı ile ödeme, temassız teslimat gibi konularda e-ticaret kanalı olarak öne çıkan Pınar Su Mobil Sipariş Uygulaması’nda yapılan teknik geliştirmeler, pandemi sürecinin etkisi ile hızlanarak devam etti.
Kaç bayiniz var?
Yasal standartlara uygunluğunu sürekli denetlediği 400’ü aşkın pet ve damacana bayisi ile ‘her zaman, her yerde ulaşılabilir olma’ ilkesiyle faaliyet gösteriyoruz. Teknoloji ve dijitalleşme yatırımlarımız ile hizmet kalitemizi yenilikçi uygulamalarla geliştirmeyi hedefliyoruz. Ürün gamımızın tamamını mobil sipariş uygulaması, Çağrı Merkezi, internet sitesi ve yaygın bayi ağı sayesinde müşterilerimizin kapısına kadar getiriyoruz.
Sürdürülebilirlik çalışmalarınız ne durumda?
2021 yılında atık su miktarımızı 2020 yılına göre yüzde 7.5 azalttık. Üretim proseslerinden kaynaklanan atık su miktarını ise bir önceki yıla kıyasla 2021 yılında; Bursa Uludağ tesisimizde birim üretim başına yüzde 26.31 oranında, Sakarya Gökçeağaç tesisimizde birim üretim başına yüzde 16.2 oranında, Aydın Madran tesisimizde ise yüzde 18.86 oranında azalttık.
Ambalajlarımızın geri dönüştürülebilme oranı nedir?
Ürün ambalajlarımızın tekrar kullanılabilir ve geri dönüştürülebilir özellikte olması çevreci ve sorumlu üretim anlayışımızın maddelerinden biri. 2011 yılından bu yana sürdürdüğümüz teknolojik yatırımlar ve AR-GE çalışmaları sonucunda yaklaşık 40 ton plastik atığın kaynağında azaltılması sağlandı. 2020 yılında da Türkiye’de ilk “Karbon Nötr Sertifikalı Ambalajlı Doğal Kaynak Suyu ve İçecek Ürünleri”ni üretme başarısını gösterdik.
Contemporary İstanbul’un Akbank’ın ana partnerliğinde, Türkiye’deki 23 çağdaş sanat galerisini buluşturacağı CI Bloom, 10-11 Ön İzleme, 12-15 Mayıs’ta Tersane İstanbul’da gerçekleşiyor.
Contemporary Istanbul’un, Akbank’ın ana sponsorluğunda, yeni bir sanat fuarına imza atmasından duyduğu mutluluğu dile getiren Akbank Marka ve İletişim Başkanı Beril Alakoç, “Contemporary İstanbul’da olduğu gibi Akbank olarak ana partnerliğini üstlendiğimiz CI Bloom’la da çağdaş sanatın en iyi örneklerini sanatseverlerle buluşturmayı hedefliyoruz. 15 Mayıs’a kadar açık olacak fuara, Akbank Sanat da Arte Povera sanat akımının öncülerinden olan, resim ve heykeli harmanladığı eserleriyle bilinen Jannis Kounellis’in Topkapı adlı eseriyle katılıyor” diye konuştu.
CI Bloom: Katılımcı Çağdaş Sanat Galerileri:
Ambidexter, İstanbul; Anna Laudel, İstanbul, Dusseldorf; Art On Istanbul; artSümer, İstanbul; Bozlu Art Project İstanbul; Büro Sarigedik, İstanbul; C.A.M. Galeri, İstanbul; Dirimart, İstanbul; Ferda Art Platform, İstanbul; Galeri 77, İstanbul; MERKÜR, İstanbul; Galeri Siyah Beyaz, İstanbul, Ankara; Galerist, İstanbul; Martch Art Project, İstanbul; Öktem Aykut, İstanbul; Pg Art Gallery, İstanbul; Pi Artworks, İstanbul, Londra; Piramid Sanat, İstanbul; Sanatorium, İstanbul; The Pill, İstanbul; Vision Art Platform, İstanbul; x-ist, İstanbul; Zilberman Gallery, İstanbul, Berlin.
CI Bloom katılımcı galerileri Seçici Kurul Üyeleri olan Adnan Yerebakan (Sanatorium), Doğa Öktem ve Tankut Aykut (Oktem Aykut), Moiz Zilberman (Zilberman Gallery), Oktay Duran (Art On Istanbul), Suela Cennet (The Pill), Yeşim Turanlı (Pi Artworks) tarafından belirlendi.
CI Bloom hakkında daha fazla bilgi almak için wwww.contemporaryistanbul.com
“Çim Sahada Topuklu Ayakkabılar Programı” , adındaki ironiden de anlaşıldığı gibi, çalışan kadının, kural ve kodları çok önceden belirlenmiş iş dünyasında, güçlendirilmesi amacıyla ortaya çıktı. Bu program ile çalışan kadının performansı ve motivasyonunu düşüren bireysel engellere dair farkındalığını artırmayı ve bu engelleri aşabilmesi için onu güçlendirmeyi hedefleniyor.
Çim Sahada Topuklu Ayakkabılar ekibi liderlik, kültürel gelişim, kurumsal iletişim, doğrudan satış ve network marketing, bankacılık ve finans, sağlık yönetimi ve insan kaynakları yönetimi gibi alanlarda uzmanlaşmış, toplamda 180 yılın üzerinde çim saha deneyimi olan 6 iş kadınından oluşuyor.
Çim Sahada Topuklu Ayakkabılar Programı, her seviyeden kadın çalışan için farklı yapılandırılmış, 2 modülden oluşan toplam 8 saatlik bir farkındalık eğitimi. Tümüyle veri temelli olarak yapılandırılan bu program, mevcut sorunları tespit eden ve çözüm önerisi getiren, çoğu uygulamalı 5 bölümden oluşuyor.
Kurumlar bu eğitimi kadın çalışanlarına çevrimiçi olarak aldırabilecekleri gibi, eğitim yüz yüze de verilebiliyor.
Birleşmiş Milletler (BM) 2021 Gıda İsraf Endeksi Raporu’na göre, Türkiye’de yılda kişi başı 93 kilogram, toplamda 7.7 milyon ton gıda israf ediliyor. Küresel çaptaki gıda israfı ise 1.3 milyar ton’a yaklaşıyor. Sadece Türkiye’de, bir yılda israf edilen gıdanın ağırlığı 147 adet Titanik gemisinin ya da 762 adet Eyfel Kulesi’nin ağırlığına eşdeğer.
Açlık sorununun çözümü daha çok üretmek değil, bilinçli tüketmektir.
BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün 2013 tarihli araştırmasına göre, dünyada gıda israfının önlenmesi ile gıda üretiminin yüzde 60 oranında azalması sağlanabilir. 30 yıl içinde dünya nüfusunun 9 milyara ulaşması beklenirken, bu nüfusu beslemek için, mevcut tüketime göre, gıda üretiminin yüzde 70 artması gerekiyor: BM bu miktarın gıda israfını azaltarak da karşılanabileceğini belirtiyor.
İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları, Ekrem Elginkan Lisesi öğrencileri Çağla Akbaş ve Yaren Arıkan, Ana alanı Coğrafya Tematik Alanı Sürdürülebilir Kalkınma olan "Yiyeceğin Kadar Al" isimli projeleriyle TÜBİTAK tarafından düzenlenen 2022 Yılı Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması’nda İkincilik ödülüne layık görüldü. Gençlerin projesi 14-16 Mart tarihlerinde gerçekleşen İstanbul Avrupa Bölge Sergisi’nde de yer aldı.
Öğrenciler, öncelikle bir bilinçlendirme çalışması ile Türkiye’deki gıda israfının ciddi miktarda önlenebileceğini okullarında yürüttükleri araştırma ile saptadılar. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda hazırlanan proje, atık hiyerarşisinin birinci aşaması olan ‘önleme’ amacı ile geliştirilerek, tüketicinin bilincinin artırılması hedeflendi.
Öğrenciler bir ay boyunca okulun çeşitli yerlerine astıkları afişler, posterler ile bir yemek menüsünde yenmeyen yemek ve gıdalar hakkında bilgilendirme yaptılar. Yapılan bilinçlendirme çalışması sayesinde öğrenciler kendi liselerinde gıda israfının yüzde 34 oranında azaldığını birinci ayın sonunda belirlediler. Proje sayesinde, Ekrem Elginkan Lisesi’nde yıllık iki ton gıdanın taşınması, bertaraf edilmesi için harcanan kaynaklar tasarruf edildiği gibi gıdaların üretimi, lojistiği ve bertaraf edilirken ortaya çıkan karbon ayak izi de azaltıldı. Benzer projelerin yaygınlaşması ve gündelik hayata uyarlanması ile Türkiye’de gıda israfı 2 milyon ton azaltılabilir.