Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi ile Karadeniz’in kuzeyinde başlayan savaşın etkileri Ortadoğu’yu vurmaya başladı.
En çok etkilenen ülkelerden biri Mısır; Arap basınında çıkan haberler, dünyanın en büyük buğday ithalatçısı olan Mısır’da savaşın etkileri nedeniyle stratejik buğday rezervlerinin tükenmeye yüz tuttuğunu gösteriyor.
Ukrayna ve Rusya arasında ise, Mısır’a gönderilecek buğdayı “kimin engellediği” konusunda karşılıklı suçlamalar havada uçuşuyor.
Ukrayna’nın Mısır’daki Büyükelçiliği yaptığı yazılı bir açıklama ile, Ukrayna’nın Chornomorsk limanındaki buğday yüklü gemilerin yola çıkmasının Rus donanması tarafından engellediğini duyuruldu. Ukrayna, limanda 15 farklı ülke bandralı toplam 67 kargo gemisinin yüklü şekilde denize açılmayı beklediği bilgisini de paylaştı.
Rusya ise, yine Mısır’daki Büyükelçiliği aracılığıyla karşı bir açıklama yaparak Ukrayna’nın iddialarını yalanladı, buğday yüklü gemilerin yola çıkmasını engelleyenin liman açıklarına mayın döşeyen Ukrayna’nın kendisi olduğunu önü sürdü. Açıklamada, Rusya’nın ticari gemiler için açtığı insani koridordan geçişin serbest olduğunu, ancak Ukrayna ordusunun liman girişine döşediği mayınlar nedeniyle gemilerin kıpırdayamadığı bilgisi de yer aldı.
Mısır hükümeti ise sadece iki buçuk aylık buğday rezervi kaldığını açıkladı.
Savaş öncesinde Ukrayna ve Rusya, dünyanın en çok buğday ihraç eden iki ülkesi konumundaydılar. Ancak savaşla birlikte Ukrayna’nın ihracat olanakları kısıtlanırken, Rusya da kendi buğday ihracatına kota koydu. Dolayısıyla Rusya’nın buğday ihracatı hem daha pahalı hale geldi, hem de miktar olarak azaldı.
Ayrıca Rusya’ya yönelik Batı ülkelerinin uyguladığı mali yaptırımlar da bu ülkeden alınacak buğdayın parasının ödenmesinde ciddi sıkıntı yaratmaya başladı. Dolayısıyla Mısır ya da Türkiye gibi buğday ithalatçısı konumdaki ülkeler yeni kaynak arayışına girdiler. Ancak hem Avustralya, Hindistan ya da Arjantin gibi diğer buğday ihracatçısı ülkelerin Ortadoğu’ya uzaklığı, mesafenin fiyatlara yansıması, hem de Ukrayna savaşı nedeniyle dünya genelinde buğday fiyatlarındaki artış Ortadoğu’yu buğday, un ve ekmek konusunda ciddi sıkıntı olasılıkları ile baş başa bırakmış görünüyor.
SURİYE’DE HAREKETLİLİK
Ukrayna Savaşı’nın ardından bir başka hareketlenme ise Suriye cephesinde yaşanıyor.
Uluslararası basında çıkan haberler, Rusya’nın Suriye’nin kuzeydoğusundaki bölgeyi kontrol eden PKK terör örgütü uzantısı PYD-YPG’ye baskıyı arttırdığına işaret ediyor. Haberlerde, PYD-YPG ile Şam yönetimi arasında “arabuluculuk” yapan Rus görevlilerin yeniden iki taraf arasında gidip gelmeye başladıklarını, bölgenin bir an önce Esad rejiminin kontrolüne girmesine çalıştıklarına ilişkin bilgiler yer alıyor.
İDLİB’DE “BAB-EL HAVA, YARDIMLARA KAPANIR MI” KORKUSU
Suriye’nin kuzey batısındaki İdlib’de ise, Ukrayna savaşıyla bağlantılı olarak Rusya’nın bölgeye BM yardımlarını engelleyebileceğine ilişkin işaretler gelmeye başladı. BM Güvenlik Konseyi’nin aldığı karar uyarınca, İdlib’e yönelik BM insani yardımlarını taşıyan kamyonlar iki yoldan bölgeyi giriyor; Ya Esad yönetimi kontrolündeki bölgelerden, ya da Türkiye ile Bab el Hava (Cilvegözü) sınır kapısından.
Ancak Şam yönetimi kontrolündeki bölgeden gönderilen BM yardımları, Esad yönetimi tarafından çoğu zaman durduruluyor, el konuluyor ya da geçişi yavaşlatılıyor. Bu nedenle, İdlib’de yaşayan 3 milyondan fazla kişiye uluslararası yardımın Türkiye üzerinden gönderilmesi tercih ediliyor.
RUSYA VETO EDERSE, İDLİB’DEN YENİ GÖÇ DALGASI OLASI
Ancak Rusya’nın BM güvenlik Konseyi üyesi olması durumu karmaşıklaştırıyor. BM Güvenlik Konseyi’nde BM yardımları için Bab el Hava sınır kapısının kullanılması yönündeki karar son olarak Ocak ayında, altı aylık bir periyod için alınmıştı. Haziran ayında bu sürenin uzatılmaması halinde, Bab El Hava’nın BM yardımlarına kapatılması söz konusu. Ukrayna savaşı nedeniyle Batı ile karşı karşıya olan Rusya’nın ise, Haziran ayındaki oylamada yardımların Bab el Hava’dan geçirilmesine devam kararına “veto kullanma ihtimali” giderek artıyor. Eğer Moskova bu vetoyu kullanırsa, Haziran sonundan itibaren Türkiye-Suriye sınırındaki Bab El Hava sınır kapısı ticarete açık olmakla birlikte, insani yardım konvoyları buradan geçiş yapamayacaklar.
Böyle bir durumun İdlib’deki zor yaşam koşullarını daha da sıkıştıracağı, Türkiye’ye yönelik yeni bir göç dalgası ihtimalinin artacağından endişe ediliyor.
Diplomatik kaynaklar, Ankara’nın Ukrayna savaşında üstlendiği “kolaylaştırıcılık” ve “görüşmelere ev sahipliği yapma” rolü çerçevesinde Rusya ile kurduğu diplomatik temaslarda bu konuyu dillendirdiğini de ifade ediyorlar. Ancak Ankara’nın Moskova’yı ikna etmek konusunda başarılı olup olmayacağı ise savaş ortamında tahmin edilemiyor.