Ukrayna işgalinin ekonomi ve piyasa etkileri

Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI

Rusya Ukrayna barış görüşmelerine yönelik çelişkili açıklamaların Çin’in genişleyici politika vaadiyle dengelendiği bir haftayı geride bırakıyoruz. Genel olarak riskten kaçma veya riskten kaçma yerine ülkeler ve sektörler arası ayrışmalar öne çıkıyor.

Ukrayna işgaline kısa vadede barışçıl bir çözüm bulunma umudu azalıyor. Rusya’nın saldırının şiddetini artırması, sivil halkı göçe zorlaması ve barış görüşmelerinde ilerleme sağlandığı iddialarını yalanlaması uzun süreli bir jeopolitik risk ile karşıya olduğumuz gösteriyor. Ruble ve petrolde son üç günde yaşanan yüzde 10’a yakın hareket barışa olan inancın azaldığını gösteriyor.

Savaş küresel büyüme üzerinde aşağı, enflasyon üzerinde yukarı yönlü riskleri artırıyor. Büyüme cephesinde ülkeler arası büyük farklılıklar görülüyor. Ukrayna ve Rusya ile ticari ilişkisi yüksek olan Avrupa savaşın yıkıcı etkisini daha fazla hissediyor. Emtia üreticisi ülkeler genel olarak savaştan yararlanıyor. ABD ve Asya üzerindeki doğrudan etki çok daha sınırlı.

Savaşın enflasyon üzerindeki etkisi gıda ve enerjinin harcama sepetleri içindeki payına, enflasyonun başlangıç seviyesine ve ülke parasının ne kadar değer kaybettiğine bağlı olarak belirleniyor. Gelişmiş ekonomilerdeki etki daha sınırlı, emtia üreticisi olmayan gelişmekte olan ülkelerdeki etki daha fazla.

Türkiye maalesef gerek büyüme, gerekse enflasyon cephesinde savaştan olumsuz etkilenen ülkeler arasında. Ukrayna ve Rusya’nın enerji ve tarım ürünleri ithalatımızdaki payı yüzde 30, turizm gelirleri içerisindeki payı yüzde 27 civarında. Dolayısıyla gerek büyüme gerekse cari denge anlamında savaş Türkiye ekonomisini olumsuz etkileyecek. 2022 için yüzde 3,5 büyüme tahminimizde üzerinde aşağı, 30 milyar dolarlık cari açık tahminimiz üzerinde yukarı yönlü riskler artıyor.

Enflasyon konusunda durum daha kötü. Türkiye yanlış ekonomi politikaları nedeniyle savaştan bağımsız şiddetli bir enflasyon şokuyla karşı karşıya. Genişleyici para, gelirler ve maliye politikalarıyla bozulan fiyatlama alışkanlıkları savaşın etkisiyle daha da kötüleşiyor. 2022 yılı enflasyon tahminimizi bu nedenle yüzde 48’e yükselttik.

Piyasa görüşümüzde bir farklılık yok. Türkiye’yi Türk lirası riski almadan alın demeye devam ediyoruz. Yüzde 30’a yaklaşan negatif reel faiz nedeniyle Türk lirası sabit kıymetlerden uzak duruyoruz. Borsa İstanbul ve Eurotahviller finansal baskılamaya karşı görece korunaklı yatırım araçları. MSCI Türkiye yabancı satışına rağmen sene başından beri gelişmekte olan borsaları yüzde 14’e yakın yeniyor. Hazine ihraç yaptığı için yeniden fiyatlanan orta vadeli Eurobondların cazibesi arttı. Ancak oynaklığın çok yüksek olduğu bir dönemden geçiyoruz. Yüksek enflasyon ve artan jeopolitik riskleri nedeniyle portföyler emtian ve/veya emtia üreticisi şirketlerle çeşitlendirilmeli.

Tüm yazılarını göster