Salgın bütün dünyayı etkileyen, bilimin bile hakkında son sözü söyleyemediği büyük bir olgu olarak yaşanıyor. Bilim kesin sözünü söyleyemediği içindir ki, ortalıkta bol spekülasyon var. Değerli bilim insan Prof. Dr. Mübeccel Kıray, hem çok uzun dönemli etki yaratan eğilimleri kavramak, hem de insanlığı belli dönemlerde etkileyen, salgın gibi, gelişmeleri anlamak için “saha gözlemi” yapmanın önemini anlatırdı.
Aşı olduktan sonra “maske, mesafe, hijyen” özenini yitirmeden soluğu Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde Uğurteks’de aldık. Natan Yakuppur, İlker Yakuppur Alper Yakuppur ve Ömer Çoban ile bir yıla yaklaşan olağanüstü sürecin “Kadın ve Erkek dış giyimi” ve “Dokuma kumaş” alanında ne gibi etkiler yaptığını değerlendirdik.
Yakuppur ailesinin yaklaşık 100 yıllık tekstil yolculuğunda, Natan Yakuppur’un şirketin başına geçmesi ile birlikte büyüme ve gelişim hız kazanmıştır.1990’lı yılların başında gömleklik kumaş bayiliğinin yanı sıra denim kumaş bayiliği Uğurteks’in bugünlere gelmesinde önemli bir mihenk taşı olmuş. Natan Yakuppur 32 yıllık birikimini 2004’de bugünkü üretim tesislerine dönüştürmüş. Neden kumaş alıp satarken üretim yolunu seçtiğini soruyoruz: “Üretimden gelen gücü elinizde bulundurduğunuzda, üreteceğiniz kaliteli kumaşlarla, yeniliklerinizi ve servis gücünüzü birleştirerek dünyaya açılabileceğimizi düşündük. Bu düşünce ile ihracat odaklı yatırımlarımızı yapıp bugünkü Uğurteks’i kurduk’’ diyor.
Sadece ihracat yapma motivasyonunun bir üretim tesisi yatırımı yapmak için yeterli olmadığını düşündüğümü söylüyorum. Natan Bey, “ Otuz yılı aşkın kumaş alıp satmışım, kumaşın ne olduğunu biliyorum. Önce kumaşı iyi bildiğime kendimi inandırmışım. Türkiye gibi ülkelerin ihracat potansiyelini görmüş, İhracat yapmayı vazgeçilmez ideal edinmişim kendime. Ayrıca koleksiyon yapmayı ona hakim olmayı seviyorum,” diye açıklıyor kendini motive eden etkenleri.
2012’de ithal mallarının girişini engelleyen vergi düzenlemeleri sektördeki gelişmeyi hızlandırıyor. Düzenlemelerden sonra iç talep artıyor. Esnek kur uygulaması ve döviz değerlerinin ihracatı kolaylaştırıcı etkilerinden yararlanılıyor sektör. İç pazar kadar dış pazarın gelişmesi de üretim yatırımları cazibesini artırıyor.
Koleksiyon işin sırrı
Çin’in Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olmasından sonra sektörde “küresel pazarın koşullarının” değiştiğini söylüyor Natan Bey… Çin’in ucuz emek, tek-ürün odaklı yalın üretim yapılanması, büyük kapasiteler yaratma imkânları, çevre sorunlarına karşı duyarsızlık, devlet imkânlarının daha doğrusu kolektif kaynakların kullanılmasının yaygınlığı, kuruluş yeri ve fabrika binası gibi yatırım destekleri kısa zamanda küresel pazarda ciddi biçimde yer almalarını sağlıyor.
Bir başka gündemdeki konuyu daha değerlendiriyor Natan Bey: AB ülkelerindeki büyük firmalar çift yönlü etkiliyor sektörü: İnditex, başta olmak üzere hızlı moda yapan büyük şirketler kendi koşullarını dayatıyor. Standartları belirlerken maliyet yüklüyor; maliyetleri fiyata yansıtma konusunda ise çok sıkı davranıyor; maliyet artışlarını fiyata yansıtmak mümkün olamıyor. Büyük alıcılar stok maliyetlerini de üreticilere yüklüyor.
Başka ülkelerde OSB’deki tesisler için ayrı “kural” uygulanmadığı halde, bu konuda Türkiye’de ayrıca üretici firmalara gözetim yapılıyor, ek taleplerde bulunuluyor. Gelişmeler, sektörde “pazarlamayı ” en önemli sorun haline getiriyor… Müşterileri anlama, kendini anlatma ve ortak bir dile müşteriye erişme en büyük emek, zaman ve para gerektiren etkenler. Yüz yüze ilişkiler hala daha pazarda belirleyici öneme sahip.
Koleksiyon oluşturma da önemli satış artırıcı etki yapıyor. Koleksiyon oluşturmada ham madde sağlanması ve bakış açısı önemli. Bu aşama da Ar-Ge, tasarım ve inovasyonla birlikte düşünmek gerekiyor. Üretim tesislerinin kapasite ve teknik olanakları da piyasaya uyum sağlamanın temel değişkenlerinden bir başkası.
İyi bir koleksiyon için öncelikle renk - desen tercihlerini iyi izlemeli. Şimdi teknoloji üretimde bir dizi fonksiyon ekleyebiliyor. Müşterinin beklentilerini karşılayan fonksiyonlar için fikir aşamasından laboratuvar çalışmalarına ve ticari uygulamaya ciddi özeni gerektiriyor. İyi iş yapmanız yetmiyor, müşteri ile kesintisiz iletişim ve etkileşimi sürdürmeden gelişmeniz mümkün olmuyor.
Hepimizin ortak işi
Sektörün gelişmesi ülkemizin insanın işi, aşı ve refahı demek. Çok farklı bir yapıya doğru ilerleyen küresel piyasalarda yer edinmemiz için halatlara hep birlikte asılmamız gerekiyor. Sorunu fabrika-odaklı değil de, bir ülke sorunu olarak ele alırsan etkili sonuçlar üretebiliriz. Örneğin, Türkiye’de enerji maliyetlerinin de rakiplere eş düzeye getirilmesi sektörün beklentisi. Ham madde fiyatlarındaki değişkenlik, yükseklik, giriş zorlukları ve akışlardaki aksamalar da maliyet artırıcı ve rekabeti kırıcı etki yapıyor. Dış giyimde yüzde 35-40’lara varan üretim hacmi daralması devam ediyor. Giyim sektörünün bu seğmendi ayakta durmak için çalışıyor; kriz öncesi koşullarındaki para akışı yok. Bu sonucu yaratan en önemli etken, insanların eve kapanmaları. Evde dokuma dış giyim yerine örme giyimler yetiyor. ABD’de gibi büyük alım yapan Pazar talebi tamamen durmuş durumda. AB’de ise Türkiye’nin avantajı işliyor: Kısa termin, kolay ulaşım, kolay erişebilme, ortak bir dille anlaşma, esneklik ve hız etkenleri sektöre nefes aldıran etkenler.
Salgın sorasında “Zoom Odası”… “Dijital Arşiv Uygulamaları” öne çıkıyor. Hemen hemen her hafta müşterilerle elektronik ortamda ilişki kuruluyor… Koleksiyon kümeleri tanıtılıyor. Örnekler sunularak sürekli bilgi paylaşılıyor.
Uğurteks’te yılsonunda işler düzelir, salgının etkisi kalkarsa, kapasitenin tam kullanılması ile birlikte iplik yatırımı da gündeme gelebilir.
Sektörün gelişmesi için “rakiplerle şans eşitliği yaratacak üretim stratejisi” gerekli… Enerji maliyeti, işgücü bulunması ve kalitesi, yerli hammaddelerin üretiminin artırılması, döviz kurlarında stabilitenin sağlanması, fiyat istikrarı yani enflasyonun makul düzeylere çekilmesi.
Natan Yakuppur’un anlattıklarına zaman zaman İlker ve Alper Yakkuppur da destek oluyorlar.