Geçen hafta İskoçya’nın başkenti Edinburgh’da bir toplantıya katıldım. Toplantı şehrin yarım saat dışında bir şatodaydı. Toplantının bittiği gün şehre dönmek için Uber mi çağırayım diye sordum. “Buraya artık Uber gelmiyor, size normal taksi çağıralım” dediler. İşin ilginç tarafı, COVID-19 öncesi günlerden kalan alışkanlıkla, ilk gün havaalanına inince Uber çağırmış ve neredeyse yarım saat beklemek zorunda kalmıştım. Gidişteki Uber ile dönüşteki taksiye aynı parayı verdik. Eskiden Uber hem taksiden ucuz hem de daha kolay bulunan bir ulaşım yoluydu. Peki ne oldu?
Ne olduğunu anlamak için Uber’in 2022’nin ilk yarısına ait bilançosuna bakmak gerekiyor. Uber, son aylarda piyasalar kötüye gidip fonlama maliyetleri artınca zararı azaltmaya karar vermiş. Uber’in 2022 ilk yarıdaki zararı 1 milyar ‘dolarcık’. Geçmiş yıllara göre gerçekten düşük bir miktar. Zira Uber kurulduğu günden beri toplam 32 milyar dolar zarar etmiş.
Uber yıllarca tüm dünyada hızla büyüyebilmek için verdiği hizmeti yatırımcılarından topladığı parayla sübvanse etti. Ayrıca “taksiden ucuz ve taksilerin gitmediği ücra köşelerde hizmet veriyoruz” dedi. Oysa taksi işinden para kazanabilmek için yolcunun indiği yerde yeni yolcu bulma ihtimalinizin yüksek olması gerekiyor. Bu nedenle taksiler de nüfusun yoğun olduğu şehir merkezlerini tercih ediyor. Şimdi görüyoruz ki, işler tersine dönmüş. Bizim Edinburgh’nın köyündeki şatoya Uber gelmezken, en azından sabah taksi durağını aratınca öğlene kadar taksi getirtebildik. Uber’de bir tanıdığa ulaşıp araba bulmak mümkün değil ama en azından otelin taksi durağında tanıdığı oluyor.
Tüm dünyada fiyatlarını artırıp taksilerle eş seviyeye getirmesine rağmen Uber’in bilançosunu yakından inceleyince görüyorsunuz ki sürücülere ödediği pay artmamış, azalmış. Geçen sene Uber cirodan %18 pay alırken, bu sene bu pay %28’e çıkmış. Şimdiye kadar 2022 yılı, ABD ve Avrupa’da ekonomilerin en çok ısındığı, yeni çalışan bulmanın en zor olduğu yıllardan biri oldu. İşgücü piyasası bu haldeyken, sürücülerin her bir yolculuktan elde ettiği pay azalırsa, o sürücüler de gidip başka bir iş buluyor. Bu nedenle Uber de sürücü bulamaz hale gelmiş. Havaalanına Uber çağırınca yarım saatte gelmesinin nedeni de bu. Eskiden Uber’de sürücü, yolcunun nereye gideceğini yolcu gelmeden göremezdi. Uber, sürücülerin baskısına dayanamayıp bu uygulamaya son vermek zorunda kaldı. Zira sürücüler dönüşte yolcu alamayacakları yerlere gitmek istemiyor. E tabi, bu ücretlere çalıştıracak sürücü bulmak da zor.
Uber yönetiminin üzerinde para kazanma baskısı var. Çünkü kolay para devri bitti ve finansmana erişmek eskisi kadar kolay değil. Sürücüler de makul ücretler istiyor. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık. Şimdi düşünmek lazım. Belki de bu işte baştan bir hata vardı. Belki de Uber’in modeli hiçbir zaman ekonomik açıdan sürdürülebilir değildi. Yatırımcıların, zarar eden bir işi sonsuza kadar finanse etmeyecekleri, bir gün para kazanmak isteyecekleri belliydi. Bakalım Uber 60 milyar dolar civarındaki toplam değerlemesini daha ne kadar koruyabilecek?
Uber taksileri tenezzül edip Türklere hizmet vermiyor
Lütfen yazdıklarıma bakarak sarı taksi lobisini savunduğumu sanmayın. Türkiye’de, özellikle de İstanbul’da, dünyanın en kötü şehir içi ulaşım sistemlerinden birine sahibiz. Sao Paolo’dan Adis Ababa’ya, Delhi’den Münih’e birçok şehirde taksi veya Uber benzeri servisleri kullandım. İstanbul’da mahkûm edildiğimiz kadar bulması zor, araçları kalitesiz, hizmeti kötü taksi hizmeti görmedim. Eğer İstanbul’da Uber’den taksi çağırmak isterseniz yapacağınız en akıllıca şey isminizi yabancı bir isimle değiştirmek, zira taksicilerimiz çoğu zaman tenezzül edip Türklere hizmet vermiyor. İnşallah bir gün hem yeni taksi plakaları hem Uber gibi hizmetlere izin vererek milletimizin onuruna yakışan bir taksi hizmetine kavuşuruz. Ancak o güne kadar şehiriçi ulaşımın sadece taksi ve yatırımcıların sübvanse ettiği Uber ile çözülemeyeceğini de anlamamız gerekiyor.