TÜSİAD’dan “Türkiye bocalıyor” mesajı

Osman ULAGAY DÜNYA GÖZÜ

ABD Başkanı Biden’in “o bir kasap” dediği Rusya Devlet Başkanı Putin’in Ukrayna’yı haritadan silmek için başlattığı vahşice saldırı dünyayı derinden sarstı. Bu saldırı sonrasında dünyanın geleceğiyle ilgili çok boyutlu bir tartışmanın başlayacağı anlaşılıyor. Şimdi son 30 yıla damgasını vuran küreselleşme ve dijitalleşme süreçlerinin geleceği tartışılırken bu süreçlerin dönüştürdüğü bir dünyada siyasi rejimlerin nasıl şekilleneceği de gündemin çok önemli bir maddesi olacak. Dünyada bu gelişmeler yaşanırken “olay” yerinin çok yakınında bulunan Türkiye’nin bu süreçten nasıl etkileneceği de bizi yakından ilgilendiriyor kaçınılmaz olarak.         

Dün yapılan TÜSİAD Genel Kurul toplantısında da bu konular gündeme geldi doğal olarak. Türkiye’nin Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşa en kısa sürede son verilmesini sağlamak amacıyla ciddi çaba gösteren ülkelerden biri olması TÜSİAD çevrelerinde de olumlu karşılanıyor anladığım kadarıyla.            

Türkiye ekonomisi kötü yakalandı

Dünya ekonomisini çok yönlü olarak etkileyecek olan savaşın Türkiye ekonomisindeki olası etkileri konusunda ise ciddi kaygılar besliyor TÜSİAD yöneticileri. TÜSİ- AD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan dünya ekonomisinin ve özellikle Avrupa’nın bir stagflasyona sürüklenmesinin beklenebileceğini belirterek böyle bir gelişmenin Türkiye’yi çok olumsuz etkileyebileceğini vurguladı.   Türkiye’nin büyük ölçüde ithal enerjiye ve ithal girdilere bağlı üretim yaptığıni kaydeden Özilhan, Türkiye’de izlenen sorumsuz para politikasının sonucu olarak yükselen enflasyonla mücadelenin enflasyonun dünyada tırmandığı bir ortamda daha zor olacağını ileri sürdü.   

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı olarak üçüncü yılını dolduran Simone Kaslovski ise başkan olarak yaptığı son konuşmada, ekonomide büyüme ile kalkınmanın farklı kavramlar olduğunu hatırlattı ve Türkiye’nin kendi bünyesinde tırmanan enflasyonla mücadeleyi hafife alarak yoksullaştırıcı büyümeyi tercih ettiğini, bu tercihin şimdi oluşan ortamda enflasyonla mücadeleyi daha da zorlaştırdığını söyledi.         

Kaslovski, Putin’in Ukrayna’ya saldırmasının ‘Tek Adam’ rejimlerinin geleceğine gölge düşürebileceğini ve demokrasinin kazançlı çıkması halinde Türkiye’nin de bundan etkilenebileceğini belirtti.                   

TÜSİAD Başekonomisti ne diyor? Aralık 2020’den beni TÜSİAD Başekonomisti olarak görev yapan Gizem Öztok Altınsaç’ı bu göreve gelmeden epeyi önce, Zeynep Erataman’ın Blomberg-HT’de yayınlanan ve sabah saat 7’de başlayan “İlk Söz” programında keşfettim ben. Türkiye’de “ben ekonomistim” diye ekranlara çıkanların çoğundan farklı olarak inandırıcı ve bana göre anlamlı analizler yapıyordu. Ondan sonra her Pazartesi saat 7.15’de onu dinleyerek haftaya başlamayı adet haline getirdim.            

Bu girizgahı yaptıktan sonra şunu söyleyebilirim, Gizem onu ilk izlediğim günden beri enflasyonun Türkiye ekonomisinin en önemli sorunu olduğunu ve izlenmekte olan para ve faiz politikalarının bu yangını azdırdığını vurguluyor. Enflasyonun çift haneli rakamlara çıktığı günden itibaren endişesi artmıştı, çoğu kimseden önce “%50’yi bile geçebilir” diyordu. Şimdi hedefini daha da yükseltti.            

Çok tehlikeli bir yoldayız

Gizem Öztok Altınsaç dünkü Genel Kurul’da TÜSİAD Başkekonomisti olarak yaptığı sunumda da yakın geleceğe dönük olarak anlaşılabilir bir küresel çerçeve çizdi ve Türkiye’yi onun içine oturttu. Aldığım notlardan yararlanarak, kendi kelimelerimle özetliyorum.

■ Dünyada 2008 krizinden beri yaşanmakta olan ve pandemi nedeniyle daha da hızlanan likidite bolluğu dönemininin sonuna gelindi. Şimdi gelişmiş ülkelerde başını kaldıran enflasyon korkusuyla ciddi bir sıkılaşma dönemi yaşanabilir.

■ Birçok ülkede merkez bankaları bu döneme hazırlık olarak faizlerini yükseltmeye başladı. ABD Merkez Bankası(FED) de faiz artırma sürecine başlamak üzere.

■ OECD de Ukrayna savaşı nedeniyle büyüme tahminlerini aşağı çekti, Türkiye’nin en önemli ihracat pazarı olan Avrupa’daki büyüme düşüşü daha vurgulu olacak.

■ Türkiye’de enflasyon %60’a yaklaştı, TCMB politika faizini %14’de tutuyor. Buna karşılık devletin dövizle borçlanma faizi % 8.5’e tırmandı.

■ Türkiye’nin en büyük sorunu döviz açığı ve şimdi savaş nedeniyle tırmanan enerji ve tahıl fiyatları cari açığımızı en az 30 milyar dolara yükseltecek.

■ Türkiye’nin yıllık döviz ihtiyacını karşılamak için 200-220 milyar dolara ihtiyacı var ama bunun nasıl temin edileceği belli değil.

■ Savaş nedeniyle turizm gelirlerinde patlama olması da kuşkulu.

■ Doların TL karşısındaki yükselişini sınırlamak amacıyla başlatılan Kur Korumalı Mevduat’ın Hazine’ye ağır yük getireceği ortada. Bunun sonucunda “Liralaşma” hayal olacak gibi görünüyor.   

Liste daha da uzun ama bugünlük bu kadar müjde hepimize yeter.

Tüm yazılarını göster