Türkye İnovasyon Hareketi?

D. Ferhat DEMİR İNOVASYON DELİSİ

Nitelikli bilgi ile ülkenin tüm coğrafyalarında inovatörler yetiştirme amacı doğrultusunda başlattığımız Türkiye İnovasyon Hareketinin lansmanını geçen haftalarda yaptık ama yankısı halen devam ediyor. Etkinlik sonrası aldığımız geri dönüşler, yenilik için harekete geçmek isteyen çok büyük bir kitle olduğunu bize gösterdi. Bazı şeylere çok hasret kalmışız. Kişisel menfaatleri bırakarak ülke için çalışmaya, ortak amaçlar doğrultusunda bir araya gelmeye, olumsuzlukların ağır bastığı koşullarda pozitif yönde değişime odaklanmaya, pasif bekleyişler yerine aksiyon almaya ve en önemlisi umuda çok ihtiyacımız varmış. Mikro ölçekte dahi olsa bu tip oluşumların zamanla kelebek etkisi yaratarak tüm ülkeyi dönüştüreceğine inanıyorum. O yüzden, herkesi kendi uzmanlık alanında, bilgi ve becerisi ölçüşünde bir araya gelerek umudu yeşertmeye, değişimi başlatmaya davet ediyorum. Şikâyet etmek, küsüp gitmek çözüm değil. Mevziiyi terk edenler problemi derinleştiren tarafta yer aldıklarını bilmeliler.

Ülkemizde birçok domainde maalesef ciddi bir bilgi açığı ve daha kötüsü, bilgi kirliliği yaşanıyor. İnovasyon bundan müstesna değil. Bizi harekete geçiren saiklerden birisi bu oldu. Cümleye hava katması için kullandığımız bir sözcük ötesine geçip altını teknik olarak doldurarak konuşmamızın ve konuşma safhasını da geçip yapmaya başlamamızın zamanı geldi. Türkiye gibi büyük bir ülke artık dünyaya yüksek etkili inovasyonlar armağan edebilmeli. Sermaye sorunu yaşamayan Türk şirketleri cesaret gösterip, en az 5 yıl gelir üretemese dahi fonlamayı bırakmadan inovasyonlara yatırım yapmalı. İnovasyon; bize düşen dilimi büyütmek yerine pastayı büyütmenin formülüdür. Çocuklar gibi sürekli mızmızlanıp dilimleri büyütme kavgasından pastayı büyütmeyi ıskalıyoruz. Bir ekonominin gelişimi için tek yol var. Adı: inovasyon. Başka bir yol olduğunu bilseydik onun hareketini başlatırdık ve bugün o konuya dair yazıyor olurdum. İnovasyon; insanımızın refahının artması, çocuklarımızın sağlıklı beslenmesi, vatandaşımızın onurlu bir şekilde yaşaması ve mutlu bir ülke tesis edilmesi için tek yol! O yüzden herkesi bu çağrıya kulak vermeye ve Harekete Geçmeye davet ediyorum.

Sizlere çok değerli iki insanın lansmandaki konuşmalarından satır başlarını aktarmak isterim. Türkiye’de kitapları en fazla okunan başarı yazarımız, çok değerli Mümin Sekman şunları belirtti: Başarı öğrenilir, harekete geçmek konusunda bir problem var. Atalet ağır basıyor. Duygusal atalet, bir şeyi yapmak için harekete geçmemektir. Bu dünyanın asıl sorunu olan atalet türü değil. Düşünsel-entelektüel atalet asıl problem. En önemli başarı engelleyicisi; netlik olmaması. Berraklık olmadığı için neyi, nasıl, kimin için başaracağımı bilmiyorum. Başarının tanımı, başarı kriterleri ve başarı değerleri konusunda kafalar karmakarışık. Düşünceler ve inançlardan duygu ve eylemlere her şey karışık olduğu için sonuç da karışık. Bilgi akışındaki filtreler sağlam olmadığı için çok bilgi olduğundan dıştan içe düşündüğümüzden odak sorunu, idrak sorunu, irade sorunu yaşıyoruz. Hedefe odaklı değilseniz dışarıdan odağınız bir mıknatıs gibi çekilir. Neyi yaparken zamanın nasıl geçtiğini unutuyorsan, orası senin patlamanın gerçekleşeceği alandır. Başarı bir sisteme dayanır. Sistematik bir yapı yoksa sürdürülebilir olamaz. Zaferde gururu yenmek, yenilgide çaresizliğe düşmemek en iyi başarıya ulaştırır. Ümitsizliğe düşmeden ve egoya kapılmadan başarıyı yakalamak esas kilit nokta. Türkiye girişimcilik ekosisteminin şekillenmesinde önemli katkıları olmuş büyüğümüz, İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Yalçın Sezen’in konuşmasından şunları not aldım: Strateji olmadan inovasyon olmaz. Silikon Vadisinde yer almak, ortak çalışma alanlarına dahil olmak, çift yönlü organizasyon kurmak ve Workup gibi hızlandırıcı programlar ve kurum içi girişimcilik çalışmaları başlatmak yönünde stratejik hamleler yapmaya çalıştık. Fikir çok ama başarı ve inovasyon için cesaret, azim, adanmışlık ve tutkuyla işini sevmek lazım.

Bu çalışmaların çoğu diğer kurumlara örnek oldu. Geriye dönüp baktığımızda fark yaratan insanlar; bilgi seti gelişmiş, rasyonel kararlar alabilen ama işi ile duygusal bir bağ kurabilen, tutku ile çalışan insanlar. İnsanları harekete geçiren, güçlü iç motivasyonları. Bizim gibi “başımıza icat çıkartma” diyen ülkelerde inovasyon biraz delilerin işi ama deliler olmasa ilerleyemeyiz. Kısacık hayatımızda güzel günler görmek, yeni sözler söylemek yerine vasat tartışmalarda kaybolup gideriz. Yenilik için harekete geçelim.

Tüm yazılarını göster