Mert Can Duman
Ticaret Uzmanı
Geçtiğimiz haftalarda yine bu satırlardan Türkiye ihracatının niceliğini ve niteliğini masaya yatırmış, küresel ihracatın 3,6 katına ulaştığı 2002 yılından bu yana Türkiye’nin ihracatının 7,1 katına ulaştığını ve bunun sonucunda da küresel ihracattaki payını %0,55’ten 2024 yılının ilk çeyreği itibarıyla %1,08’e yükselttiğini ifade etmiştik. Nicelik olarak küresel konjonktürden olumlu ayrışan Türkiye’nin ihracatı buna karşın nitelik olarak aynı performansı gösteremedi; 2005 yılından bu yana küresel ihracatın birim değerindeki %48,4’lük artışa ancak ve ancak %24,7’lik birim değer iyileşmesiyle cevap verebildi.
Türkiye’nin ihracatının 2024 yılı Mayıs ayı itibarıyla %94,8’ini oluşturan imalat sanayiinin de alt kırılımlarından birini oluşturan sanayi sektöründeki gelişmeler hiç şüphe yok ki başta büyüme ve dış ticaret olmak üzere birçok farklı göstergenin doğrudan belirleyicisi konumunda. 2002 – 2024 I. Çeyrek arasındaki dönemde yıllık artış oranları itibarıyla aralarında %93,9’luk korelasyon bulunan sanayi üretimi ve büyüme, sanayi üretiminin 2009 yılında büyümeden daha derin daralma, 2021 yılında ise daha yüksek bir artış oranına sahip olmasıyla beraber birbirlerine uyumlu bir görünüm çiziyor. 2002 yılından 2024 yılının ilk çeyreğine kadar geçen dönemde sanayi üretimindeki yıllık ortalama artış %6,2 olurken bu oran imalat sanayii için %6,6 olarak gerçekleşti. Aynı dönemde Türkiye ekonomisi ise yıllık bazda %5,5 büyüdü.
Ekonomik aktivitenin önemli belirleyicilerinden sanayi sektöründe üretim ve satış değerleri de Türkiye’nin 2002 yılından bu yana nicelik olarak önemli gelişmeler kaydettiğini gösteriyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre 2005 yılında 287,7 milyar TL olan Türk sanayi ürünlerinin üretim değeri 2023 yılı sonu itibarıyla 15,7 trilyon liraya yükseldi. Nominal olarak 12,8 katına ulaşan üretim değerini söz konusu dönemdeki fiyat hareketlerinden arındırdığımızda üretim değerindeki artış %221 düzeyinde. Aynı dönemde Türk sanayi ürünlerindeki reel artış ise %210 düzeyinde gerçekleşti.
Türkiye’nin üretiminin niceliksel görünümü olumlu bir seyir izlerken tıpkı geçtiğimiz haftalarda yine bu satırlardan ‘Türkiye’nin ihracatının niceliği ve niteliği’ başlığıyla paylaşılan çalışmada ihracat için var olan niteliğin daha zayıf kalması durumu üretim için de geçerli olmaktadır. Türkiye’nin sanayi ürünlerinin teknolojik kompozisyonu değerlendirildiğinde 2019’dan bu yana düşük teknolojili ürünlerin payı gerilerken orta-düşük teknolojili ürünlerin payında 2 puanlık, orta-yüksek teknolojili ürünlerin payında 1,6 puanlık artış gözlemlendi. Türkiye’nin daha güçlü ve sürdürülebilir bir büyüme patikası için ihtiyacı olan yüksek teknolojili ürünlerin sanayi ürünlerinin toplam satış değeri içindeki payı 2019-2023 döneminde yerinde saydı. Görünen o ki, tıpkı toplam imalat sanayii ihracatında olduğu gibi sanayi ürünlerinin satış değeri içinde de yüksek teknolojili ürünler %3 ila %3,5 aralığında bir atalet içerisinde. Bu da ülkemizin yeni bir büyüme hikâyesi kaleme alırken söze nereden başlaması gerektiğini çok açık bir şekilde ortaya koyuyor.
Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) tarafından yayınlanan Küresel İnovasyon Endeksi’nin 2023 yılı sonuçlarına göre yüksek teknolojili ürünlerin ihracat içindeki payında 132 ülke arasında 60. sırada yer alan ülkemizin, özellikle oyunun yeni kuralları olan yeşil ve dijital dönüşüme uyumlu bir şekilde yüksek teknolojiye dayalı üretim tekniklerindeki yoğunlaşması, rekabetçi gücünün artıracak önemli adımların başında geliyor. Bu kapsamda yüksek katma değerli ürünlerin üretimi ve ihracatının artırılması hususu hâlihazırda yürürlükte olan 2024 – 2026 Orta Vadeli Program’da da yer alıyor. Mühim olan, eylemleri yazıda bırakmadan beşerî sermayemizin niteliğini artırarak, yeni döneme uyumlu üretim tekniklerini keşfederek, Made In Türkiye markasının küresel bilinirliğini yeni nesil markalaşma stratejileriyle güçlendirerek üretimimizden ve ihracatımızdan büyüme ve kalkınmamızı en fazla destekleyecek şekilde katma değeri üretebilmek. Bunu başardığımızda zaten ülkemiz için yeni ve parlak bir hikâyeyi hep birlikte yazıyor olacağız.