Serengeti savanında bir aslanı gün boyu takip etseydiniz ve yaşamak için verdiği mücadeleye tanık olsaydınız, günün sonunda bu aslanın bir ceylan yakalayıp yemesi, sizi mutlu ederdi. Ancak aynı hikâyeye ceylanı takip ederek başlasaydınız ve onun hayat mücadelesini izleseydiniz, bu ceylanın bir aslan tarafından yenmesi, sizi öfkelendirirdi.
Kısaca başlangıç noktasını farklı seçersen, aynı olay; kişide 2 farkı yargı oluşturabilir. Bu yüzden kişinin içindeki adalet duygusu, hangi hikâyeyi ne kadar süreyle takip ettiğine bağlıdır. Dünya Gazetesi olarak Anadolu ve Trakya’yı karış karış dolaşınca kendimi Serengeti savanındaki belgeselci gibi hissediyorum
Ya organize sanayi bölgelerinde, fabrikalarda, Ar-Ge ve mükemmellik merkezlerinden güne başlayacak veya makroekonomik verilerin iç karartıcı durgunluk, enflasyon gibi verileriyle dolacağım. Birincisini seçtiğimde, gözüme son derece aydınlık bir Türkiye; ikincisini seçtiğimde karanlık tablo beliriyor.
Ülkemiz bugün G20’den de düşmüş durumda… Enflasyonu, kuru, hayat pahalılığı, finansal sıkışıklığı ve diğer pek çok parametresiyle hazin bir Heterodoks tablo sergiliyor. Ancak yurdun sathına yayılmış ve 50’den fazla sektördeki üretim, inovasyon, katma değer atılımı ile 30 yıl önceki gibi ilk 16’ncı ekonomi görünümünde…
İKİ SORU İKİ CEVAP
Aydınlık yüzde neler var?
Öncelikle inanılmaz bir gayret var. OSB’lerde mucize şirketlerimiz serpilmeye başladı. Dünya çapında ses getiren yenilikler doğmakta, unicorn olma yolunda ilerleyen girişimcilerimizin sayısı artmakta… Gün geçmiyor ki medyanın kör noktasında bırakılmış parıltılı başarı haberi okumayalım Dünya’da…
Karanlık yüzde ne var?
Enflasyon var, hayat pahalılığı var. Nepotizm var. Kur belası var, dolarizasyon var, işsizlik var… Yetmemiş gibi yolsuzluk var, 800’lere varmış CDS var, alacak tahsilatı sıkıntısı var. Finansa erişim güçlükleri var, iş ahlakında erozyon var, kötü yönetim var. Tüm bunlar yüzünden Türkiye’nin aydınlık yüzü karanlıkta kalıyor işte…
NOT
YENİDEN G20’YE DÖNÜP 16’NCI BÜYÜK EKONOMİ OLABİLİRİZ
Sıkıntılı süreçten geçmekte olan dünyada ülkemiz, hangi kasını güçlendireceğine bağlı olarak ya orta gelir tuzağında patinaja devam eder ya da düştüğü G20’ye geri dönüp eskiden olduğu gibi 16’ncı ekonomi haline gelebilir.
Siz bakmayın şu anda içimizi karartan ekonomik tabloya… Kötü yönetime rağmen ülke sathında üretmeye devam eden insanlarımız, mühendis, girişimci, sanayicimiz; her ne kadar biz onları görmezden gelip hayatlarını zorlaştırsak da var olmaya, ülkeyi kalkındırmaya gayret ediyorlar.
Neyi beslersen onu büyütürsün. Türkiye ya aydınlık yüzünü takdir edecek, destekleyecek ve büyütecek. Ya da içinde bulunduğumuz ekonomik karmaşanın içinde debelenecek. Karar bizim…