Türkiye'nin enerji dönüşümünde iki gündemi: Yenilenebilir enerji ve enerji talebinin sınırlanması

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi, Türkiye’nin ilk ve tek kâr amacı gütmeyen, bağımsız yenilikçi bir enerji dönüşümü platformu olarak, 2017 yılında kuruldu.

Enerji sektörünün karbonsuzlaşmasına katkıda bulunmayı amaçlayarak, enerji politikaları ile ilgili veri bazlı tarafsız araştırma ve analizler hazırlıyor. Türkiye’deki enerji sektörünün paydaşlarını da sürece dâhil ederek, çözüm önerileri sunuyor. Merkezin amacı, enerji dönüşümü ile ilgili konularda bir diyalog platformu oluşturmak. Shura Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Alkım Bağ Güllü ile merkezin çalışmalarını konuştuk.

2035’e kadar rüzgâr 2,5, güneş 4 kat büyümek zorunda

“Türkiye’nin enerji dönüşümü gündeminde iki önemli konu başlığı var. Bir tanesi yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandırmak. Türkiye son 15 senede elektrik sektöründe yenilenebilir enerjinin payını oldukça artırdı ve önemli bir ilerleme kaydetti. Fakat bugün geldiğimiz süreçte bizim bu ivmeyi hızlandırmamız gerekli. Çünkü, 2053 yılı itibarıyla net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı ilan ettik. Enerji Bakanlığı tarafından açıklanan hedefl ere göre bizim 2035 yılında rüzgâr kurulu gücümüzü 2,5 katına, güneş kurulu gücümüzü 4 katına çıkartmalıyız. Bunlar çok ciddi hedefl er. İkinci önemli konu ise, ekonomik büyüme ile beraber artan enerji talebini sınırlamak. Türkiye, gelişen ve ekonomik olarak büyümeye devam eden bir ülke ama bununla beraber çok ciddi enerji talep artışı ile karşı karşıya. Bu artış ne kadar fazla olursa enerji sektörünün dönüşümü, karbonsuzlaşma o kadar zor oluyor. Çünkü aynı zamanda, enerji arz güvenliğini ve ekonomik erişimi de sağlamalıyız.”

Dönüşüm, sadece enerji politikalarıyla başarılacak bir konu değil

“Enerji sektörü yapısal dönüşümden geçmeli. Sanayi sektörü, Türkiye için hem tetiklediği faaliyetlerle beraber neredeyse enerji tüketiminin yüzde 50’sinden sorumlu olması nedeniyle hem de kalkınmanın itici gücü olduğu için çok önemli. Bugün Türkiye’de sanayi düşük orta teknolojili, düşük katma değerli ve çok fazla enerji tüketen üretim modundan oluşuyor. Bir taraftan refah artışı devam ederken diğer taraftan ekonomik büyümeye, daha az enerji tüketen ve daha az karbon emisyonu yayan bir moda geçmemiz gerekli. Bunun için ise, daha yüksek teknolojili yüksek katma değerli ve daha az enerji tüketen üretim biçimlerine dönmeliyiz. 

Sanayideki yapısal dönüşüm ihtiyacı ve enerji dönüşümü ihtiyacı çakışıyor. Bu mutlaka değerlendirmemiz gereken bir fırsat. Enerji sektörü çevre, iklim politikaları, sanayi, ulaştırma, tarım, finans gibi tüm sektörleri kapsıyor. Bu yüzden dönüşüm, sadece enerji politikalarıyla başarılacak bir konu değil. Uluslararası rekabet gücünü etkileyen ticaret politikaları da devreye giriyor.”

Enerjide yapısal dönüşüm şart

“Yenilenebilir enerjide ağırlıklı bir sistem için kaynaklara yapılacak yatırımların yanı sıra yapısal bir dönüşüm gerçekleştirilmeli. Şu anda enerji sistemindeki bütün altyapı fosil yakıtlara göre kurgulanmış. Enerji dönüşüm dediğimiz zaman; fosil yakıt ağırlıklı merkezi tüketicinin değer zincirinin sonunda olduğu tek taraflı bir enerji sisteminden yenilenebilir enerji ağırlıklı dağınık üreten tüketicilerin olduğu dijital bir sisteme geçişten bahsediyoruz. Bunun için ise teknolojik gelişmelerden yararlanılarak, şebeke ve enerji piyasası uygun hale getirilmeli.”

Sadece elektrik sektörünün dönüşümü için yılda 15 milyar dolarlık yatırım ihtiyacımız var

“Sadece elektrik sektörünün dönüşümü için hesaplamalarımıza göre yılda 15 milyar dolarlık yatırım ihtiyacımız var. Bu yatırımın büyük bir kısmı yenilenebilir enerji santrallerine yapılırken bir kısmı da şebekelere yapılmalı. Batarya gibi diğer teknolojik gelişmelerde yatırımın payında olacak. Finansa erişim konusunda da çok çalışmalıyız. Güven veren bir yatırım ortamı, öngörülebilir ve şeffaf bir piyasa, maliyet bazlı fiyatlandırma, elektrik piyasasına çok fazla müdahale edilmemesi, sık sık değişmeyen ve geriye dönük uygulanmayan bir mevzuat, izin prosedürlerinin kolaylaştırılması, finansmana erişimi sağlayacak bir ihale veya lisanslama mekanizması ve yenilenebilir enerji tedarik anlaşmaları gibi alternatif finansman mekanizmalarının da uygulanabilir hale getirilmesi gerekli.”

2030’da elektrik üretimimizin %60-70’ini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayabiliriz

“Enerji dönüşümünde ‘şebeke’ en çok tartışılan konulardan bir tanesi. Çünkü yenilenebilir enerjide kesintili ve kontrol edemediğimiz rüzgâr ve güneş ağırlıklı büyüyeceğiz. Bu yüzden, baz yük kaynağı olan bir enerji sisteminden artık daha esnek bir şebeke yapısına geçmeliyiz. Türkiye'de batarya depolama gibi teknolojik seçenekler bulunuyor. Komşu ülkelerle olan enterkoneksiyon hatlarının güçlendirilmesi gibi seçenekleri de var. Yaptığımız çalışmalara göre; bu esneklik seçeneklerini yapabilirsek, kabul edilebilen sistem kısıtlamaları ile beraber ve sadece planlanan yatırım tutarları ile 2030 yılında elektrik üretimimizin %60 ile %70 arasındaki bir kısmını yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayabiliriz”.

“Enerji Dönüşümü Gündemi” yayında

“Enerji Dönüşümü Gündemi” isimli program ile merak edilen soruları yaptığımız çalışmalar ve alanında uzman isimleri bir araya getirerek yanıtlıyoruz. Yaz boyunca iki haftada bir youtube SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi kanalı ve Apple Podcasts ve Spotify platformlarında yayınlanmaya başlayan seride; Elektrik Üreticileri Derneği (EÜD)’ün başkanı Cem Aşık'tan Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyelini dinledik. Solar3GW Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Bahadır Turhan ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı İbrahim Erden ile ele aldık. Ulaşım sektöründe enerji dönüşümünü Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Derneği (TEHAD) Başkanı Berkan Bayram’dan dinledik.

Batarya depolama konusunu ise Türkiye'nin en iyi uzmanlarından Doç. Dr. Muhsin Mazman aktardı. Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği (EYODER) Başkanı Onur Ünlü ile enerji verimliliği üzerine tartıştık. Sanayide enerji dönüşümünü General Electric (GE) Türkiye CEO’su Canan Özsoy aktardı. Adil dönüşüm ele alındığı bölümde Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFİA) Başkanı Bengisu Özenç bizlerle beraber oldu.

Koç Üniversitesi Prof. Dr. Can Erkey ile enerji dönüşümünde yeşil hidrojenin rolünü masaya yatırdık. Önemli konulardan biri olan enerji dönüşümünün fi nansmanı İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği'nin (SKD Türkiye) Eski Başkanı Ebru Dildar Edin ile derinlemesine konuştuk. Net sıfır vizyonu ve Türkiye'nin geleceği konusunu Shura Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin Kakman ve İstanbul Politikalar Merkezi’nde Kıdemli Uzman ve

İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü olan Ümit Şahin'le gerçekleştirdik. Enerji dönüşümü ve dijitalleşme konusunda Smart Pulse Kurucu Ortağı Önder Akar ve binalarda enerji dönüşümünü ele aldığımız bölümde ise Vat Enerji Genel Müdürü Altuğ Karataş ile programımıza konuk oldu.

Tüm yazılarını göster