Türkiye'nin dönüşüm kıvılcımı: Daha dazla UDY çekmek

ENGİN AKSOY

Değerli okuyucular,

Sizlerle EKONOMİ gazetesinin sayfalarında ilk defa bir araya gelmemizin ardından dünyanın, ülkemizin ve Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) olarak bizim gündemimizde önemli gelişmeler oldu.

Bu dönemde YASED olarak gerçekleştirdiğimiz çalışmaların yanı sıra 2024 değerlendirmelerimizi ve 2025'e yönelik öngörülerimizi paylaşmak istiyorum. Hatırlarsanız, ilkyazımda heyecanla beklediğimiz önemli bir gelişmeye dikkat çekmiştim.

En son 2016 yılında toplanan ve uluslararası yatırımcılar açısından önemli bir platform olan Yatırım Danışma Konseyi (YDK) 2024 yılında toplandı. Bildiğiniz üzere, ülkemiz yatırım ortamının iyileştirilmesi amacı ile faaliyetlerini sürdüren Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu’nun (YOİKK) bir parçası olan YDK, küresel iş dünyası ve kamu sektörü arasındaki en prestijli diyalog platformu olup, üst düzey bir danışma mekanizmasını oluşturuyor.

YDK toplantılarında alınan kararlar ve toplantı sonunda açıklanan deklerasyon metni YOİKK’in yeni dönem çalışma alanları için de yön gösterici oluyor.

Onuncusu gerçekleştirilen YDK toplantısının sonuç bildirisinde, YASED için de öncelikli gündem konuları olan “Makroekonomik istikrar ve yatırım ortamı”, "Yeşil ve Dijital Dönüşüm (ikiz dönüşüm)", Yatırım teşvikleri ve yüksek katma değerli ekonomik faaliyetler”, “Altyapı yatırımları ve lojistik”, “Sağlık sistemi ve eğitim altyapısı” gibi konular öne çıktı. Ülkemize gelen UDY’nin artmasında kilit öneme sahip bu konularda mutabakat sağlanması ve başta YOİKK olmak üzere alınan ve alınacak aksiyonlara vurgu yapılması, görüş birliği sağlanması ve güvenin güçlendirilmesi açısından önemliydi. 

Biz YASED olarak YOİKK kapsamında takip ettiğimiz öncelikli gündem konularındaki gelişmelerin Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) girişleri üzerinde olumlu etki sağlayacağını her fırsatta ifade ediyor, YDK platformunun daha da önemli bir rol oynayacağını düşünüyoruz. Bu sürece anket ve çalışmalarımızda yatırım öngörülerini paylaşan şirketlerimizle daha yakın bir istişare içinde, yatırım süreçlerini hızlandıracak bir bakış açısı ile katkı sağlamayı hedefliyoruz. 

Bu kapsamda, en son YDK olmak üzere, çeşitli platformlarda dile getirdiğimiz ve önümüzdeki dönemde ilerleme kaydedilmesini beklediğimiz konuları tekrarlamakta da fayda görüyorum. Ancak öncesinde, dünyadaki UDY trendleri ve ülkemizin UDY rekabet gücü açısından bulunduğu konuma ilişkin bazı değerlendirmelerimizi paylaşmak istiyorum. 

2025: Nasıl bir dünya bizi bekliyor?

2024 yılında küresel ölçekte birçok seçimin yaşanmasının ardından siyasi belirsizlikler görece azaldı ve daha istikrarlı bir ortam oluştu. Bununla birlikte, yeni seçilen yönetimlerin korumacı politikalar izleme eğilimi, küresel ticaret ve ekonomik toparlanma için potansiyel bir zorluk teşkil edebilir. Bu eğilim Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gibi büyük ekonomilerde yoğunlaşırsa, ticaret hacimlerini kısıtlama potansiyeli yüksek. 2025 yılında Ukrayna-Rusya ve Filistin-İsrail gibi jeopolitik gerilimlerin çözümüne ilişkin yol alınmasının küresel ekonomiyi olumlu yönde etkilemesi beklenirken, yeni jeopolitik çatışmaların ortaya çıkma riski endişe kaynağı olmaya devam ediyor.

2024 yılında enflasyonist dönemden çıkış, küresel ölçekte yumuşak bir inişle sağlandı. 2025 yılında toparlanmanın süreceği öngörülürken, küresel ekonomik büyümenin yüzde 3 seviyesi ile uzun vadeli ortalamasının oldukça gerisinde kalması beklenmekte. Avrupa Birliği'nin (AB) görece zayıf performansı, Draghi raporunda da vurgulandığı üzere, temel olarak zayıf inovasyon kapasitesi ve düşük verimlilikten kaynaklanmakta. AB ekonomisi ve gelişmiş diğer bazı ekonomilerde salgın sonrası dönemde, büyük ölçüde artan kamu borcundan kaynaklanan kısıtlı maliye politikası alanı, rekabet gücünü desteklemek ve büyüme performansını iyileştirmek için gerekli kritik yapısal reformların uygulanmasını engelleyebilir. Buna karşılık bu süreçte ABD ekonomisi teknolojideki liderliği ile öne çıkarak büyüme açısından diğer gelişmiş ülkelere göre çok daha iyi bir performans gösteriyor. 

2025 yılında, merkez bankalarının hem fiyat istikrarını hem de ekonomik büyümeyi sürdürmek için para politikasını gevşetme konusunda dengeli bir yaklaşım izlemesi kritik önem taşıyacak. Örneğin, Japonya Merkez Bankası'nın ultra gevşek para politikası çerçevesinden kademeli bir çıkış başlatması beklenmekte. Genel olarak ise gelişmiş ülkelerin benimseyeceği farklı politika tercihlerinin gelişmekte olan ülkeleri etkilemesi kaçınılmaz olacak.

2024 yılını UDY trendleri açısından değerlendirmek gerekirse; Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCTAD) 2024’ün ilk yarısı için paylaştığı bazı bulguları tekrarlamakta fayda var;

2023 yılında küresel UDY akışları yüzde 5 oranında bir düşüşle 1,3 trilyon dolar seviyesine gerilemişti. 2024’ün ilk yarısında Hollanda ve Lüksemburg gibi kanal ekonomilerindeki finansal akışlar hariç tutulduğunda ise sadece yüzde 1 oranında bir toparlanma kaydedilmiş. Küresel UDY’nin orta vadeli gündeminde ise azalan getiri oranları, dijitalleşme, sürdürülebilirlik kaygıları, korumacı politikalar, bölgeselleşme ve jeopolitik kaygılar yer almaya ediyor. Yüksek finansman maliyetleri, jeopolitik gerilimler ve yeni regülasyonlarla şekillenen güncel tablo, 2025 yılı için de küresel yatırımların boyutunda sınırlı bir iyileşme ihtimali sunuyor.

Yeni UDY yaklaşımları ve Türkiye’nin potansiyeli

Son yıllarda ekonomik güvenlik kaygılarındaki artış, UDY akışlarında önemli değişimlere neden oldu. Jeopolitik gerilimler de yatırım haritasını yeniden çizerken, Türkiye gibi ülkeler Avrupa’ya yakınlıkları ve nitelikli iş gücü avantajlarıyla öne çıkıyor. Ancak bu potansiyele rağmen, 2023 ve 2024 yıllarında Türkiye’ye gelen UDY miktarındaki düşüş, bu fırsatın yeterince değerlendirilemediğini gösteriyor. Örneğin, 2024’ün ilk 10 ayında sadece 8,5 milyar dolar UDY girişinin gerçekleşmesi, dünyada rekabetin hızla arttığı bir dönemde Türkiye’nin geride kaldığını ortaya koyuyor. Dünya bizi beklemiyor.

YASED’in araştırmaları ise gelecek için umut verici. Türkiye’nin düzenleyici performansını ve risk göstergelerini iyileştirmesi durumunda, yıllık UDY girişlerinin 25-30 milyar dolar seviyesine ulaşabileceğini gösteriyor. Bunun başarılabilmesi için ekonomik risklerin azaltılmasını da içeren, daha öngörülebilir bir yatırım ortamı oluşturulması kritik.

Dünya Bankası’nın gerçekleştirdiği ve Türkiye’nin de önümüzdeki dönemde dahil olacağı Business Ready (B-READY) Raporu’nun da bu noktaya dikkat çektiğini görüyoruz. Daha iyi bir düzenleyici çerçeve, daha fazla yatırım çekmenin olmazsa olmazı. 

Türkiye’nin dönüşüm kıvılcımı: Daha dazla UDY çekmek

Küresel yatırım ortamındaki dinamikleri ve Türkiye’nin UDY akışlarına dair geleceğini daha iyi anlamak için hazırladığımız PULSE Anketimizin öne çıkan bazı sonuçlarını da bu vesileyle sizlerle paylaşmak istiyorum. 

Anketin dördüncü sayısının ön bulgularında, 2025 yılı için Türkiye’de faaliyet gösteren uluslararası şirketlerin genel olarak ılımlı bir büyüme beklentisi içinde olduklarını görüyoruz. 

Büyüme beklentileri pozitif olmakla birlikte, artan enflasyon endişeleri ve yüksek finansman maliyetlerinin şirketler üzerinde olumsuz etkiler yaratacağı öngörülüyor. Döviz kurları ile ilgili kaygılar bir miktar azalsa da vergi yükü gibi konular yatırımcıların gündeminde ağırlığını artırıyor. İş ortamı algısındaki değişiklikler ise dikkat çekici. Çoğu şirket, mevcut koşullarda yatırım kararlarını hızlandıracak düzeyde bir iyileşme beklemiyor. Ancak, makroekonomik istikrarın sağlanması ve düzenleyici çerçevenin iyileştirilmesi durumunda, yatırımcı güveninin artacağı ve Türkiye’ye 13,5 milyar dolarlık ek yatırım çekilebileceği öngörülüyor.

Anketimizin sonuçlarını YOİKK üyesi kurumlarla istişare etmeye başladık, detaylarını yakında düzenleyeceğimiz basın toplantısında da paylaşacağız. Yılın ikinci yarısındaki anket çalışmamızı takiben de 5 dönemlik anket verilerine dayanarak Türkiye için ilk defa bir “UDY Güven Endeksi” yayınlamayı planlıyoruz.

Sonuç: Harekete geçme zamanı

İçinde bulunduğumuza dönem, rekabetçi avantajların yeniden tanımlandığı bir dönem. Türkiye olarak, potansiyelimizi gerçeğe dönüştürmek için şimdi harekete geçmeliyiz. Dünya Türkiye’yi beklemiyor; ancak biz, dinamik bir strateji ile dünya sahnesindeki yerimizi çok daha güçlü bir şekilde alabilir ülkemizi üretimin, ticaretin, teknolojinin merkezi haline getirebiliriz. Bir sonraki yazımda bu çalışmalarımızın sonuçları, yeni çalışmalarımız ve umut verici gelişmeleri birlikte konuşmak üzere…

2025’te YASED’in gündemi

2025 yılına bakıldığında, UDY görünümü hâlâ zorlu bir seyir izliyor. Uluslararası yatırım ortamındaki dönüşüm, Türkiye’nin şimdiden harekete geçmesini gerektiriyor. 

Bunun için tüm anketlerimizde öne çıkan, UDY düzeyi üzerinde belirleyici olan makroekonomik istikrar ve hukuki öngörülebilirliğin artırılması konularında ilerleme sağlanmasına ihtiyaç duyuyoruz. Bu ivmeyi kazandırma azmi ise YOİKK’te mevcut. YOİKK’in desteği ile hız kazanan ancak uzun sürede hayata geçirilen düzenlemeler aslında dünya ile aramızın açılmasına sebebiyet veriyor. Bu kapsamda, özellikle ülkemizde mevzuat hazırlık süreçlerinin geliştirilmesini önemli buluyoruz. 

Aynı şekilde, yatırım süreçleri için takip ve koordinasyon sisteminin geliştirilmesini gerekli görüyoruz. Özellikle, Türkiye’de yatırım yapmak isteyen yerli ve uluslararası yatırımcılar için izin, ruhsat ve diğer bürokratik süreçlerin izlenebildiği, yönetilebildiği entegre bir sistemin oluşturulması önem taşıyor. Bu sürecin iyileştirilmesine yönelik olarak YOİKK’e bir mekanizma önerisi getirerek, hâlihazırda YOİKK eylem planı tedbirleri arasında yer alan “Düzenleyici mevzuatla ilgili öngörülebilirliğin artırılması” konusuna yönelik çalışmalarımızı somutlaştırıyoruz.

Benzer şekilde YDK sonuç bildirgesinde de yer alan ikiz dönüşümün desteklenmesi sürecinde aktif çalışmaktayız. Bu süreçte, dijital sektör ve piyasalarının geliştirilmesi için kişisel verilerin yurtdışına aktarımı gibi temel konularda ifade ettiğim önemli kazanımlarımız oldu. Bundan sonrası için ise, bu ivmenin Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü’ne (GDPR) daha geniş kapsamlı bir uyum çalışması ile geliştirilmesini gerekli görüyoruz. Bu konuda, önümüzdeki dönemde tüm tarafların katılımında üçüncü bir GDPR Konferansı düzenlemeyi hedefliyoruz. 

Bununla birlikte, İklim Kanunu ile Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi’nin AB ile uyumlu bir şekilde kurulmasını, yeşil mutabakat ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’ndan (SKDM) olumsuz etkilenmeyecek şekilde sektörel altyapı ve yetkinliklerinin artırılmasını, COVID sonrası dönemdeki esnek çalışma uygulamalarının yaygınlaşması ile başlayan çalışma hayatı mevzuatındaki dönüşüm trendlerine uyum sağlanmasını, fiber altyapısının geliştirilmesini ve 5G’de yol alınmasını önemli buluyoruz. Bu konularda, YOİKK kapsamında gelişme kaydedilmesini memnuniyetle karşılıyor ve ilgili eylemlerin süresinde hayata geçirilmelerini bekliyoruz.

YASED olarak yukarıda belirttiğim konulara ilave olarak, ikiz dönüşümün önemli bir ayağı olan, “Yapay Zekâ” konusuna da ayrı bir önem atfediyoruz. Bu konunun ne şekilde düzenlenmesi gerektiğine dair yoğun bir istişare süreci içindeyiz. Dünyada AB ve Güney Kore gibi farklı örneklere de bakarak, inovasyonu ve yatırımları artıracak aynı zamanda güvenlik ve etik endişeleri giderecek doğru bir yaklaşım çerçevesi geliştirmeye gayret ediyoruz. Görüşlerimizi, üyelerimiz ve kamu paydaşlarımızla devam ettirdiğimiz istişare süreci sonrasında paylaşacağız. 

YASED Akademi 2025 Eğitim Programı'mızı başlattık

Değerli EKONOMİ okuyucuları,

Yeni yıl itibariyle, heyecan duyduğumuz bir sosyal sorumluluk projemizi de hayata geçirmiş bulunuyoruz. YASED olarak, 2021 yılından bu yana genç yeteneklerin gelişimine katkı sağlamak amacıyla "YASED Akademi" programını başarıyla yürütüyoruz. Uluslararası şirketlerimizin iş yapış şekilleri ve faaliyet alanlarını tanıtmayı hedeflediğimiz bu programımız, bugüne kadar birçok gencimizin iş dünyasına hazırlık sürecine rehberlik etti. Bu sene de tüm Türkiye’deki üniversiteleri kapsayan "YASED Akademi 2025 Eğitim Programı"mızı başlattık. Üniversitelerimizin 2., 3. ve 4. sınıf öğrencilerini hedefleyen bu programımız ile, her biri sektörlerinin küresel düzeyde lideri olan üye şirketlerimizin temsilcileri, know-how ve tecrübelerini ve en iyi uygulama örneklerini paylaşıyor olacak. Ayrıca, YASED Akademi’nin sağladığı çevrimiçi erişim imkânı ile Türkiye’nin neresinden olursa olsun üniversite öğrencisi gençlerimizi, şirketlerinin küresel ve yerel stratejilerine yön veren CEO’larımız ve üst düzey yöneticilerimiz ile bir araya getireceğiz.

Bununla birlikte, YOİKK kapsamında, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanlığı’nda kurulan Mesleki Eğitim ve İstihdam (MEİS) Çalışma Grubu’nun faaliyetleri kapsamında, mesleki eğitimin iş gücü piyasasının ihtiyaçlarıyla uyumlu bir şekilde güçlendirilmesi konusundaki çalışmalara da aktif katkı sağlıyoruz. Bu kapsamda, üyelerimizin en iyi uygulama örneklerini paylaşmak üzere önümüzdeki dönemde çevrimiçi etkinlikler düzenleyeceğiz.

Tüm yazılarını göster