Türkiye’nin potansiyelini henüz tam anlamıyla kullanamadığı alanlardan biri olan altın madenlerinde, üretim düşüş trendine girdi. 2020’de 42 ton olan üretim 2021’de 39.5 tona, 2022’de ise 32 tona gerildi. Geçen yılki düşüşte Erzincan ve Kayseri’deki iki madende üretimin durmasının etkisi büyük oldu. Katma değerli ihracatın en önemli araçlarından biri olabilecek potansiyele sahip olan altın üretimini geçen hafta İSGOLD Altın Rafinerisi işbirliğiyle hazırlanan Altın Sohbetler Programı’na konuk olan Tümad Madencilik Genel Müdürü Hasan Yücel ile masaya yatırdık. Türkiye’nin toplam altın üretiminin yüzde 52’sini yabancı sermayeli şirketlerin yaptığını, Tümad olarak geçen sene 7.5 ton altın ürettiklerini açıklayan Yücel, “Tümad 2017’de ilk işletmesini Çanakkale’de, ikinci işletmesini de İvrindi’de 2019’da devreye aldı. Tamamı yüzde 100 yerli bir şirket. Nurol Grubu’nun bir şirketi. 20 yıllık hikâyeye baktığınızda bu kadar kısa bir sürede bu kalitede pozisyon almamız hem kendi adımıza hem de ülkemiz adına gurur verici” dedi. 2020’de toplam altın üretiminde 42 tonla Cumhuriyet tarihinin rekorunun kırıldığını ancak geçen yıl düşüş yaşandığını açıklayan Yücel, “2023’te yeni devreye girecek olan madenler olabilir. Birkaç sene içerisinde üretimin 50 tona çıkacağını düşünüyoruz. Üretime geçmeye hazır olan ancak izin problemi olan birçok proje var. Türkiye, ortalama olarak son 10 yıldır, yılda 140-160 ton altın ithal ediyor. Aslında 100 tonları 5-6 senede üretimle kapatabiliriz. Bu işin üzerine ülke olarak eğilmemiz gerekiyor. Sektör, çok daha iyi desteklenirse, bu işin üzerine titizlikle gidilirse, Türkiye’nin altın potansiyelinin çok yüksek olduğunu düşünüyorum” dedi.
6 bin 500 tonluk potansiyel var
Hasan Yücel, altın madenlerinde Türkiye’de 6 bin 500 tonluk bir potansiyel olduğunu, çıkarılan 40 tonun ise oldukça düşük bir rakam olarak kaldığını söyledi. Peki, Türkiye’de bu kadar altın potansiyeli varken elimizi kolumuzu bağlayan ne? Altındaki üretim, oldukça meşakkatli bir süreç gerektiriyor. Yücel, konuyla ilgili şunları söylüyor: “Altın üretimi için bugün aramaya sıfırdan başlasak, üretime geçmek için 15 yıl gerekiyor. 15 yıl sürekli para harcayacaksınız, 15 yılda bunun geri dönüşü başlayacak. Böyle katma değeri yüksek üretimde hem çok ciddi bir sermaye, hem de yüksek bir bilgi ve uzun bir süreç lazım. Bu sürecin de iyi yönetilmesi gerekiyor. Finansman da çok önemli. Finansmanı etkileyen birçok parametre var. İzin süreçleri, hukuki süreçler… Bunlarla ilgili öngörülebilir bir plan koymadığınız zaman finansmana erişim tıkanıyor. Örneğin lisanslar 10 yıl veriliyor, ama sizin 20 yıllık potansiyeliniz var. Vergiler, mülkiyet bedelleri çok sık değişiyor.”
Üretim maliyeti artıyor
Üretim maliyetleri ile altın fiyatlarının çok ciddi olarak izledikleri bir konu olduğunu söyleyen Hasan Yücel, “Türkiye’nin eskiden altında bir avantajı vardı. Türkiye’de altın üretim maliyetleri düşüktü. Ons başına maliyetler dünyada 1.000 dolarken Türkiye’de 600 dolardı. Ama şu anda dünyada üretim maliyetleri 1.200 dolara dayandı. Türkiye’de 2021’den 2022’nin sonuna kadar ana kaynağı enerji fiyatları olmak üzere altın üretim maliyetleri yüzde 37 artmış durumda. Bunun iki nedeni var. Doların halen yükselmemiş olmasının etkisi ve enerji maliyetlerinin 200 dolara yaklaşması. Altının ons başı üretim maliyeti Türkiye’de 1.000 dolara yaklaşmış durumda. Yani yurtdışı ile makas kapandı” dedi. Altın üretimine daha fazla yatırım yapılması gerektiğinin altını çizen Yücel, Tümad olarak 2016’dan 2019’a kadar yıllık 8 ton üretim için 455 milyon dolarlık yatırım yaptıklarının altını çizdi.
Altın ve gümüş fiyatları artabilir
Hasan Yücel’e altın ve gümüş fiyatlarındaki beklentisini de soruyoruz. Şöyle yanıtlıyor: “Enflasyon ortamı, FED’in faz artırım sürecinde biraz daha yavaşlama sinyalleri altına ilgili fiyatların yükseleceği beklentisi yaratıyor bizde. Altın fiyatları eskiden politik gelişmeler, savaşlar, sıkıntılı süreçlerden daha çok etkilenirdi. Pandemi de öyle bir şeydi ama altın fiyatlarında bir etkilenme göremedik. Dolar güçlendi. Ben ons altının bir sonraki aşamada 2100-2200’ün üzerine oturacağına öngörüyorum. Sonuçta altının o güvenli liman algısı hiç değişmedi.” Gümüşte ise dünyada pandemi döneminde arzda sıkıntılar olduğunu, arzın talebi karşılamadığını belirten Yücel, “Beklenti; gümüş ons fiyatının 27-28 doları göreceği şeklinde” diye konuştu.