Türkiye’de Sanata Verilen Önem: Rakamlarla Değerlendirme!

Elif Altındağ Şenses
Elif Altındağ Şenses elifa@nb.com.tr

Sanat, bir toplumun ruhunu yansıtan en önemli unsurlardan biridir. Bir ülkenin sanata verdiği önem, ülkenin medeniyet seviyesini, estetik anlayışını ve yaratıcılık potansiyelini gösterir. Türkiye’de sanata verilen önem ve bu alandaki mali destek, ülkenin kültürel zenginliğini koruma ve geleceğe taşıma konusunda kritik bir rol oynar. Bu yazıda, Türkiye’de sanata verilen önemi rakamlarla inceleyerek, mevcut durumun bir portresini \e7izeceğiz.

Türkiye’de sanata ayrılan mali kaynaklar, genellikle devlet bütçesinden ayrılan paylar ve özel sektör desteği ile şekillenir. 2024 yılı itibariyle, Türkiye’nin kültür ve sanat alanına ayırdığı toplam bütçe, 2,5 milyar TL civarındadır. Bu rakam, genel devlet bütçesinin yaklaşık %0,2’sine tekabül etmektedir. Avrupa Birliği ülkelerinde bu oran ortalama %1 civarındayken, Türkiye’de bu seviyenin altında kalınması dikkat çekmektedir.

Sanata ayrılan bütçenin büyük bir kısmı, Devlet Opera ve Balesi, Devlet Tiyatroları ve Türkiye Sanat Kurumu (Türsak) gibi kamu kurumlarının faaliyetlerini desteklemek için kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra, belediyelerin yerel sanat etkinlikleri için ayırdığı fonlar da önemli bir yer tutar. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropoller, kültürel etkinlikler ve sanat projelerine en fazla kaynak ayıran şehirler arasında yer alır.

Sanat ve kültür sektörü, ekonomik açıdan da önemli bir potansiyele sahiptir. Türkiye’de kültürel endüstrilerin gayri safi yurt içi hasılaya (GSYİH) katkısı, 2023 verilerine göre yaklaşık %1,2 seviyesindedir. Bu oran, Avrupa ortalaması olan %3,5’in altında olsa da, büyük bir gelişim potansiyeli taşımaktadır. Sinema, televizyon, müzik ve görsel sanatlar gibi alanlar, hem yurt içinde hem de yurt dışında büyük bir pazar oluşturmaktadır.

Sinema sektörü özelinde, Türkiye’de üretim kapasitesi artış göstermektedir. 2022 yılında 157 yerli film üretilmiş ve bu filmler toplamda 36 milyon izleyiciye ulaşmıştır. Sinema biletlerinden elde edilen gelir ise 1,5 milyar TL’yi bulmuştur. Bunun yanında, Türk dizilerinin yurt dışı satışından elde edilen gelir, yıllık 500 milyon dolara ulaşmıştır.

Sanatçıların ekonomik ve sosyal durumu, genellikle tartışma konusu olmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, sanat alanında çalışan bireylerin %70’i freelance ya da proje bazlı çalışmaktadır. Bu durum, sanatçıların gelir güvencesinden yoksun olmasına neden olmaktadır. Özellikle pandemi döneminde tiyatro, müzik ve performans sanatçıları ciddi ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmıştır.

Devlet destekleri, bu noktada önemli bir rol oynamaktadır. 2023 yılında, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sanat projelerine toplamda 250 milyon TL destek sağlanmıştır. Ancak, bu desteklerin dağılımında şeffaflık ve etkinlik konuları eleştirilmektedir.

Ülkemizde sanat etkinliklerine katılım oranları, toplumun sanata bakış açısını anlamak için önemli bir göstergedir. TÜİK’in 2022 yılı verilerine göre, tiyatro izleyici sayısı 7 milyon, sinema izleyici sayısı ise 36 milyon olarak kayıtlara geçmiştir. Müzik konserlerine katılım oranı ise %15 seviyesindedir. Bu oranlar, toplumda sanat etkinliklerine olan ilgiyi göstermekle birlikte, daha fazla teşvikin gerekliliğine de işaret etmektedir.

Sanatın toplumda daha geniş bir yer bulması için, eğitim sisteminin de bu alana daha fazla önem vermesi gerekmektedir. 2024 yılı itibariyle, Türkiye’de okulların %65’inde sanat eğitimi veren birimler bulunmakta, ancak bu oran köy okullarında %40’lara düşmektedir. Bu durum, kültürel farklılıkların derinleşmesine yol açabilir.

Sanatın geleceği, hem kamu hem de özel sektörün bu alana yapacağı yatırımlarla şekillenecektir. Sanata ayrılan bütçenin artırılması, sanatçıların sosyal haklarının iyileştirilmesi ve toplumun her kesimine ulaşabilecek kültürel projelerin hayata geçirilmesi, sanatın daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağlayacaktır.

Sonuç olarak, Türkiye’de sanata verilen önem artmakla birlikte, Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında halen yetersiz kalmaktadır. Ancak, artan farkındalık ve güçlenen kültürel altyapı, gelecekte daha umut verici bir tablo çizmek için temel oluşturmaktadır.

Tüm yazılarını göster