Ayla Harp
TOBB Mersin Kadın Girişimciler İcra Kurulu Başkanı
Son yıllarda kadınların, çalışma hayatına büyük oranda katılmaları ve daha aktif rol alarak girişimcilik faaliyetlerinde bulunmaları, gelişen ekonomiler için stratejik bir öneme sahip. Çünkü iş dünyasında zengin olmanın, kullanılmayan potansiyeli etkin hale getirmenin ve yeni iş sahaları oluşturmanın yolunun, kadın girişimciliğinin teşvik edilmesinden geçtiği ifade ediliyor.
Yapılan çalışmalarda kadın girişimcilerin kişisel karakteristikleri; dinamik, bağımsız, özgüvenli, rekabetçi ve amaç yönelimli olarak tanımlanıyor. Bu bağlamda kadınların ekonomik hayatta erkeklerin yanında yer almalarını sağlayacak politika ve projelere öncelik verilmesiyle, onları ekonomik ve sosyal gelişmeye önemli katkılar sağlayan potansiyel güç haline getirmek mümkün.
Bununla birlikte, kadınların girişimcilik faaliyetlerinde önemli engellerle karşılaştıkları ve oldukça zorlandıklarını ifade edebiliriz. Girişimciliğin hız kazandığı günümüz dünyasında Türkiye perspektifinden, kadınların girişimcilik faaliyetlerinde karşılaştıkları engelleri ve yaratacakları fırsatlardan söz etmek istiyorum.
Kadınlar tarih boyunca hemen her dönemde yaşadıkları toplumun özelliklerine göre değişen şartlarda ekonomik faaliyetlere katıldı. Özellikle sanayileşmeyle bu sürecin hızlandığı söylenebilir. 21. yüzyıla doğru hızla ilerlerken her alanda kendini gösteren değişim ve gelişmeler çerçevesinde kadınların bir zamanlar sadece erkeklere açık olan iş dünyasına girdikleri ve bu dünyada güç, yetki, mevkii elde etmek için yoğun bir mücadele verdikleri gözleniyor.
Çalışma yaşamında küreselleşme çerçevesinde görülen değişimler ve yeni değerler, iş dünyasında erkek hâkimiyetinin kırılarak kadının güçlenmesine neden oldu. Bu anlayışla bilgi, beceri ve yeteneğinden yeteri kadar yararlanılmayan kadınların iş hayatına büyük oranda katılıp daha etkin rol alması, geniş ekonomiler için bir stratejik zorunluluk halini aldı. Günümüzde yaşanan ekonomik, sosyal ve teknolojik gelişmeler, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınların gittikçe daha fazla aktif çalışma hayatına katılmalarına yol açtı.
Kadınların kişisel çabalarıyla birlikte, hükümetlerin ve diğer sivil toplum örgütlerinin de kadınların iş hayatında daha etkin hale getirilmesine yönelik karar ve uygulamalar içine girmesini sağladı. Çünkü kadınlar, dünya ve Türkiye nüfusunun yarısını oluşturmasına karşın aynı oranda temsil edilmemekte. İnsan kaynakları kullanımı açısından, potansiyel iş gücü oluşturan bilgi, yetenek ve tecrübelerden yeteri kadar yararlanmamak ciddi bir kayıp.
Kadınların ekonomik hayatta erkeklerin yanında gerek işçi statüsünde ve gerekse kendi işlerinde yer almalarının sağlanmasıyla, onları ekonomik gelişmeye önemli katkılar sağlayan potansiyel güç haline getirmek mümkün. Kadınların iş hayatında temsil ve başarısının sağlanması her şeyden çok ülke ve toplumların ekonomik ve sosyal gelişimi açısından önem taşıyor. Günümüzde küreselleşmenin getirdiği hızlı değişim ve rekabet, yeni teknoloji ve anında iletişim karşısında geleneksel yöntemler etkin olmuyor, bunun üstesinden gelebilmek için yeni düşünce ve uygulama tarzlarına, bir anlamda kadına has liderlik stili, kapasite ve niteliklere gereksinim duyuluyor.
Kadın girişimciliğinin ekonomik ve toplumsal hayata önemli yarar ve fırsatlar sunduğu bir gerçek. Girişimcilik, ekonomik gelişme ve iş yaratımına değişik yollar sağlar. Kadınlar kendi ülke ekonomilerini geliştirmede potansiyel girişimcilik faaliyetleriyle önemli bir kaldıraç kuvveti oluşturuyor. Yani kadın girişimciler, ekonomik gelişmenin çok özel bir kaynağını temsil ediyor.
Kadın girişimcilerin fırsatlara yenilikçi bir tarzda yaklaşımları iş yaşamının kalitesi yanında yeni ekonomik çevrenin gelişimine de katkı sağlayacak niteliktedir, kadınların kendine has karakteristiklerinden biri olan yenilikçiliktir. Kadın girişimci yönetim olgusuna daha bütüncül yaklaşmaktadır. Yapılan araştırmalara göre kadın girişimci personel eğitimi, takım çalışması, işletme yapısında hiyerarşinin azaltılması ve kalite konularında başarı olgusunu erkeklerden farklı değerlendirmesi sonucu çalışanların kariyerlerinde gelişmelerini sağlanması ve müşteri beklentileri konularında daha duyarlı olmaktadır.
Kadın girişimcileri erkeklerden ayıran bazı özellikleri şöyle sıralayabilirim;
Yukarıda belirttiğim hususlar göz önüne alındığında kadın girişimcilerin ekonomik ve sosyal anlamda ülkeye getirdiği kazanımlarının daha gerçekçi ve geleceğe yönelik olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda Kadın girişimcilerin, hem kendilerini hem de istihdam ettikleri kişiler için iş yaratmaları ve çalışma yaşamında daha etkin ve aktif olmaları; onların toplumdaki konumlarını güçlendirmesine, toplumların gelişmişlik düzeyini etkilemesine ve gelir dağılımındaki adaletsizliği de önlemeye önemli katkılar sağlamaktadır.
Dolayısıyla Türkiye’nin sosyal ve ekonomik gelişmesine katkıda bulunmak ve sürdürülebilir kalkınmayı gerçekleştirebilmek için ekonomik değer yaratan kadın girişimci sayısını arttırmak var olan kadın girişimcileri güçlendirmek ve onları dünya ile bütünleştirmek gerekmektedir.
Kadın girişimciliği nasıl geliştirebilir ve kadın kooperatiflerinin ekonomiye katkısı nelerdir biraz da bundan söz etmek istiyorum. Günümüzde, kadınların iş dünyasında etkin rol oynaması ve ekonomiye katkıda bulunması giderek artmaktadır. Kadın girişimciler ve kadın kooperatifleri sadece bireysel başarılar elde etmekte kalmayıp aynı zamanda toplum ve ekonomi içinde önemli birer itici güç haline gelmiştir.
Dijitalleşme ile artan e-ticaret, e-ihracat fırsatları, sürdürülebilirlik odaklı iş modelleri, teknoloji ve yapay zekâ alanındaki yükselen trendlerdir. 2025’e doğru ilerlerken kadın girişimcilere yönelik fırsatlar arasında artan dijitalleşme trendi önemli rol oynamaktadır. Örneğin Türkiye’de kadın girişimcilerin e- ihracat alanında daha fazla yer alması teşvik edilmektedir. Ayrıca, teknoloji odaklı sektörlerde kadın girişimcilerin güçlendirilmesine yönelik destek programları ve eğitimler artmaktadır. Bu bağlamda, örnek olarak 2024 hedeflerine ulaşmak için kadın girişimcilere dijital pazarlama ve e-ticaret konularında eğitimler verilmelidir. Gelecek projeksiyonlarıyla desteklenen stratejiler, Örneğin yapay zekâ ve veri analitiği, inovasyon, sürdürülebilirlik stratejileri, finansal planlama ve kaynak yönetimi, risk yönetimi stratejileri, yatırım, başarılı ağlar kadın girişimcilerin işletme başarısını arttırmak için önemli bir rol oynamaktadır bu ağlar, destek, mentorluk ve işbirliği fırsatları sunarak girişimcilerin büyümesine katkı sağlamaktadır. Bu alanlarda kadın girişimcilerin bilgi ve becerilerini geliştirmeye odaklanmalıdır.
iş dünyasında duygusal zekanın etkili bir biçimde kullanılması, inovasyon yetenekleri ve problem çözme becerileri gibi özellikler bulunmaktadır. Bu özellikler sayesinde kadın girişimciler, rekabetçi bir avantaj elde edebilir ve sürdürülebilir başarıya ulaşabilirler ayrıca kadın girişimcilerin liderlik tarzlarındaki empati ve işbirliği odaklı yaklaşımları da önemli bir güç olarak öne çıkmaktadır.
Kadın girişimciliği, sadece kadınların kendi işlerini kurmalarını sağlamakla kalmayıp aynı zamanda istihdam olanaklarını genişletir. Kadın girişimciler, iç dünyasında farklı sektörlerde faaliyet göstererek yeni pozisyonlar yaratır. Bu, özellikle kadınların işgücüne katılımını arttırarak genel istihdam düzeyini yükseltir ve toplumun ekonomik dinamiklerini olumlu bir etki yapar. İstihdam olanağının artması, ekonomik kalkınmanın yanı sıra toplumun genel refah düzeyini de etkiler. Kadınların işgücüne katılımı, ailelerin gelir düzeyini iyileştirir ve bu da fazla yatırım yapma imkânı doğurur. Ayrıca, kadınların ekonomik bağımsızlığını arttırarak toplumsal cinsiyet eşitliğini azalmasına katkıda bulunur.
Kadın Girişimcilerin iş dünyasındaki varlığı, sektörel çeşitliliği arttırır ve ve iş dünyasına farklı perspektifler getirir. Genellikle farklı deneyimlere ve bakış açılarına sahip olduklarından iş süreçlerine ve ürün geliştirmeye yaratıcı ve yenilikçi bir yaklaşım katarlar. Çeşitlilik, işletmelerin daha rekabetçi olmalarına olanak tanır. Kadın girişimciler, müşteri segmentasyonu konusunda daha duyarlı olabilir ve işletmelerin hedef kitlesini genişleterek pazar paylarını arttırabilirler. Ayrıca, farklı yeteneklere sahip bir ekip, sorunlara çeşitli çözüm yolları bulma kapasitesini arttırır ve iş süreçlerini iyileştirir.
Kadın girişimcileri desteklemek amacıyla düzenlenen mesleki eğitim programları, iş yönetimi, pazarlama stratejileri, finansal yönetim gibi temel becerileri geliştirmeye odaklanmalıdır. Bu eğitimler, kadın girişimcilerin iş dünyasında daha güçlü bir şekilde varlık göstermelerini sağlayacak pratik bilgiler sunmalıdır.
Kadınların birbiriyle bağlantı kurmalarını sağlayan networking etkinlikleri ve mantörlük programları, deneyimli girişimcilerin tecrübelerini paylaşmalarına ve yeni girişimcilere rehberlik etmelerini olanak tanır. Bu sayede kadın girişimciler, karşılaştıkları sorunlara çözüm bulmak ve işlerini daha etkili yönetmek konusunda destek bulabilirler.
Teknolojinin hızla ilerlemesi, kadın girişimcilerin dijital becerileri hakim olmalarını zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle, eğitim programları dijital pazarlama, e-ticaret yönetimi, veri analitiği gibi konulara odaklanarak girişimcilerin dijital dönüşüme ayak uydurmalarına yardımcı olmalıdır.
Kadın girişimcilerin finansal kaynaklara daha kolay ulaşabilmeleri için özel kredi ve hibe program programları oluşturulmalıdır. Düşük faizli kredi seçenekleri ve hibe destekleri, kadın girişimcilerin işlerini büyütmeleri ve yeni projeler geliştirmelerini teşvik eder.
Kadın girişimcilerin finansal konularda bilinçlenmelerini sağlamak adına finansal okuryazarlık eğitimleri düzenlenmelidir. Bu eğitimler, bütçe yönetimi, mali rapor anlama, vergi konularında bilgi sahibi olmalarını destekleyerek finansal başarılarını arttırabilir.
Mikro finans kuruluşları ve kredi birlikleri, kadın girişimcilere düşük miktarlı krediler sağlayarak başlangıç aşamasındaki işlerin finansmanını kolaylaştırabilir. Bu tür kuruluşlar, girişimcilere daha fazla erişim ve esnek finansman imkânı sunar.
Kadın girişimcilerin dijital pazarlama stratejilerini hâkim olmalarını sağlamak için eğitim programları düzenlenmeli. Sosyal medya yönetimi, içerik pazarlaması ve online reklam stratejileri gibi konuları içeren bu eğitimler, girişimcilerin hedef kitlelerine daha etkili bir şekilde ulaşmalarına yardımcı olabilir.
Kadın girişimcilerin küresel pazarlara erişimini arttırmak amacıyla e ticaret ve online platformları entegrasyon konusunda da destek sağlanmalıdır. Bu, ürün ve hizmetlerin daha geniş bir müşteri kitlesine ulaştırılasını mümkün kılar.
Teknolojik ilerlemenin Sürdürülebilirliğini desteklenmesi için kadın girişimcilerin yeşil teknoloji ve sürdürülebilirlik konularında bilinçlenmelerini sağlamak önemlidir. Bu, iş modellerini çevre dostu hale getirmek ve topluma daha fazla değer katma potansiyelini sunar.
Gelecekte bu alanlarda yapılan detaylı çalışmalar, kadın girişimcilerin ve kooperatiflerin ekonomik katkılarını artırmada önemli önemli bir rol oynayabilir. Bu adımlar, Kadınların ekonomik olarak daha güçlü ve sürdürülebilir bir gelecek inşaa etmelerine yardımcı olabilir.
Ayrıca; Kadın kooperatifleri, ekonomik kalkınma sürecinde son yıllarda oldukça önemli bir rol oynamakta ve bu katkılarını çeşitli şekillerde ortaya koymaktadır. Kadın kooperatifleri genellikle belirli bir topluma odaklanarak ekonomik kalkınmaya etki eder. Bu odak sadece bireysel kazançlarla sınırlı kalmayıp aynı zamanda yerel toplulukların genel refahını da arttırır. Kooperatifler, üyeleri arasında kaynak paylaşmayı, dayanışma ve karşılıklı yardımlaşmayı teşvik eder. Bu sayede topluluk üyeleri arasında ekonomik güç dengesi sağlanır ve iş birliği, sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için temel bir unsur haline gelir.
Kadın kooperatifleri genellikle yerel ürünlerin üretimi ve pazarlanması konusunda yoğunlaşarak topluluk ekonomisine katkıda bulunur. Yerel ürünlerin daha fazla talep görmesi ve bölge ekonomisinin canlanmasına yardımcı olur ve sürdürülebilir tarım veya el sanatları gibi sektörlerde istihdam yaratılmasını destekler. Bu şekilde, kadın kooperatifleri ekonomik büyümeyi sadece kendi üyeleri için değil aynı zamanda çevre ve toplum içinde sürdürülebilir bir şekilde sağlamayı amaçlarlar. Topluluk girişimciliği olarak adlandırılmaktadır.
Kadın girişimciliği ve kooperatifler, ekonomik kalkınmaya sürdürülebilir ve kapsayıcı bir perspektif getiriyor. Eğitim, finansal destek ve teknolojik ilerleme gibi önemli alanlarda yapılan yatırımlar, kadınların ekonomik katkılarını daha da arttırarak toplumları daha adil ve dengeli bir geleceğe taşıyabilir. Kadın girişimciler ve kooperatifler güçlü bir ekonominin temel taşları olmaya devam edecektir bu nedenle onlara yönelik destek ve fırsatlar arttıkça ekonomik büyüme ve toplumsal refah da paralel olarak yükselecektir.
Günümüzde kadının çalışma yaşamında her geçen gün etkinliğini arttırması, hem kendisi hem de toplum açısından oldukça önemli görülmektedir. Özellikle kadının daha eğitimli, azimli, hırslı ve kararlı durusu onu, erkeğe bağımlı olmaktan kurtararak ekonomik anlamda bağımsızlığını ve toplumdaki konumunu güçlendirmesini olanak sağlamaktadır. Kadına bu gücü sağlayan en önemli olgu ise onun girişimcilik özelliğidir. Girişimcilik faaliyeti ile kadın, bir taraftan maddi ve manevi kazanımlar elde ederken, diğer taraftan bağımsızlık, finansal fırsatlar, toplumsal hizmet, iş güvenliği, aile istihdamı ve meydan okuyuculuk gibi özellikleri ile de cinsiyet ayrımcılığına yönelik yargıları kadınlar lehine çevirebilme fırsatını da elde etmiş olmaktadır. Kadının girişimci olarak çalışma yaşamına katılmasının, kadın açısından getirdiği zorluklar ve engellerin de bu süreçte dikkate alınarak değerlendirilmesi daha gerçekçi olacaktır. Çünkü kadın gerek kadın olmanın, gerekse iş ve toplumsal yaşamın erkek egemen kurgulanmış düzende oldukça güç şartlar içerisinde girişimcilik faaliyetini sürdürme çabası içerisindedir. Fakat kadının çalışma yaşamında varlığını kısıtlayan bu düşünce ve uygulamaların, ekonomik hayatta pasifleştirme anlayışına ittiğini söylemek çok da doğru olmayacaktır. Çünkü son yıllarda kadınların iş yaşamında, karşı cinse göre, daha başarılı oldukları gözlenmektedir. Bunun nedeni ise; önceden erkeklere özgü olduğuna inanılan işlerde başarılı olmaları, erkeklerle aralarındaki girişimcilik konusundaki bilgi ve deneyim farkının giderek azalması, çok daha iyi örgütlenir hale gelmeleri ve doğaları gereği olaylara karşı daha duyarlı, daha sakin, daha yoğun insan ilişkilerine sahip olmalarıdır.
Ekonomik hayatta girişimci olarak önemli rol oynayan kadının; işine yönelik kısa ve uzun vadeli planlar yapma, kaynakları optimum kullanma, beşeri ilişkiler kurma ve sürdürme, işinde edindiği deneyimleri verimli kanallara aktarma gibi bir etkiye sahip olduğu söylenebilir. Aynı şekilde kadınların, örgütün başarısını zora sokan yıkıcı çalışmaların ve şiddetin ortaya çıkmasında veya büyümesinde engelleyici rol üstlendiği de ifade edilebilir. Bunun yanında kadınların ekonomik anlamda güçlü olmaları, ortaya çıkabilecek yanlış yönetim şiddet ve yıkıcı çatışmaların azalmasında da etken olabilecektir.
Bu bağlamda kadın girişimciliği, ekonomik ve toplumsal hayatta önemli yarar ve fırsatlar yaratarak, kendi ülke ekonomilerini geliştirmede ve iş yaratımında önemli katkılar sağlamaktadırlar. Yani kadınların potansiyel girişimcilik faaliyetleri ile ekonomik ve toplumsal yaşamın ‘erkek egemen’ cinsiyetler arası adaletsizliğini ‘insani’ boyuta dönüştürerek çalışma yaşamını daha etkin hale getirdiğini söylemek olasıdır.
Kadın girişimciliği, sadece ekonomik bir etki yaratmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadeleye önemli bir katkı sağlar. İş dünyasında daha fazla kadının yer alması, toplumsal cinsiyet normlarını sorgulamaya ve değiştirmeye yönelik bir adım olarak görülebilir.
Kadın girişimcilerin başarıları, genç kızlara ve kadınlara rol modeller sunarak onların kariyer hedeflerine ulaşma konusunda cesaretlendirir. Ayrıca, kadınların liderlik pozisyonlarında daha fazla görünmesi, iş dünyasında cinsiyet eşitliğini duyarlı bir atmosferin oluşturulmasına katkıda bulunur. Bu da uzun vadede toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin azalmasına ve daha adil bir iş dünyasının oluşmasına olanak sağlar.
Son olarak; kadın girişimcilerin sivil toplum kuruluşlarında aldıkları görevlere de değinmek istiyorum• Türkiye odalar ve Borsalar birliği bünyesinde bulunan oda ve borsalarda ve sivil toplum kuruluşlarında yani STK‘lar da, Spor Kulüpleri de olmak üzere Yönetim kurullarında; meclis başkanlıklarında ve başkan yardımcılıklarında, meclislerde, komisyonlarda, mesleki komitelerde başarılı görevler almaktadırlar.
Bu görevlere gelirken seçimle gelmekte cinsiyet ayrımcılığına yönelik yargıları ortadan kaldırarak erkek egemenliğinin çoğunlukta olduğu yerlerde seçimlere girerek sandıklardan başarıyla çıkıp STK’larda başarılı temsilciler olmaktayız. Daha iyi bir dünyada daha eşit koşullarda yaşamamız için mücadelemize devam edeceğim.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleriyle son vermek istiyorum.
“Dünyada her şey kadının eseri. Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar.”
“Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok; ışıkla bilgi ve kültürle, gerçek fazilet ve süslenip donanmaktır.”
“Ben, saygıdeğer hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, tersine pek çok yönlerde onların üstüne çıkacak bilgi ve kültürle donacaklarına asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle inananlardanım.”