Novo Nordisk BAMEAC Bölgesi İK ve Organizasyon Direktörü Tülay Topçu Duman, “Türkiye iyi eğitimli, yenilikleri hızla uygulayan, doğu ve batı kültürlerini sentezleyebilen, kaliteli iş gücü ile uluslararası şirketler için önemli yetenek havuzlarından birisi” diyor.
Genel merkezi Danimarka’da bulunan Novo Nordisk, 80 ülkede 43 bin100 çalışanıyla faaliyet gösteren global bir sağlık şirketi.
2018 yılında şirket bünyesine Bölge İK Direktörü olarak katılan Tülay Topçu Duman, Ortadoğu, Afrika ve Bağımsız Devletler (BAMEAC) bölgesel ofisi ile 75 ülkede 1.3 milyar insana hizmet sağlayan bin 100 kişilik organizasyonu İstanbul’dan yönetiyor. Bölge, farklı ülkelerde görev yapan tüm İK direktörlerinin fonksiyonel yöneticiliğinden ve bölgedeki İK ve iç iletişim stratejilerinin iş stratejisine uyumunu sağlamaktan sorumlu.
Özellikle COVID-19 sonrasında yeniden şekillenen İK yönetimini ve önümüzdeki dönemde oluşması beklenen yeni yapılanmaları Novo Nordisk BAMEAC Bölgesi İK ve Organizasyon Direktörü Tülay Topçu Duman’dan dinledik:
“75 ülke kapsamında her ülkenin dinamiği farklı, biz ülke yöneticilerimizin global ve lokal uygulamaları en doğru şekilde harmanladıklarından emin olmaya çalışıyor ve bir çok konuda karar yetkisini onlara bırakıyoruz. Bu hem hızlı ve çevik bir organizasyon olmamızı sağlıyor, hem de liderlik gelişimini destekliyor. Malezya, Filipinler, Kore, Rusya, İsviçre ve Danimarka ofislerinde görev yapan, çok değerli Türk yönetici arkadaşlarımız var. Bu arkadaşlarımızın birçoğu İstanbul’daki bölge ofisimizde veya Türkiye ofisimizde çalışıp gelişerek uluslararası rollere atandılar. Dolayısıyla bölge ofislerinden birinin İstanbul’da olması bir tesadüf değil, Türkiye Novo Nordisk dünyasında oldukça önemli, olanakları ve kaliteli insan kaynağı ile değerli bir konuma sahip. Türkiye iyi eğitimli, yenilikleri hızla uygulayan, doğu ve batı kültürlerini sentezleyebilen, kaliteli iş gücü ile uluslararası şirketler için önemli yetenek havuzlarından birisi.”
Kazakistan’da çalışan bir arkadaşımız Kenya’daki operasyonu destekleyebilecek
“Geçtiğimiz üç ay içerisinde hem günlük iş aktivitelerinin yerine getirilmesi, hem de yetkinlik gelişimi için dijital kanallar daha fazla kullanılmaya başlandı. Biz global olarak eğitimlerimizin birçoğunu sanal ortama taşıdık, bu durum seyahat, konaklama gibi ihtiyaçları ortadan kaldırdı.
Evden çalışan saha satış ekiplerinin verimliliğini birçok farklı ülkede ölçümleme fırsatımız oldu ve oluyor, sonuçlar oldukça pozitif. Yeni organizasyon modelleri üzerinde kesin hükümler vermek için erken ancak daha esnek çalışma şartlarının hızla hayat geçmesi, buna bağlı olarak da liderlik yaklaşımlarında ve organizasyonel yapıda değişiklikler söz konusu olacak. Kazakistan’da çalışan bir arkadaşımız Kenya’daki operasyonu destekliyor olabilecek, bunun işlediğini geçtiğimiz üç ay içerisinde deneyimledik. Yetenekli kişiler yeni çalışma şekliyle de farklarını gösterebiliyorlar, çünkü çevikler ve çabuk adapte oluyorlar. Verimlilik artışını yaşadığımızı birçok istatiski veri ile görebiliyoruz.”
Gelecek dönem daha çok empati, dayanışma ve ekip çalışması gerektiriyor
“Gelecek dönem daha çok empati, dinlemek, dayanışma, ekip çalışması gerektiriyor ancak bunları yerine getirmek için odaklanmaya, önceliklendirmeye ve analitik yaklaşıma gerek var. Bunları sağlayacak olan da fiziksel dayanıklılık. Bunları tümü bütün olarak bizim, ekiplerimizin değerlerine hizmet ettiğinde anlamlı hale dönüşüyorlar. Yeni düzende İK’nın rolü de tam burada yer alıyor. Pratik açıdan bakarsak İK çalışanlarının da birçok farklı konuya farklı bir bakış açısı ile çözüm getirmesi gerektiriyor. Örneğin evden çalışma süresi uzarsa izin politikaları nasıl belirlenecek? Saha ekiplerinin evden çalışma süresi uzarsa satış primleri hangi esasa göre hesaplanacak, yeni bir sisteme mi geçmek gerekecek? Ofis çalışanlarının performans değerlendirme süreçlerinde bir değişikliğe gitmek gerekecek mi? Günlük çalışma hayatının devamlılığı için gerekli olan yan haklar nasıl düzenlenecek, servisler, günlük yemek kartları gibi? İK olarak geleceği planlamaya hangi güçlü özelliğimizi kullanarak katkıda bulunabiliriz? gibi sorular gündeme gelebilecek.”