Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin “Türkiye’nin teknoloji ile büyümesi ve katma değer üretmesi gerekiyor. Ülkenin gerçek potansiyelini ortaya çıkarmak için zihinsel dönüşüm şart. Türkiye teknolojide de jeostratejik önemini ortaya koymalı” diyor.
Microsoft; 1.9 trilyon dolar piyasa değerine sahip, 120 ülkede 140 bini aşkın çalışanla hizmet veren “dev bir teknoloji merkezi” ne dönüşmüş durumda. Misyonunu, “daha iyi bir yaşam için dünyadaki her bireyin ve her kurumun gücüne güç katmak” olarak tanımlıyor.
Şirket, 2021 yılı başında yaptığı açıklamada, 2030 yılında, bütün tedarik zincirlerinde karbon negatif olacağını duyurdu. Microsoft CEO’su Satya Nadella da, şirketin karbon azaltımı ve karbon çekme teknolojilerinin geliştirilmesi adına 1 milyar dolarlık inovasyon fonu sağlayacağını açıkladı. Microsoft büyüklüğünde bir şirketin verdiği bu taahhüt, hem teknoloji sektörünün geleceği hem de sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşmak açısından çok önemli bir model niteliğinde.
Pandemi sonrası dünyada, büyümenin temelini sürdürülebilirlik, inovasyon, çeviklik, dayanıklılık, esneklik ve güven unsurları şekillendiriyor.
Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin, Türkiye'yi bölgede bir bilişim üssü haline getirmeyi hedefl ediklerini ve bu kapsamda Ar-Ge Merkezi başvurusu yaptıklarını söylerken, dijital dönüşüme yatırım yapan, veriden anlam çıkaran ve inovasyon kültürünü benimseyen şirketlerin yeni ekonominin mimarları olacağını ifade ediyor.
“Teknoloji işin en kolay kısmı; önemli olan bu teknolojinin şirket kültürünü nereye götürebileceği ve iş modellerine ne kadar olduğu” diyen Özbilgin, Türkiye’nin teknoloji ile büyümesi ve katma değer üretmesinin gerektiğini söylüyor. Özbilgin Türkiye’nin gerçek potansiyelini ortaya çıkarmak için zihinsel dönüşümünün şart olduğunu vurguluyor ve ekliyor: “Türkiye teknolojide de jeostratejik önemini ortaya koymalı.”
Levent Özbilgin, sektöre yönelik öncelikli yatırım alanlarını ve geleceğe yönelik öngörülerini şöyle dile getiriyor:
Teknoloji güvenle çalışır
“Dijital dönüşümün sağlıklı bir şekilde tamamlanması ve geliştirilmesi için tüm ürün ve servislerin hiçbiri tek başına yeterli değil. Bizim başarı formülümüzün çok kritik bir çarpanı var, o da güven. Güven zamandan bağımsız, etkisi hiç değişmeyen bir parametre. Güven kavramını iki yönüyle ele almalıyız. Birincisi iş modeline, misyona güvenmek. Dijital teknoloji her sektörü dönüştürürken, ortak hedefl er için omuz omuza çalışabileceğiniz, size doğru çözümlerle gelen güvenilir iş ortaklıkları çok önemli. Güvenin ikinci yönü ise, teknolojilerin güvenilir olmasını sağlamak. Kişisel verileri, insanın mahremiyetini korumak. Bizim için kutsal olan bu değerli bilgileri uçtan uca siber güvenlik yaklaşımı ile güvence altına alıyoruz. Bizi güvenilir bir iş ortağı yapan da belki teknolojilerimizden çok bu yaklaşımımız diye düşünüyorum.”
Hiper ölçekli bulut yatırımı
“Biz teknolojimize ve ülkemize güveniyoruz, yeni yatırımlarla da bu inancımızı pekiştiriyoruz. Bundan birkaç ay önce hiperölçekli bulut kullanımını yaygınlaştırmak için önemli bir çalışmaya imza attık. Equinix ve Türk Telekom ile hayata geçirilen iş birliği kapsamında, Equinix Fabric ile Microsoft Azure’a uzaktan erişim imkanı yaratıldı. Equinix’in ara bağlantı ve veri merkezi, günümüzün yüksek dijital gereksinimlerini karşılayarak Türkiye’deki müşterilerin genişletilmeye daha uygun bir hibrit bulut mimarisi yaratmasına olanak tanıyacak. Yakın zamanda da Microsoft İstanbul ofisimizde bulunan Microsoft Teknoloji Merkezimizin içinde “Geleceğin perakendesini bugün deneyimleyin” sloganıyla Perakende Deneyim Merkezi’ni açmaya hazırlanıyoruz. Bu merkez perakende sektöründeki yeni teknolojiler hakkında bilgi edinmek ve bu teknolojileri uygulamalı olarak görmeyi sağlayacak. Bu sayede kişiye özel stil önerilerinden, yapay zeka destekli sanal ürün denemelerine, gerçek zamanlı operasyon takibinden, akıllı fiyat yönetimine kadar perakende dünyasında birçok yeni ve inovatif uygulama sektöre kazandırılmış olacak.”
KOBİ’lerin teknolojiye erişimi şart
“Teknolojiyi herkes için erişilebilir bir araç haline getirmek ve ülkemizin dijital dönüşümüne katkı sağlamak amacıyla çalışıyoruz. Bugün 30 bin KOBİ ile çalışıyoruz. KOBİ’lerin dinamiği farklı bir eksende. Onların teknolojiye erişimi çok önemli. Ölçek ve esneklik konusunda çok daha fazla ihtiyaçları var. Bu nedenle bulut hizmetlerinin geliştirilmesi büyük önem taşıyor. KOBİ’lere yönelik en büyük yatırım konumuz eğitim. İnsanların teknoloji ile ne yapacaklarını bilmeleri gerekiyor. Her kurumun geleceğe hazırlanmak için teknolojik kas gücünü artırması, yeni yetkinlikler kazanması şart. Cloud Society gibi “yetkinlik kazandırma” programlarımızla yapay zeka bulut bilişim ve makine öğrenmesi gibi alanların gelişimine katkı sağlıyoruz. Hedefimiz; Türkiye’nin teknoloji tüketmesi değil, teknoloji üretir hale gelmesi.
2020’de “kötücül yazılımlar” dediğimiz 6 milyar tehdidi önledik
“Microsoft olarak, sadece güvenlik ve uyumluluk alanındaki çözümlere yılda 1 milyar doların üzerinde Ar-Ge bütçesi ayırıyoruz. Bugün dünyanın en büyük siber güvenlik firması konumundayız. 4 bine yakın çalışanımız sadece müşterilerimizin siber güvenliğini sağlamakla yükümlü. Bu ekiple, sadece 2020 yılında kötücül yazılımlar dediğimiz, 6 milyar tehdidi önledik. Tüm dünyada günde 8 trilyona yakın sinyali tarıyoruz. Bu sistem üzerinde herhangi bir sorun gördüğümüzde tespit ederek anında önlem alıyoruz.”