Türkiye-Rusya ilişkileri; AB’nin bakışı

Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

AK Parti hükümetinin seçimlere giderayak ortaya attığı “Trakya’yı doğalgaz merkezi yapma” projesine Avrupa’dan beklenen ilgi gelmedi/ gelmeyecek gibi.

Avrupa Birliği ülkeleri, beklentilerin aksine 2022’de Rusya’nın satışı durdurduğu doğalgaza ihtiyaç duymadılar. Avrupa’daki doğalgaz depolarının doluluk oranlarının kışın ortasına girilen dönemde hala yüzde 90’ın üzerinde olması, AB’nin ABD’den aldığı enerji kaynaklarının ilk kez Rusya’dan aldıklarını geçmesi bunun temel nedenleri.

Avrupa’nın bu yıl kışı rahat atlatması halinde, önümüzdeki yıllarda Rus gazına daha az bağımlı olacağı ortada.

Dolayısıyla, AK Parti hükümetinin ortaya attığı, temel kaynağını Rusya’dan akıtılacak gazın olduğu “gaz merkezi” fikri, daha ete kemiğe bürünmeden, işlerliğini büyük ölçüde kaybetmiş görünüyor.

TÜRK-RUS TİCARETİ AVRUPA’NIN SIKI İNCELEMESİNDE

Sadece bu kadar da değil;

Avrupa Birliği, Türkiye’nin Rusya ile son 10 ay içinde artan ticaret hacmini de incelemeye almış görünüyor.

Türkiye’de son 10 ay içinde faaliyete geçmek üzere TOBB’a kayıt yaptıran Rus sermayeli şirket sayısı 800’ü aşmış durumda. AB, Rusya’ya yönelik hazırladığı son yaptırım paketi, Moskova’ya askeri  üretim için kullanacağı teknolojiyi-bilerek ya da bilmeyerek- sağlayan üçüncü ülke şirket ve kişilerine yönelik önlemler getiriyor. Pakette, Rusya’nın askeri malzeme üretimine dahil edebileceği, “çift yönlü kullanım içeren-dual use” malzemeler üzerinde duruluyor.

Örnek vermek gerekirse;

Mesela buzdolabı içindeki bir çipin, Rusya’ya gönderildiğinde buzdolabından çıkartılıp, akıllı silahlar için kullanılması, o buzdolabını Rusya’ya satan kişi ya da şirketin Avrupa Birliği yaptırımına maruz kalmasının önünü açabilecek.

Dolayısıyla AB, başta kendi üyesi ülkeler olmak üzere, tüm dünyadan Rusya’ya yönelik satılan malları sıkı incelemeye almış durumda. Rusya’yla ticaretin her geçen gün artan Türkiye’deki şahıs ve şirketler de bu incelemeden muaf değil elbette.

Avrupa’dan Türkiye’ye bu konuda sürekli uyarı ve bilgilendirme yapıldığı da Ankara kulislerinde bolca konuşuluyor bu günlerde.

GÜMRÜK BİRLİĞİ İÇİN KAÇAN FIRSAT

Burada şu soru ortaya çıkıyor;

Böylesine bir savaş ortamı yaşanırken, Rusya’ya yönelik ticaret de “sıkı denetim altındayken”, AB’nin Türkiye’ye ticaret alanında yeni kolaylıklar sağlaması mümkün mü? Mesela, Gümrük Birliği’nin sanayi ürünlerinin yanı sıra, tarım ürünleri ve hizmetleri de kapsayacak şekilde geliştirilmesi söz konusu olabilir mi?

Bu konuda da ne yazık ki, “kaçan büyük fırsattan” bahsedilmekte; Avrupa Birliği Komisyonu’nun 2021 yılında AB üyesi ülkelerden aldığı Türkiye ile Gümrük Birliği genişletilme ve modernleştirilmesi müzakerelerine başlama yetkisi, ne yazık ki bugüne kadar kullanılabilmiş değil. Türkiye’nin bazı mallara koyduğu ek vergiler, Ankara-Brüksel hattında siyasi atmosferin bir türlü durulmaması, son olarak da Ukrayna’nın işgaliyle ortaya çıkan uluslararası ortam, AB Komisyonu’nun “Gümrük Birliği müzakere yetkisini” de kadük etmiş görünüyor.

Hem Ankara’da, hem de Brüksel’de gözler Türkiye’deki seçimlere dönmüş durumda.

Beklenti, kim kazanırsa kazansın, ülkenin seçim ortamından çıktığı anda, Avrupa Birliği ile ilişkilerde yeni bir sayfanın açılması yönünde...

Tüm yazılarını göster