Dünyanın en büyük gıda ve içecek inovasyon fuarlarından SIAL, Fransa’nın başkenti Paris’te pandemi sonrası ilk kez 119 ülkeden gıda profesyonellerine kapılarını açtı. Fuara bu yıl 345 firma ile katılan Türkiye, SIAL’de bir organizatör tarafından milli katılım düzenleyen ülkeler arasında ilk kez birinci sırada yer aldı.
Türkiye, genel sıralama olarak adlandırılan milli ve bireysel katılımcı sayısı ile de, metrekare toplamında İtalya ve İspanya’nın ardından 3’üncü büyük yabancı katılımcı ülke olarak açıklandı. Türkiye aynı zamanda SIAL’de bu yıl ilk defa süt ürünleri bölümünde de milli katılım gerçekleştirdi. İki yılda bir gerçekleştirilen fuarın milli katılımlar için ayrılan bölümünde Türkiye stantlarını 36 yıldır İstanbul Ticaret Odası (İTO) düzenliyor. Bu ortak alanda bu yıl 270 Türk firması stant açtı. Bunun yanı sıra, 75 Türk firması da SIAL’e farklı salonlardaki bireysel stantlarıyla katıldı. SIAL’e katılan bir Türk firmasının ürettiği zeytinyağı ise, inovatif ürün olarak seçildi. 300 bin ziyaretçi beklenen fuar, 5 gün açık kaldıktan sonra 19 Ekim’de kapılarını 2024’e kadar kapatacak.
Bu yılın teması: Değişime sahip ol
Gıda endüstrisinin dünyadaki en iyilerini buluşturan SIAL Paris’in bu yılki teması “Değişime sahip ol” (Own the change) olarak belirlendi. SIAL 2022’de Türkiye milli standı 8 ayrı ihtisas salonunda yer alıyor. Bu salonlar; Genel gıda, bisküvi, çikolata, şekerleme, içecekler, dondurulmuş gıda, gıda ekipman ve teknolojileri, süt ve süt ürünleri, et ve kümes hayvanları ve organik gıda olarak sıralanıyor.
Fuara çevrimiçi katılan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “SIAL gibi bir dünya sofrasında milli katılımda en büyük yabancı katılımcı olmamız, salgın sonrasında Türk girişimcisinin küresel rekabette en önde yer alma kararlılığının bir delili” dedi. Avdagiç’ten aldığımız bilgiler şöyle: “SIAL 1986 Türkiye milli katılımı yaklaşık 100 m2 ’de 10 firma ile gerçekleştirmiştik. Bu marka fuara Türkiye milli iştirakimiz 1980’li yıllardan bu yana sürekli arttı. 2022’de ise geçmişteki tüm çalışmaların grafiğini geçtik. SIAL’deki 36 yılımızın sonunda SIAL’de bir kez daha gördük ki, firmalarımız tarım ve gıda sektörünü yüksek teknolojiyle buluşturulup, yüksek kaliteli, sağlıklı ürünler ortaya koyuyorlar. Bir başka ifadeyle gıdanın tüm süreçlerinde etkin olmamız memnuniyet verici Biz hammaddelerimizi kendimiz işleyip onlara değer katabiliyoruz. Altına kanmıyor, toprağa inanıyoruz. Anadolu bize vatan oldu, Anadolu bizi mümbit topraklarıyla doyuran ana oldu.”
Yeniden icat ve sosyal sorumluluk periyodu
Dünyanın COVID-19 ile yeniden icat ve global sosyal sorumluluk periyodundan geçtiğini söyleyen Avdagiç, şöyle devam etti: “Küresel gıda endüstrisindeki gelişmeler iki konunun önemini yeniden hatırlattı. Birincisi, gıda potansiyelimizi en iyi şekilde değerlendirmeli ve tarımsal hasılamızı artırmalıyız. Bu ise ancak teknolojiyi gıda üretimine entegre etmekle mümkün. İkincisi ise gıdada kendimize yeterli olmak ya da üretimde birinci veya ilk 5 'te yer almak yetmez. Ürettiğimizi işlemeliyiz, her birinde ürüne daha fazla katma değer ilave etmeliyiz.”
Dünyada bir numaralı gündem maddesi, gıda
Avdagiç, gıda sektörünün tüm sektörlerin başlatıcısı ve devamlılığı sağlayan tek sektör olduğuna dikkat çekti ve şunları söyledi: “COVID-19 salgınıyla öğrendik ki, gıda ve ona bağlı tüm sektörler, günümüzün en stratejik sektörleri haline gelmiştir. İçinde hammadde temini vardır, enerji kullanımı vardır, atık yönetimi vardır, işleme ve ambalaj vardır, yine dağıtım kanalları gibi birçok alan vardır. İklim değişikliği, küresel gıda güvenliği için önemli bir tehdit. Bu tehdidin kuraklık ve sıcak dalgaları sebebiyle kahveden levrek balığına kadar küresel gıda fiyatlarını daha da artıracağı görülüyor. Uzmanlara göre küresel ısınma 1.5 santigrat dereceye ulaşırsa, dünyadaki tarım arazilerinin yüzde 8’i tarım için uygunsuz hale gelecek.”
Kapasitesi büyük bir ülkenin hayalleri de büyük olmak zorunda
“Tarımda, gıdada üretim ve işleme potansiyeli ve kapasitesi Türkiye kadar büyük olan bir ülkenin, hayalleri de büyük olmak zorunda” dedi Avdagiç; ve bu büyük hayali şu rakamlarla tanımladı: “TÜİK verilerine göre 2021’de gıda ürünleri sektörümüz 22.2 milyar dolarlık ihracat, 16.7 milyar dolarlık ithalat yaptı. Yani sektör 2021’de 5.5 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdi. Türkiye, 48 milyar dolarlık tarımsal hasılası ile dünyanın en büyük 10’uncu tarım ülkesi konumunda. Sektörde son 5 yılda 1 milyar dolara yakın doğrudan yabancı yatırım yapıldı. Türkiye, 2022 yılının ilk 7 ayında 13.8 milyar dolarlık gıda ürünleri ihracatı yaptı. 2022 yılında 2021 yılının toplam ihracat rakamı olan 22 milyar doların da aşılacağını öngörüyoruz. Bizim gıda ürünlerinde kısa vadeli ihracat hedefimiz 30 milyar dolar sınırını aşmak.”
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, "SIAL’deki 36 yılımızın sonunda SIAL’de bir kez daha gördük ki, firmalarımız tarım ve gıda sektörünü yüksek teknolojiyle buluşturulup, kaliteli, sağlıklı ürünler ortaya koyuyorlar" dedi.
“İstanbul Mutfağında Ahenk ve Lezzet”
Fuarda İTO’nun yayımladığı ‘İstanbul Mutfağında Ahenk ve Lezzet’ kitabı da SIAL ziyaretçilerine ve profesyonellere tanıtılıyor. Kitapta tatları, sofraları, ikramları, çeşnileri, kurumları, perhizleri, bayramları, kültürler ve tarihi arka planı ile İstanbul mutfağı hakkında bilgiler veriliyor.
Fuara katılan 2 bin inovatif ürünün 4'te biri bitki bazlı ürün
Bu sene SIAL Paris’e katılan 2 bin inovatif ürünün dörtte birini et, süt ürünleri veya balığın yerini alan inovatif ürünler oluşturuyor. Konserve organik dağ alabalığı, keçiboynuzu ve pirinç unu bazlı et ikamesi, donmuş su mercimekleri veya hindiba lif ile elde edilen şekersiz pamuk şekeri bu ürünlerden bazıları. SIAL’in Genel Müdürü Nicolas Trentesaux, Le Monde gazetesine yaptığı açıklamada “Bu yılın öne çıkan özelliği, bitkisel ürünlerdeki patlama” diyor. Trentesaux’un yaptığı açıklamalara göre bu trendin ortaya çıkmasının en önemli nedenlerinden biri, tüketicinin artık gerçek ve sağlıklı olanı talep etmesi.