Türkiye ile Irak arasında çifte vergilendirmeyi önleme ve vergi kaçakçılığına engel olma anlaşması onay için Meclis’e gönderildi. 17 Aralık’ta Ankara’da imzalanan anlaşmayla, her iki ülke yatırımcıları açısından Türkiye ve Irak’ın daha cazip hale getirilmesi amaçlanıyor. TBMM’nin onayından sonra yürürlüğe girecek anlaşma ile mükelleflerin aynı gelir üzerinden iki devlette birden çifte vergilendirilmesi önlenecek. Ayrıca diğer ülkede 12 aydan kısa süren inşaat, yapım, montaj veya kurma projesi ya da bunlarla ilgili gözetim faaliyetlerinin, faaliyetin icra edildiği ülkede vergilendirilmemesi öngörülüyor. Yasa teklifinin gerekçesinde; çifte vergilendirmenin önlenmesi ile Iraklı yatırımcılar için Türkiye’nin, Türk yatırımcılar için ise Irak’ın daha cazip hale getirildiğine dikkat çekildi. Anlaşmada, akit devletlerden birinde yatırım yapan, teknoloji veya hizmet sunan diğer devlet mukimlerinin, o devletin mukimlerine göre daha ağır vergilendirilmesine engel olunduğu kaydedildi. Anlaşma yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 5 yıllık süre içinde feshedilemediğinden, teşebbüslere risk almadan önce ileride karşılarına çıkabilecek her tür vergisel mükellefiyeti önceden hesaplayabilme imkanı sağlıyor. Ayrıca anlaşma sayesinde iki ülke arasında vergi kayıp ve kaçağının önlenmesi amacıyla OECD standartlarına uygun bilgi değişimi yapılması da öngörülüyor.
CHP 128 MİLYAR DOLAR İÇİN GENEL GÖRÜŞME İSTEDİ
CHP, Merkez Bankası’ndaki 128 milyar doların hangi yöntemlerle kime satıldığı, döviz rezervlerinin tüketilmesinin yol açtığı sorunlar ve sorumluların belirlenmesi ile “128 milyar dolar nerede?” afişlerinin yasaklanması konularının değerlendirilmesi için TBMM’de genel görüşme açılmasını istedi. CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç tarafından hazırlanan genel görüşme önergesi TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Önergenin gerekçesinde, “Merkez Bankası’nın kamuoyuna açıkladığı veriler bankanın brüt olarak 90 milyar doların altında bulunan brüt döviz ve altın rezervine karşılık, yurt içine ve yurt dışına swap borçlarıyla birlikte toplam 150 milyar dolarlık bir döviz ve altın borcu bulunmaktadır. Dolayısıyla Merkez Bankası’nın 60 milyar dolar civarında bir döviz açığı vardır. Aynı dönemde Merkez Bankası’na, reeskont kredisi, borçlanma ve benzeri yollarla gelen döviz ve altınlarla, bilinen yollardan çıkan dövizi karşılaştırdığımızda ortaya 128 milyar dolarlık açıklanamayan kayıp çıkmaktadır. Bu paranın nereye gittiğini sormak bir yurttaşlık görevidir” denildi.