Moda, tasarım ve gıda sektörlerinde İtalya küresel olarak birinci ligde yer alıyor. Bunun sonucunda da ürünlerini en yüksek katma değerle pazarlayabiliyor. İtalyan Yiyecek-İçecek sektörü, pandemi boyunca da, ülke ekonomisinin itici gücü olmayı sürdürdü. İtalya’nın en önemli sanayi sektörü ve işveren konumuna gelmiş olan yiyecek-içecek sektörü, uzun yıllardır tarıma ve küçük işletmelere destek veren bir anlayışın ürünü.
Ne yazık ki tarımın ve uygarlığın beşiği Anadolu’da, kaynaklarımızı ve yeteneklerimizi yeterince değerlendiremiyoruz. Pandemi yerli üretimin ne kadar hayati bir önemi olduğunu açık bir biçimde ortaya koydu. Önümüzdeki dönemde, İtalya gibi başarılı rol modelleri izleyerek yerli ve milli tarım üretimine geçmek zorundayız. İthalattan vazgeçmeli, üreticimize destek olmalı, böylece özgün ürünlerle küresel pazarlarda var olmanın yolunu araştırmalıyız.
Geçtiğimiz günlerde İtalyan Mutfağı Haftası (Settimana della Cucina italiana dolayısıyla İtalyan yiyecek içecek sektörünü yakından görme imkanı bulduk.
İnternet üzerinde düzenlenen seminerler, İtalyan zirai gıda sektörünün ve “gastro ekonominin” krizlere direnme kapasitesini ortaya koydu. ‘İtalyan Mutfak Akademisi ‘’Accademia Italiana della Cucina Istanbul Delegasyonu Başkanı Dilek Bil’den aldığım bilgiye göre, İtalya Büyükelçisi ile birlikte organize edilen aktivitelere ilave olarak bu yıl sanal ortamda yapılan toplantılar da büyük bir ilgiyle izlendi.
İhracata dayalı sistem, KOBİ’lere büyük fırsat kapıları açıyor
İtalyan gıda sanayi, tüm tedarik zinciri (tarımsal üretim, gıda işleme endüstrisi, dağıtım ve kateringi) dahil edildiğinde 2019 yılında 538 milyar euro ciro elde etti. 3,6 milyon kişiye iş imkanı sağladı. 119 milyar euro katma değer yarattı. 2020 yılının ilk 9 ayında bile yüzde 3 büyüme gösterdi.
İtalyan Zirai Gıda sektörü kalite, biyolojik çeşitlilik ve geleneğe saygı üzerinde yükselen bir yapıya sahip: Küçük aile şirketlerinin yaşamasına izin veren bu yapı, özgün ve değerli üretime imkân tanıyor. İhracata dayalı sistem, orta ve küçük işletmelere de büyük fırsat kapıları açıyor.
İtalya, Avrupa Birliği’nin en çok coğrafi işaretli ürüne sahip olan ülkesi. Bu yiyecek ve içecek ürünleri, ülkeye sadece AB ülkelerinden 74.76 milyar Euro’luk ihracat geliri kazandırıyor.
İtalya gelecek yıl hem G20’ye hem de Birleşik Krallık ile birlikte CoP26’nin başkanlığını üstlenecek. Her iki forum da sürdürülebilirliği ve çevreye saygıyı teşvik etmek, uluslararası topluluğu bu hedeflere doğru koordine etmeye ve üzerine etki yaratmak için çalışacak.
Türkiye, 2021’de İtalya’yla daha yakın temasta olmalı. Başa tarım olmak üzere, yaratıcı endüstrilerde işbirlikleri yaratmak için çalışmalı. İtalya’nın başarı öykülerinden ilham alarak, iş birliklerine imza atmalı.
Turizm için bir kabus yılı olan 2020’yi geride bırakıyoruz. Ülkemizde turizm işletmecileri hastalığı çok ciddiye alarak geniş kapsamlı tedbirleri uygulamaya koydular. Böylece, hem çalışanlarını hem de müşterilerini korumayı başardılar.
Bu bağlamda, kriz dönemini bilimsel bir biçimde yöneten The Ritz Carlton İstanbul değerli bir vaka analizi sunuyor. The Ritz-Carlton, İstanbul Genel Müdürü Serkan Bozkurt’a tüm paydaşlarını nasıl yönettikleri sordum. Bozkurt “İçinde bulunduğumuz bu pandemi sürecinde güçlü şirket kültürümüzün bizi ne kadar birbirimize bağladığını bir kez daha gördük” cevabını verdi. Bir ders niteliğinde olan bu söyleşiyi turizm alanında çalışan ve çalışmak isteyen tüm gençlerimizin okumasını diliyorum.
Bu dönemde çalışanlarınız için ne yaptınız?
Konuklarımızın otelimize yeniden gelmelerinin en önemli nedeni çalışanlarımızın onlara yaşattıkları benzersiz, kişiye özel ve unutulmaz deneyimler. Daima bağlı çalışanların bağlı konuklar yarattığına inanıyoruz. İçinde bulunduğumuz bu pandemi sürecinde güçlü şirket kültürümüzün bizi ne kadar birbirimize bağladığını bir kez daha gördük. Otelimizin faaliyetine ara verdiği süreçte, çevrimiçi toplantılarla her sabah a otelde konuklarımıza hizmet vermek için hazırlandığımız “Line-Up” toplantılarımızı yapmaya devam ettik.
Evlerinden çalışan arkadaşlarımızla otelde fiilen görevli olan arkadaşlarımızın yaşam kalitelerini arttırmak için her ay “Take Care” programımız kapsamında temalı bir aktivite düzenliyoruz. Bu aktivitelerde şeflerimiz, tasarladıkları menülerle sağlıklı atıştırmalıklar eşliğinde personelimizin molalarında farkındalık yaratıp besin değeri yüksek, sağlıklı ürünlere yöneldiler.
Anlaşmalı olduğumuz sağlık kurumlarının uzman hekimlerinin katıldığı çevrimiçi / online eğitimler düzenliyoruz. Sağlıklı beslenme, kaygı önleme, uyku düzeni, çalışma ortamında mutluluk, “mindfulness” konuklarında uzman önerileri alıyor ve uyguluyoruz.
Pandeminin ilk günlerinden itibaren Güvenli Turizm Sertifikasyonu kapsamında maske ve koruyucu ekipman kullanımı, salgını önleme konularında uzman doktorlar ve anlaşmalı olduğumuz dünyaca tanınmış tedarikçilerimizin iş birliğiyle, standart hijyen eğitimleri verdik.
Marriott International’ın “Committment to Cleanliness” ve “Cleaning Matters” programları ile desteklenen yeni protokollerimizin kusursuz biçimde uygulanmasını sağladık. meQulibrium’u (özel bir aplikasyon) mobil cihazlarına yükleyen çalışanlarımız, gün içinde diledikleri her türlü nefes egzersizi, esneme, uyku düzeni, stres yönetimi, dijital detoks, olumlama, meditasyon, vb. aktiviteler uyguladılar.
Müşterileriniz için ne yaptınız?
Tüm otelin havalandırma sistemi değiştirildi, otel girişine termal kamera ve misafirlerimizin tüm bagaj ve çantaları için X-RAY UVC sistemi konuldu. Otelimizin klima santrallerine yüzde 100 temiz hava veriliyor. Tüm havalandırma sistemleri Türkiye’de ilk defa Süzer Plaza’da uygulanan UVLight-Ultraviole(UVC) sistemi ile maksimum düzeyde steril hale getirildi. Özetlersem;
- Tek kullanımlık ürünlere yönelindi, hijyen noktaları yaratıldı ve sosyal mesafe takibi için otelimiz ortak alanlarına üç dilde hazırlanan ve misafir hijyen kurallarını belirten afişlerimiz konumlandırıldı.
- Misafir odalarımızda misafir kullanımı için, el dezenfektanı, maske ve eldiven içeren Ritz Carlton Hijyen Kitleri hazırlandı.
- Resepsiyon misafir kabul alanımız sosyal mesafe kurallarına göre temassız hizmet verilmek üzere dizayn edildi.
- Misafirlerimizin temassız ödeme yapabilmesi için banka POS cihazları ve WEB bazlı Ritz Carlton ödeme sistemleri devreye alındı.
- Ritz Carlton Mobile Check-in uygulaması ile misafirlerimiz için odalarına anahtarsız ulaşım (Keyless System) imkanı sunuldu.
- Misafirlerimize kendi telefonlarından rahatlıkla görebilecekleri kodlu menü sistemi sunulmaya başlandı ve ayrıca tek kullanımlık menü seçeneklerine de yer verildi.
- Oda servisinden yararlanmak isteyen misafirlerimiz için mobil uygulama üzerinden sipariş verme seçeneği sunulmaya başlandı.
- Misafirlerimizin hizmetine sunulmuş masalar Sağlık Bakanlığı’nın düzenlediği kurallar kapsamında tasarlanıp, istek halinde plexiglass ile daha güvenli hale getirildi.
- Toplantı salonlarımız sosyal mesafe kurallarına uyularak, her detayı ile tekrardan tasarlandı.
- Toplantı için bizi tercih edecek misafirlerimize hijyen kuralları kapsamında servis edilmek üzere Ritz Carlton banket hijyen kiti tasarlandı.
- Otelimizin ortak kullanılan tüm yüzeyleri ve misafir odaları her gün düzenli olarak
‘nano gümüş iyon teknolojisi’ sterilizasyonu ve hava dezenfeksiyonu sistemi ile temizleniyor.
- Teraslı suitlerimiz davetler ve özel organizasyonlar için küçük gruplara satışa sunuldu.
- “Outside Catering” hizmetimiz canlandırıldı. Yeni paketler ile sunum ağı genişletildi. Dışarıya çıkmak istemeyen misafirlerimiz için aynı konfor ve lüksü evlerinde yaşatmak hedeflendi.
Toplum için ne yaptınız?
The Ritz-Carlton Otelleri, ‘Toplumda Ayakizlerimiz’ programlarında ana üç tema çerçevesinde (Çocukların refahı; Açlık ve yoksullukla mücadele; Çevresel koruma) yıllık sosyal sorumluluk projelerini planlıyor ve uyguluyor. Bu yıl, 7-8 Kasım tarihlerinde, Türkiye Marriott Otelleri İş Konseyi birliğindeki gönüllüler sanal İstanbul Maratonu’na katılarak TOÇEV’e destek oldular
Yatırımcımız ve mal sahibimiz Süzer Holding’e ait Süzer Vakfı, Türk Kızılayı aracılığıyla İzmir depreminde zarar gören ailelere ve ihtiyaç sahiplerine uyku tulumu, kışlık giysi yardımında bulundu.
Küresel Müşteri Takdir Haftasına ev sahipliği yaptık. Marriott Otelleri satış ekipleri bir araya gelerek yaptıkları bağış aktivitesiyle İzmir depreminde zarar gören aileler ve çocuklarına hediye ve giysi yardımı yaptı.
Bu yıl 16’ncısını tasarlayacağımız Dilek Ağacı projemizle her yıl lobide kurduğumuz yılbaşı ağacıyla sosyal sorumluluk kapsamında farklı derneklerle iş birliği yaparak ihtiyaç sahibi ailelerin çocuklarının dileklerini yerine getiriyoruz. Kanserle Yaşam, bir Dilek Tut, KAÇUV gibi dernekleri desteklemeye devam ediyoruz.
İş gücünde fırsat eşitliğini destekliyoruz. Kadın iş gücünün artırılmasına yönelik eğitim ve kariyer planlarımız var. Yedi kişiden oluşan Yönetim Kurulu’muzda beş kadın liderimiz görev alıyor.
Marriott Otelleri Şirketi Türkiye İş Konseyi olarak Kadın Girişimci platformunu destekler, sürdürülebilir iş gücüne katkı sağlar, uzun yıllara dayanan tedarikçi işbirliği yaratırız.
Gezegenimiz için ne yaptınız?
The Ritz-Carlton olarak, Birleşmiş Milletler IMPACT 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin ilk kurucu sponsoru olan otel şirketiyiz. Yaptığımız her işte BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine yönelik stratejik iş planları geliştiririz.
Tüm mutfaklarımızda şeflerimiz nesli tükenen deniz canlısı ürünlerin kullanımına karşı bilinçli, duyarlı menüler hazırlar ve sürdürülebilir tarım ve hayvancılığı ve yerli üreticiyi destekleyen protokolleri izlerler.
‘Farm to Brunch’ ‘Çiftlikten Sofraya’ konseptimizle organik tarımı ve yerli üretici ve çiftlikleri destekleyip, tanıtıp, sağlıklı, katkısız ürünlerini misafirlerimizin beğenisine sunmayı ilke edindik.
The Ritz-Carlton, Istanbul 2017 yılından bu yana “Yeşil Yıldızlı Otel” sertifikasına sahiptir. Kurduğumuz ve titizlikle izlediğimiz Çevre Yönetim Sistemimizle Otel olarak faaliyet gösterdiğimiz Süzer Plaza akıllı bina yönetim sistemine sahiptir. Tüm sistemlerimizi çevresel korumaya yönelik, enerji tasarrufunu destekleyen donanımlarla işletiyoruz.
“Yeşil Yıldız Belgesi” kapsamında; gerekli eğitim ve bilgilendirmeler ile çevre farkındalığını arttırma, doğal kaynak tüketimlerini izleme ve karşılaştırmalı rapor ile daha az tüketimine teşvik etme, kullanılan ürünlerin organik, çevre etiketli veya sürdürülebilir olması, kültür ve çevre yönünde yapılan sosyal sorumluluk hareketlerini desteklemesi, atık yönetimi ile atıkların geri dönüşümle ekonomiye tekrar kazandırılması gibi 13 başlık altında 122 kriterde otelimizin çevreci duruşu tescillenmiştir.
Binamızda etkili bir atık yönetimi için gerekli idari standartları sağlayan kuruluşlarla işbirliği içindeyiz. Kağıt-karton ambalajlar, plastik ve cam atıklar, metal atıklar ve evsel atıklarımız ayrıştırılmaktadır. Tehlikesiz sınıfta yer alan bu atıklarımızın yanında tıbbi atıklar ve benzeri tehlikeli sınıfta yer alan atıklarımız da uygun prosedürler ile toplanarak yetkili kuruluşlara teslim edilmektedir. Biyolojik olarak bozulabilir mutfak ve kantin atıkları yine ayrıştırılarak sosyal sorumluluk kapsamında belediyeler ile işbirliği içerisinde sokak hayvanları ve hayvan barınakları ile paylaşılmaktadır.
Sıfır Atık Yönetimi inisiyatifinin büyük destekçisiyiz. Atık Yönetmeliğimizle, tek kullanımlık plastik ürünlerin geri dönüşümlü ürünlerle değişimi için bu süreçte Türkiye’nin önemli ve uzman danışmanlarıyla işbirliğimizi sürdürerek yönetim stratejileri geliştiriyor, innovasyonu destekleyen kararlara imza atıyoruz.
Üniversite öğrencilerinin proje ve tez çalışmalarında eğitimlerini destekleyen kıyaslama çalışmalarında ‘En iyi Pratiklerimizi’ sektörle ve gençlerle paylaşarak yeni nesile kariyerlerinde ufuk açıyoruz.
Konuk odalarımızda “Toplumda Ayakizlerimiz” kapsamında özellikle pandemi döneminde geri dönüşüm için özel tasarım atık kutuları, yatak takımı ve temizlik ve enerji programları ile konuklarımızı bilinçlendiriyor, sürdürülebilir çevre programları uyguluyoruz.
Müşterilerimiz diledikleri takdirde” Yeşil Toplantı Paketini” seçerek tüm ürünleri, geri dönüşümlü malzemelerden seçebiliyorlar.