Euro’nun kaderi Türkiye ekonomisini yakından ilgilendiriyor. Çünkü Türkiye ağırlıklı olarak Euro ile kazanan ve dolar ile harcayan bir ekonomi olduğu için ülkedeki ekonomik dengeler çapraz kurdan önemli ölçüde etkilenebiliyor.
Euro’nun değer kaybettiği ve doların değerlendiği dönemler Türkiye ekonomisinin göreli olarak performansının kötü seyrettiği dönemlerdir. Çünkü ihracatın ve ithalatın kompozisyonu, turizm gelirleri, borç yapısı ve işçi dövizi gelirleri gibi faktörler nedeniyle gönlümüz hep Euro’nun değerlenmesinden yanadır.
Salı günkü köşe yazısının da konusu olduğu gibi piyasalarda merak edilen soru Euro’daki düşüşün daha ne nereye kadar gideceği. “1 Euro = 1 dolar olur mu? Olursa bize ne olur?
Euro en son 1 dolar seviyesini 2002 temmuz başında görmüş. Sonrasında tırmanarak 2008 temmuz ayında 1.59’a kadar ulaşmış. Daha sonraki yıllarda gerilemeye başlamış. Ve 2015 nisan ayında 1.05 seviyesini görmüş. Sonrasında genel olarak yatay bir seyir izlemiş ve 2016 aralık ayında kısa bir süre için de olsa 1.05’in hemen altına inmiş. Bu da dip. Sonra malum hareket yaşanmış; yani yükselmeye başlamış; 2018 martta 1.24 görüldükten sonra ise inişli çıkışlı bir seyir ile bugüne kadar gelmişiz.
Bundan sonra ne olacağını Salı günkü yazıda tartışmıştık. Euro’yu zayıflatan ve doları güçlendiren faktörleri konuşmuştuk. Demiştik ki; Euro’yu buraya taşıyan faktörler satın alındı, yani mevcut fiyatlara dahil edildi. Bundan sonra daha fazla düşüş için yeni gelişmeler olması lazım. Mesela Ukrayna krizi daha da kızışmalı, Rusya yaptırımları artmalı ya da bambaşka şoklar olmalı. Ya da Fed beklenenden daha yüksek faiz artırımlarına gitmeli, Avrupa Merkez Bankası ise hiç bir adım atmamalı. Aksi takdirde 1 Euro = 1 dolar olsa bilse çok kalıcı olmaz.
Konu bizi yakından ilgilendiriyor. Dönemler itibarıyla Euro’nun seyri bize bilgi veriyor. Bu seyrin üzerine Türkiye’nin ekonomik performansını oturttuğunuzda Euro’nun gücü ile Türkiye ekonomisinin güçlülüğü arasındaki ilişkiyi görürsünüz. Yani Türkiye ekonomisinin çıkarı “güçlü Euro”dadır.
Türkiye ihracatını ağırlıklı olarak Euro ve ithalatını dolar ile yapıyor. Dış borçlanmasını ise daha çok dolar cinsinden yapıyor. Turizm gelirleri de ağırlıklı olarak Euro cinsinden. Diğer bir deyişle ülkeye Euro geliyor, dolar gidiyor. Bu nedenle Euro’nun dolar karşısında değer kaybetmesi canımızı sıkıyor. Çünkü Euro’ya sempati duymamızı gerektiren bir çok faktör var.
Mesela:
--Euro bizim için önemli para. Çünkü Türkiye’nin en büyük dış ticaret ortağı Avrupa.
--Yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarına ait döviz tevdiat hesapları daha çok Euro cinsinden.
--Ama dış borçlarda ise ağırlık dolar cinsinden. Yani dolar arttıkça bütçede TL olarak gösterilen borç faiz ödemeleri de artmakta.
--Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırımların yarısından fazlası Avrupa kaynaklı
--Türkiye’yi ziyaret eden turistler içinde Avrupa vatandaşı olanlar çoğunlukta.
Kısacası ülkeye döviz girişleri Euro ağırlıklı, çıkışlar ise dolar ağırlıklıdır. Bu nedenle Euro’nun zayıfladığı dönemler kırılgan bir ekonomiye sahip olan Türkiye için sıkıntı verici dönemlerdir.