Türkiye e-ihracatta beklentileri aşıyor

Gökhan Göksel
Küresel E-Ticaret Analisti / Projesoft YK Başkanı

Dijital teknolojilerin hızla gelişmesiyle büyük bir ivme kazanan e-ticaret, her ölçekteki işletmeyi kelimenin tam anlamıyla dünyaya açtı. Bu hızlı değişim, özellikle de e-ihracatı, yani firmalar arası (B2B) küresel ticaretin geleneksel yapısını da derinden etkiledi. Artık dünyanın herhangi bir yerindeki işletmeler için sınırlar kalktı, pazarlar globalleşti. Bu global pazarda, dinamik ekonomisi, jeopolitik konumu, hammadde-ürün zincirindeki zenginliğiyle Türkiye’nin potansiyeli çok güçlü. Türk işletmeleri küresel rekabette nasıl öne çıkmalı? Türkiye B2B e-ihracatta daha fazla pay sahibi olmak için neler yapmalı?

Küresel B2B e-ticaret 22 trilyon dolara ulaştı

Şirketlere önerilerimize geçmeden önce dünya genelinde B2B e-ticaretten güncel rakamları paylaşarak bu devasa pazarı daha iyi anlamaya çalışalım. Grand View Research verilerine göre, küresel B2B e-ticaret pazarı 2024 yılında 22 trilyon ABD dolarına ulaştı. Pazarın 2030 yılına kadar 57,5 milyar ABD doları seviyesine çıkması bekleniyor.
Dünya B2B e-ticaret rakamlarına ülkeler bazında bakarsak Amerika’nın ilk sırada olduğunu görüyoruz. 2024’te 1,3 Trilyon ABD Doları olan pazarın, 2030’da 3,57 trilyon ABD Doları seviyesine yükselmesi ve %18,4’lük bir CAGR sergilemesi bekleniyor.
Kanada’da 2024’te 220 milyar ABD Doları olan pazarın, 2030’da 757,5 milyar ABD dolarına ulaşması ve %22,1’lik bir CAGR göstermesi öngörülüyor. B2B E-ticarette bir diğer önemli lokasyon ise Çin. 2024 yılında 1,500 milyar ABD Doları seviyesine ulaşan Çin pazarının, 2030’da 3.548,13 milyar ABD Doları’na yükselmesi ve %16,3’lük bir CAGR sergileyeceği tahmin ediliyor.

Türkiye’nin e-ihracatı 5 milyar doları aştı

Türkiye e-ihracat rakamları da dünya genelindeki güçlü artışla benzerlik içinde. Hatta dünyanın pek çok ülkesine kıyasla Türkiye’nin e-ihracatının çok daha hızlı bir ivmeyle yükseldiğini söyleyebiliriz. Türkiye’nin 2022'de yaklaşık 2,17 milyar dolar olan e-ihracatı, 2023'te % 131 artışla 5 milyar doları aşmış durumda. 2022'de e-ihracatın genel ihracattaki payı yüzde 0,91 iken 2023'te % 2,1'e yükseldi. 2024'ün ilk 8 ayında ise Türkiye’nin e-ihracatının, geçen yılın aynı dönemine göre %94 oranında artış göstererek 4,16 milyar dolara çıktığını görüyoruz. E-ihracatın toplam ihracat içindeki payı bu dönemde % 2,7'ye yükselirken bu rakamı 2028'e kadar %10'a çıkarmak gibi net bir hedef de belirlenmiş durumda.

E-ihracat, yerel şirketlerin dünyanın herhangi bir bölgesindeki şirketlere kolayca ulaşmalarını sağlıyor. Küresel online platformlar sayesinde küçük bir işletme bile ürünlerini global pazara sunabiliyor. Türk işletmeler de, dijital platformlar üzerinden hızlı ve verimli bir şekilde küresel iş ortaklarıyla iletişim kurabiliyor, sipariş alabiliyor ve lojistik süreçlerini yönetebiliyor. Son dönemde Türkiye’den en fazla sınır ötesi e-ticaret yapılan ülkeler Kanada, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Almanya, Azerbaycan ve Hollanda olarak kayıtlara geçti. En çok e-ihracat yapılan ülkelere bakıldığında uluslararası e-ticaret platformlarının ve özellikle de bu platformların ABD, Kanada ve İngiltere’deki güçlü lojistik altyapılarının etkili olduğunu belirtmek gerek.


Yapay zekâ ve inovasyonun güçlü etkisi

Teknoloji, e-ticaretin her aşamasında devrim yaratıyor. Özellikle blockchain, yapay zekâ ve büyük veri analitiği gibi yenilikçi teknolojiler, firmalar arası ticarette yeni fırsatlar sunuyor. Blockchain, işlemlerin güvenli ve şeffaf bir şekilde kaydedilmesini sağlayarak tedarik zincirlerinde büyük bir dönüşüm yaratıyor. Örneğin, Maersk ve IBM’in ortaklaşa geliştirdiği TradeLens platformu, deniz taşımacılığında blockchain teknolojisini kullanarak süreçleri hızlandırıyor ve güvenliği artırıyor.

Yapay zekâ ise günümüzde artık müşteri davranışlarını analiz etmek ve tahminlerde bulunmak için çok güçlü bir araç haline geldi. Şirketler, yapay zekâ destekli sistemlerle pazarlama stratejilerini optimize edebiliyor, stok yönetimlerini iyileştirebiliyor ve müşteri hizmetlerini geliştirebiliyor. Yapay zekâ algoritmaları, müşterilerin önceki alışverişlerine dayanarak kişiselleştirilmiş ürün önerileri sunuyor ve bu da satışları artırıyor.

E-ihracata yönelmek isteyen Türk şirketleri neler yapmalı

Şirketler öncelikle dijital teknolojileri iş süreçlerine entegre etmek için kapsamlı bir strateji geliştirmeliler. Bu, sadece bir web sitesi açmak veya sosyal medyada var olmakla sınırlı değil; aynı zamanda dijital araçları kullanarak operasyonel verimliliği artırmayı da içeriyor. Örneğin, ERP sistemleriyle entegre edilen e-ticaret platformları, sipariş yönetimini ve stok takibini otomatikleştiriyor.

Çevik ve esnek olun

Hızla değişen pazar koşullarına uyum sağlamak için şirketlerin çevik olması şart. Esnek iş modelleri, ani değişimlere hızlı tepki vermeyi mümkün kılıyor. Örneğin, Uber ve Airbnb gibi şirketler, platform ekonomisini kullanarak geleneksel sektörlere yeni bir soluk getirdi.

İnovasyonu şirket kültürü yapın

İnovasyon, sadece teknolojiye yatırım yapmakla değil, aynı zamanda şirket kültürünün de yenilikçi bir yaklaşımla şekillendirilmesiyle mümkün. Çalışanların yenilikçi fikirler üretmesini teşvik etmek, şirketlerin rekabet avantajı elde etmesine yardımcı oluyor. Örneğin, Google’ın “20% Time” uygulaması, çalışanların zamanlarının %20’sini kendi projelerine ayırmasına izin vererek inovasyonu teşvik ediyor.

Siber güvenlik yatırımları önemli

Siber güvenlik alanında yatırım yapmak, uzun vadede şirketi korur. Düzenli güvenlik denetimleri ve çalışan eğitimi, riskleri azaltır. E-ihracatın dönüştürdüğü firmalar arası ticaret dünyasında, şirketlerin, teknolojik yenilikleri takip etmeleri, müşteri davranışlarındaki değişimleri analiz etmeleri ve stratejilerini buna göre şekillendirmeleri gerekiyor.

Geleceğin ticaret dünyasında başarının olmazsa olmazlarını kısaca özetlersek aşağıdaki başlıklar öne çıkıyor:

- İnovasyona açık olmak: Yeni teknolojileri benimsemek ve iş süreçlerine entegre etmek şart.

- Müşteri odaklı yaklaşım: Müşteri deneyimini sürekli iyileştirmek ve beklentileri aşmak gerekiyor.

- Global düşünmek, yerel hareket etmek: Global pazarlarda başarılı olmak için yerel dinamiklere uyum sağlamak önemli.

- Sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk: Çevresel ve sosyal etkileri dikkate alan bir yaklaşım benimsemek, uzun vadede başarı getirir.

- Riskleri yönetmek: Siber güvenlik ve diğer potansiyel risklere karşı proaktif önlemler almak şart.

Türkiye, mal ve hizmet üretiminde eriştiği kalite düzeyiyle dünya pazarlarında rekabet edecek potansiyele fazlasıyla sahip. Küresel pazarlarda başarılı olan çok sayıda Türk şirketi de var ve sayıları da her geçen gün artıyor. Üretimden gelen rekabetçi güçlerini e-ticaret süreçlerine başarıyla entegre eden Türk şirketleri, B2B e-ticaretin güvenilir küresel oyuncuları arasına girebilirler. Yakın gelecekte küresel online pazarlarda ulaştıkları cirolarla adından söz ettirecek Türk şirketlerinin hızla artacağına inanıyorum. Global pazarlarda Türkiye rüzgârı giderek daha kuvvetli eseceğe benziyor.   

Tüm yazılarını göster