Türkiye COP31 Başkanlığını almakta kararlı

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar Türkiye’nin COP31 Başkanlığı’nı almakta kararlı olduğunu söylüyor. Prof. Hasar’a göre Türkiye’nin gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasında bir köprü kurma yeteneği, uzlaştırıcı yönü, fosil yakıt üreticisi olmaması ve afetler konusundaki deneyimi diğer aday Avustralya’ya karşı en önemli avantajlar.

Türkiye, BM İklim Zirvesi COP29 kapsamında geçtiğimiz hafta 2053 Uzun Dönemli İklim Stratejisi belgesini Birleşmiş Milletler'e iletti. Strateji belgesi, Türkiye'nin 2053 yılına kadar "kalkınma önceliklerinden taviz vermeden" "net sıfır" hale gelme hedefine nasıl ulaşacağını detaylandırıyor.

Hükümet, iklim değişikliğiyle mücadele için oluşturduğu bu strateji ile hem çevresel sürdürülebilirliği sağlama hem de yeşil ekonomi alanında küresel rekabet gücünü artırmayı hedefliyor.

Türkiye’nin önemli bir diğer hedefi de COP31 Başkanlığını almak ve 2026’da düzenlenecek İklim Zirvesi’ne ev sahipliği yapmak. COP31’in diğer adayı ise Avustralya.

COP29’da görüşlerini aldığımız Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar, Türkiye’nin COP31 Başkanlığı’nı almakta kararlı olduğunu söylüyor.

Prof. Dr. Hasar’a göre Türkiye’nin bu süreçte çok fazla avantajlı yönü var. Şöyle açıklıyor Prof. Dr. Hasar; ‘Türkiye iklim krizi ile mücadele sürecinde hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin dertlerini anlıyor. Hiç bir gelişmiş ülke, gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülke için empati kuramıyor. Bu yönümüzü COP31 başkanlığını almak için öne çıkarıyoruz. Hem ekonomiler, yaşam tarzları ve anlayışlar temelinde uzlaştırıcı bir rolümüz var, hem de iki taraf arasında köprü rolü üstleniyoruz. Avustralyalı kardeşlerimizle müzakerelerimizde bu yönümüzü ön plana çıkardık. Türkiye fosil yakıt üreten, karbon ticareti yapan ülkeler arasında yer almıyor. Bu da bir diğer güçlü yanımız. Öte yandan Akdeniz iklim havzasında yer aldığımız için, en kırılgan üç iklim havzasından birindeyiz. İklime dayalı felaketlerin çoğunu yaşıyoruz ve bu yüzden bu alanda önemli bir deneyime sahibiz. Bu süreçte sadece iklim krizini önleme ve finansman değil, uyum çalışmaları da çok önemli bir rol oynuyor. Dirençli şehirler oluşturulması gibi iklim uyum çalışmalarında örnek oluşturan projelere imza atıyoruz. Tüm bu çalışmalarımızı COP31 ev sahipliğini almak için ön plana çıkarıyoruz.’

Ne Türkiye’nin ne Avustralya’nın vazgeçmeye niyeti yok

Türkiye, Batı Avrupa ve Diğerleri Grubu (WEOG) üyesi. Dolayısıyla COP31 başkanlığı için bu grupta konsensus sağlanması gerekiyor. Prof. Dr. Hasar’ın verdiği bilgilere göre Türkiye, Avustralya ile bir tür centilmenlik anlaşmasına varmaya çalışıyor. Fakat anlaşılan o ki, her iki ülke de COP31’e ev sahipliği yapmakta kararlı… Şu bilgileri veriyor Prof. Hasar; ‘İki ülkenin bakanları arasında görüşmeler oldu. Geldiğimiz noktada iki tarafın da başkanlığı istediğini gördük. Avustralya, Mayıs 2025’de seçime gidiyor ve COP, önemli bir seçim kozu olarak gündemde. COP31’e kimin ev sahipliği yapacağı kararı bu zirvede açıklanabilir, ama önümüzdeki zirveye kalması da büyük bir olasılık. Ama biz COP31 başkanlığını almakta kararlıyız. Sayın Cumhurbaşkanımız bunu net bir şekilde dile getirdi.’

Kayıp ve Zarar Fonu’ndan para talep etmedik yönetim mekanizmasında olmayı talep ettik

 Prof. Dr. Hasar’ın dikkat çektiği bir diğer konu ise Kayıp ve Zarar Fonu. Bu konuda bir yanlış anlaşılma olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Hasar şöyle diyor: ‘Türkiye Kayıp ve Zarar fonundan yararlanmak istemiyor. Biz fonun yönetim mekanizmasında gelişmekte olan ülke olarak yer almak istedik. Bu talep yanlış anlaşıldı. Çok sayıda felaketle boğuşan bir ülkeyiz, afetler sonrasında hızlı toparlanabiliyoruz. Bu deneyimimizi paylaşmak istedik. Bugün İspanya gibi büyük felaketler yaşayan ülkeler, toparlanmak için gerekli finansmanı yaratabilir, fakat en az gelişmiş ülkeler gerçek anlamda zor durumda. Şu anda sadece 700 milyon dolar toplayabildi. Bu miktar zaten yeterli değil. Öte yandan geçtiğimiz hafta boyunca teknik konularda önemli müzakereler oldu, fakat ne yazık ki bir sonuca ulaşılamadı. Özellikle azaltım ve adil geçiş çalışma programı ilerlemedi, doğrudan bir sonraki COP’a bırakıldı.’

 Türkiye’nin enerji sektöründe uzun vadeli hedefleri

2030

• Öncelikli enerji tüketimi yüzde 16 azaltılacak, 100 milyon tonluk karbon salımı engellenecek

• Nükleer enerji kurulu kapasitesi 4.8 GW’a çıkacak

• Hidrojen için elektrolizör kapasitesi 2 GW’a çıkacak

• Batarya kapasitesi 2 GW’a çıkacak

2035

• Güneş ve rüzgarın kurulu kapasitesi 4 katına çıkacak

• Nükleer enerji kurulu kapasitesi 7.2 GW’a çıkacak

• Öncelikli enerji tüketiminde yenilenebilirin payı yüzde 17’den yüzde 50’ye çıkacak

• Hidrojen için elektrolizör kapasitesi 70 GW’a çıkacak.

2035’e kadar yenilenebilir enerjiye 59 milyar dolar yatırım

• Türkiye bugün en çok sera gazı salımı yapan ülkeler sıralamasında ilk 20'de yer alıyor ancak Çin ve ABD gibi en büyük kirleticilerle arasında büyük farklar var. Resmi verilere göre 2022'de Türkiye'nin sera gazı salımlarının yüzde 70'inden fazlası enerji sektöründen kaynaklanıyordu. Belgede, 2053 yılında nüfus artışı ve ekonomik büyümeye paralel olarak ülkenin enerji talebinin bugüne göre yaklaşık dört katına çıkarak 1,271 TWh'ı aşacağı öngörülüyor. Bunun yüzde 69,1'inin yenilebilir enerji kaynaklarından karşılanması planlanıyor. Eylül 2024 itibarıyla Türkiye'nin enerji üretiminde yenilenebilir enerjinin payı yüzde 57’ye ulaştı. Güneş ve rüzgarın yanında hidroelektrik, jeotermal ve nükleeri yenilenebilir enerji kaynakları olarak sınıflandırıyor. Belgede, 2024 yılında devreye girmesi planlanan Akkuyu Nükleer Santrali'nin tam kapasite çalıştığında Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayacağı ve sera gazı salımlarını yıllık 30 milyon ton azaltacağı tahmini vurgulanıyor. Buna ek olarak 2035 yılında nükleer kapasitesinin 7.2 GW'a yükseltilme hedefi paylaşılıyor. Türkiye'nin bu hedefleri gerçekleştirmek için 2035'e kadar yenilenebilir enerjiye 59 milyar dolar, enerji depolamaya 2,5 milyar dolar ve enerji verimliliğine 2030'a kadar 20,2 milyar dolar yatırım yapması planlanıyor. Kırılgan ülkeler statüsünde değerlendirilmeyi talep eden Türkiye, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerine en fazla maruz kalan ülkelerden biri olduğunu savunuyor ve nedenle "Kayıp ve Zarar Fonu'ndan yararlanabileceğini ifade ediyor.

"KALKINMA ÖNCELİKLERİNDEN TAVİZ VERMEDEN" NET SIFIR

• Türkiye COP31 başkanlığını üstlenmekte kararlı; peki bu kararlılık net sıfır hedefinde de söz konusu mu?

Türkiye'nin 2053 Uzun Dönemli İklim Stratejisi, ülkenin karbon salınımını 2053 yılına kadar sıfıra indirmeyi öngörüyor. Bu hedef, Paris İklim Anlaşması’na taraf olan Türkiye’nin taahhütleri doğrultusunda şekillendirildi. Strateji, sanayi, ulaşım, enerji, tarım ve inşaat sektörlerinde ciddi dönüşümler öngörürken, yenilenebilir enerjiye geçişin hızlandırılması ve enerji verimliliği projelerinin yaygınlaştırılması da ana öncelikler arasında yer alıyor. Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisi, iklim değişikliğine uyum ve azaltım stratejilerinin yanı sıra teknoloji, adil geçiş, iklim finansmanı ve kapasite geliştirme gibi alanlarda da yol gösterici stratejiler içeriyor; tüm bu sektörler, Türkiye’nin uzun vadeli kalkınma hedeflerini desteklemede kritik rol oynuyor.

• Yeşil ekonomiye yatırım: Yenilenebilir enerji ve teknoloji inovasyonu

Stratejinin en önemli bileşenlerinden biri, yenilenebilir enerji kaynaklarının arttırılması ve temiz enerji üretimi için yatırımların artırılması. Türkiye, özellikle rüzgar, güneş ve jeotermal enerji potansiyelini daha verimli kullanarak enerji üretimini yeşil kaynaklardan sağlamayı hedefliyor. Bunun yanı sıra, yeşil teknoloji inovasyonlarına ve düşük karbonlu teknolojilere yatırımların teşvik edilmesi planlanıyor. Stratejinin başlıca öncelikleri arasında enerji verimliliği ve karbon tutma teknolojileri de bulunuyor.

• Sıfır karbon ulaşım: Elektrikli araçlar ve sürdürülebilir taşıma çözümleri

Ulaşım sektörü, Türkiye’nin iklim stratejisinin önemli bir parçası olarak öne çıkıyor. Karbon salınımının önemli bir kısmını oluşturan bu sektör, elektrifikasyon ve sürdürülebilir ulaşım sistemleriyle dönüştürülecek. Strateji, elektrikli araç kullanımını artırmayı, yeşil ulaşım altyapılarını yaygınlaştırmayı ve toplu taşımada karbon salınımını azaltmayı amaçlıyor.

• Tarımda sürdürülebilirlik: Doğal kaynakları korumak

Tarım sektörü, Türkiye’nin stratejisinde iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir yer tutuyor. Sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması, su kaynaklarının verimli kullanımı ve gıda israfının azaltılması gibi önlemlerle hem çevresel hem de ekonomik sürdürülebilirlik sağlanması hedefleniyor. Ayrıca, organik tarımın teşvik edilmesi ve biyolojik çeşitliliğin korunması da stratejinin temel unsurlarından.

• İklim finansmanı ve uluslararası işbirliği

Türkiye’nin 2053 stratejisi, sadece iç politikalarla sınırlı kalmayıp, uluslararası iklim finansmanı ve işbirlikleri konusunda da adımlar atmayı öngörüyor. Türkiye, gelişmiş ülkelerden iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik finansal ve teknik destek almayı amaçlarken, aynı zamanda küresel iklim politikalarına daha etkin bir şekilde katılmayı planlıyor.

•Yeşil istihdam ve ekonomik dönüşüm

Belge, Türkiye ekonomisinin bel kemiği sayılan imalattan tarıma, ulaşımdan binalara ve atık yönetimine kadar farklı alanlarda ne tür dönüşümler yaşanacağına dair ipuçları da sunuyor. Örneğin, demir ve çelik sektörü salımlarının 2053'e kadar kademeli olarak yüzde 99 azaltma hedefi dökümanda açıkça belirtiliyor. Benzer şekilde gübre sektörü için bu hedef yüzde 100; çimento için yüzde 93; alüminyum içinse yüzde 75 azaltım olarak belirlenmiş durumda.

• Ancak diğer başlıklar için bu şekilde net hedefler belirtilmiyor.

2053 stratejisi, yeşil ekonomi ile uyumlu yeni iş alanlarının yaratılmasını öngörüyor. Karbon salınımını sıfırlamak için yapılacak dönüşüm, aynı zamanda yeşil istihdam fırsatları yaratacak. Yenilenebilir enerji ve çevre dostu sektörlerde yeni iş gücü talepleri doğacak, bu da Türkiye’nin ekonomik dönüşümünü hızlandıracak.

Tüm yazılarını göster