Türkiye BRICS’e neden giriyor?

Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI

Türkiye, 2006 yılında Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin tarafından kurulan 2010’da Güney Afrika’nın üye olması ile bu günkü adını alan BRICS’e katılmak istiyor. Türkiye’den hemen önce 2024'te Mısır, Etiyopya, İran, Birleşik Arap Emirlikleri ve S. Arabistan örgüte üye oldu. BRICS’in kurulduğunda temel amacı gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisinden daha fazla pay almasını sağlamak, IMF ve Dünya Bankasında daha çok söz sahibi olmaktı. BRICS ülkeleri 2023 yılı itibari ile dünya ekonomisinin yüzde 40’ını (29,5 trilyon dolar) oluşturuyor. Dünya nüfusunun da nerede ise yarısı BRICS ülkelerinde yaşıyor. Bu ülkeler dünya petrol ve doğalgaz rezervlerinin de önemli bir kısmına sahipler. Tüm bu önemli rakamlara rağmen bu ülkeler homojen bir grup kimliği taşımıyor. Şu anda bu ülkelerin en belirgin özelliği ülke yönetim biçimleri. Dünya demokrasi endeksine göre on ülke arasında Brezilya ve Güney Afrika kusurlu demokrasiye sahip ülkeler arasında yer alırken kalan sekiz ülke ya melez demokrasi sınıfında ya da otoriter rejimlerce idare edilmekte.  

BRICS ülkeleri içinde Rusya, Çin ve İran gibi batılı ülkelerle örtük çatışma içinde olanlar olduğu gibi bu çatışmadan uzak duran Brezilya, Güney Afrika, S. Arabistan ve BAE gibi ülkeler de var. Bundan dolayı BRICS ülkeleri siyasi ve ekonomik olarak homojenlik göstermiyor. 

Türkiye NATO üyesi, AB ile Gümrük Birliği içinde. Yani batılı ülkelerle büyük ölçüde entegre olmuş durumda. Üstelik Gümrük Birliği sayesinde AB ile ya dış ticaret fazlası veriyor ya da çok düşük dış ticaret açığı veriyor.  Türkiye, 2023 yılında AB’ne 104.283 milyar dolarlık ihracat yaparken 106.050 milyar dolarlık ithalat yaptı. 2022 yılında ise AB ile dış ticarette 9.763 dolar fazla verdi. Türkiye, yine batı cenahının lider ülkeleri arasında yer alan İngiltere ve ABD karşısında da dış ticaret fazlası vermekte. 2023 yılında İngiltere’ye 12.463 milyon dolarlık ihracat yaparken 6.523 milyarlık dolarlık ithalat yaptı. ABD’ye yaptığımız ihracat 18.879 milyar dolar iken 15.779 milyon dolarlık ithalat yaptık.  

Buna karşın BRICS ülkeleri ile dış ticaret fazlası verdiğimiz tek ülke Etiyopya. Etiyopya’dan 2023 yılında 79 milyon dolarlık ithalat yaparken 306 milyon dolarlık ihracat yaptık. Bu rakamlar Türkiye’nin dış ticaret hacmi içinde çekirdek büyüklüğünde. Bu ülkenin dışında kalan ülkeler ile sürekli dış ticaret açığı vermekteyiz. Rusya ile 2023 yılı dış ticaret açığımız 34.680 milyon dolar, Çin ile olan dış ticaret açığımız ise 41.751 milyon dolar. Hadi Rusya ile olan açık petrol ve doğalgaz kaynaklı. Çin ile böyle bir ticaret yok. Çin’den ara malı dahil, tarım ürünleri, sanayi alanında tüketim malı ithalatı yapıyoruz. Çin biz Türkleri Orta Asya’dan kovup anayurdumuzu işgal etmişti. Şimdi de adeta ticaret yolu ile ikinci istilaya başladı.

Türkiye’ye 2002 sonrası ciddi bir doğrudan yatırım girişi oldu. Bunda da başı AB ve ABD çekti. AB, İngiltere ve ABD 2002-2023 döneminde Türkiye’ye DYY olarak 149.966 milyon dolar getirdiler. DYY’da ülkeler arasında başı 29.095 milyon dolar ile Hollanda, 14.467 milyon dolar ile ABD ve 13.801 milyon dolar ile İngiltere çekti. Bu dönemde BRICS ülkelerinden gelen toplam DYY ancak 16.526 milyon dolar oldu. BRICS içinde en fazla DYY’ı 6.667 milyon dolar ile Rusya ve 5.624 milyon dolar ile BAE yaptı. Çin’in getirdiği DYY sadece 1.178 milyon dolar oldu.

Durum böyle olmasına rağmen Türkiye BRICS’e neden giriyor? Hükümet bu sorunun yanıtını açık açık vermeli. Çünkü eğer BRICS üyesi olursak hem NATO ile hem de AB ile yeniden papaz olacağımız kesin. Diğer yandan ilk defa bir NATO üyesi BRICS üyesi olacak. BRICS’e üyelik adeta meyve veren ağacı taşlamaya benziyor. AKP iktidara geldiğinde AB ile tam üyelik görüşmelerine hazırlanmış bir ülke almıştı. Şimdi bırakın AB’ne üye olmayı Gümrük Birliğinden bile atılacak hale geldik.

Okuma Önerisi: İktisat ve Toplum Dergisi, Eylül 2024 sayısı.

Tüm yazılarını göster