Birleşik Krallık ile imzaladığımız serbest ticaret anlaşması (STA), 2021 yılının ilk fırsat penceresi oldu. Bunu sağlayan sürece katkı veren tüm paydaşları tebrik etmeliyiz. Zira bu STA sayesinde Türkiye, sadece İngiltere ile ticaret alanında değil, çok farklı sahalarda gelişme fırsatı yakalayabilecek.
Anlaşma ile AB dışında kalan İngiltere’yle olan 7,5 milyar $ civarı ihracattan gelecek 2,4 milyar $’lık vergi yükünden kurtuluyoruz. Ayrıca 700 milyar $’lık AB pazarından olan İngiltere’ye, ihtiyaç duyacağı mal ve hizmet talebinde daha yakın işbirliği geliştirebileceğiz.
Benim dikkat çekmek istediğim nokta, STA anlaşmasının içine, sanayi malları yanı sıra tarım ürünlerinin de kapsanıyor olmasıdır. Bu, AB ile başlatılan fakat bir yere gelip tıkanan “Gümrük Birliği Güncelleme” modelinin, hali hazırda İngiltere ile imzalanmış olmasıdır.
Peki, şimdi ne olacak? Öncelikle bizim şirketler, STA ile kendilerine yönelen talebi karşılayabilmek için tedarik güvenliği alanında, kapasite yatırımlarına başlamalı, işbirliği ve işbölümüne gitmeli… İngiltere’de yatırım yapacak girişimcilerimiz, açılan bu fırsat penceresini kullansa iyi olur.
İngiltere; Brexit ile ekonomisinde açılan yarayı kapayabilmek için Türkiye’ye dünden daha fazla ihtiyaç duyacaktır. Bu da sanayimizi, katma değeri daha yüksek, teknolojisi geliştirilmiş üretime zorlayacaktır.
AB’NİN AFRA TAFRASI BİTER Mİ?
Brexit, Avrupa’yı da etkileyecek. Sonuçta kıta Avrupası, adasını kaybetmiştir. Türkiye ile olan ilişkilerde Brüksel’in eski afra tafrasını daha fazla sürdüremeyeceğini söyleyebiliriz.
Gördüğüm, Türkiye gerek pazar gerek üretim kabiliyetleriyle AB’nin daha fazla ihtiyaç duyacağı bir noktaya taşındığıdır. Tabii ki görenedir, görene… Köre nedir, köre ne…