Turizmin kaderi salgına ve Rusya’ya bağlı

Emrah LAFÇI Ekonominin Doğası

Salgın sürecinin Türkiye ekonomisi üzerinde çok önemli sonuçları oldu. Yükselen enflasyon, artan cari açık, değer yitiren TL, banka kredilerindeki genişleme, düşen istihdam, kesilen yabancı yatırım, vatandaşın yüksek döviz ve altın talebi, eriyen rezervler ilk aklıma gelenler. Bunların içinde cari açığın böyle bir yılda yüksek gelmesi en alışık olmadığımız sonuçlardan. Normalde cari açığın ülkenin hızlı büyüyen yıllarında yüksek gelmesi ve bu açığın da yurt dışından gelen sermaye akımlarıyla finanse edilmesine alışğız. Ama salgın kaynaklı özel şartlar sonucu hem ülke potansiyel büyümesini yakalayamadı hem de yüksek cari açık verdik. Bunun da 3 temel nedeni var. Salgın tedbirleri dolayısıyla ticaretin güçleşmesi ve ihracat pazarlarımızdaki ekonomik daralma nedeniyle ihracatın azalması, kredi genişlemesine bağlı olarak ithalatımızın artması ve turizm gelirlerimizdeki sert düşüş.

Turizm sektörü Türkiye için en önemli sektörlerden biri. Hem döviz ihtiyacımızın bir kısmının karşılanması açısından hem de istihdam sağlaması açısından kritik önemi haiz. (“öneme sahip” anlamında özellikle bu kalıbı kullandım, çünkü sıklıkla hatalı olarak “öneme haiz” olarak kullanılıyor.) Malumunuz ülkemiz yeni bir tam kapanma sürcine girdi. Bu tedbirlerin yaz sezonundan hemen önce alınması, turizm sezonunun kurtarılmaya çalışıldığını gösteriyor. Umarım sonuç alabiliriz. Yabancı turistleri bu yıl ülkemize çekmenin yolu vaka sayılarını düşürmekten geçiyor ama tek kriter bu değil. Bunun yanında aşılama çalışmalarının hız kazanması da önemli. Ayrıca Rusya’yla Türkiye arasındaki ilişkilerin de Rus turistlerin ülkemize gelmelerinde rolü olacak gibi görünüyor. Malum, Haziran başına kadar bu ülkeden Türkiye’ye seyahat yasaklandı.

Yıllar itibariyle turizm gelirlerimiz

Turizm sektörü 2019’da altın yıllarından birini yaşadı. Yıllık turizm gelirimiz 34.5 milyar dolar seviyesindeydi. (bu arada bu rakamı çok tartışılan 128 milyar dolarla karşılaştırsanız haftalardır ne kadar büyük bir miktardan bahsettiğimiz daha net anlaşılabilir) Son 10 yıla baktığımızda 2016 öncesi benzer düzeylerin yakalandığını ama bir süre turizm gelirlerimizin azaldığını görüyoruz. Bunda Rusya’yla yaşanan uçak krizi ve darbe girişiminin etkili olduğunu söyleyebiliriz. Aşağıdaki grafikte yıllar itibariyle turizm gelirlerimiz ve reel efektif döviz kurunu birlikte paylaşıyorum. Sürekli değer kaybeden bir TL yanında inişli çıkışlı bir turizm gelirimizin olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla TL’nin seviyesiyle turizm gelirlerimizin arasında çok yakın bir ilişki olduğunu söylemek zor. Bu karşılaştırmayı yapmamın nedeni de; genelde değersiz TL’nin ihracatı ve turizmi artıracağına ilişkin inancı sorgulamak. Daha önce ihracat üzerinde de TL’nin seviyesinden başka faktörlerin daha büyük paya sahip olduğunu tartışmıştık. Aynı durumun turizmde de olduğunu görüyoruz.

Ülkelere göre turist sayıları

Ülkelere göre baktığımızda ilk 5 sırada Almanya, Rusya, İngiltere, İran ve Bulgaristan’ın yer aldığını görüyoruz. Ülkelere göre turist sayıları yıllar itibariyle genel olarak benzer eğilim izlese de Rusya’da durum biraz daha farklı. Aşağıdaki tablodaki Rusya’dan gelen turist sayısındaki dalgalanmayla yukarıdaki grafikteki turizm gelirleri dalgalanmasının birbirine yakın olduğunu görüyoruz. Bu dalgalanmanın da ekonomik sebeplerden ziyade politik nedenlerden kaynaklandığını söylesek yanlış olmaz. Şu anda Rusya’dan Türkiye’ye olan uçuş yasağını da bu kapsamda değerlendirebiliriz.

2019 yılında Rusya’dan Türkiye’ye gelen turist sayısı 7 milyon. (toplam turist sayısının %16’sı) Kişi başı turist harcamasının da ortalama 750 dolar olduğunu hesaba katarsak sadece Rus turistlerden elde edilen turizm gelirimiz 5.3 milyar dolar. Her ne kadar bu rakamları yakalamak imkansız olsa da, böylesi dış finansmanda zorluk yaşadığımız bir yılda yaklaşmamız bile önemli olacak. Dolayısıyla Türkiye’nin Rusya’yla yaşayabileceği olası problemlerin ülke ekonomisine büyük zararlar verebileceğini de göz ardı etmemek gerekiyor. Turizm sektörü döviz kazandırıcı özelliğinin yanında istihdam sağlayan özelliğiyle de ülkemiz için çok önemli. Umarım salgın bir an önce kontrol altına alınır, aşılama süreci ivme kazanır ve uluslar arası ilişkilerimiz de rayına girer ki 2021 yılını da turizm anlamında kayıp yıl olarak kaydetmeyiz.

Tüm yazılarını göster