Güle güle ALİ BAYRAM
Ne çok saatler geçirdik, yandaki fotoğraf karesinden gösterebildiğim köşemizde. Ne çok sayfa tasarladık, 3 yıla ne çok kitap sığdırdık.
İyi ikiliydik, diz dize keyifle çalıştık. Oysa hep topu üç yılla sınırlı idi tanışıklığımız. Konuştukça açıldık, değerlerimizin ortaklığıyla yakınlaştık.
Aramızdaki yöneticinin sen olduğunu söylerken, güzel gülüşünle başını öne eğen tavrını hep hatırlayacağım. Benimkisi, gururlanman için, çoktan hak edilmiş cümleler kurma isteğiydi işte...
Gazete yoğunluğunda kendimi kaybettiğimde bulan kişiydin. Ara ara seslenerek, yapılması gerekeni hatırlatırken, sakinliğinden hiç ödün vermedin.
Yumuşak ses tonun, huzur veren seslenişin, sükûnetin en büyük özelliğindi. Bizler gürültü patırtı mesai yürütürken, sen meşhur yetiştirme telaşlarımızda bile sessizce çalışmayı yeğledin. Özenle yürüttüğün işinde hep peygamber sabrına sahiptin.
Sevgili Ali; vefatından bir gün evvel, geçen Cuma akşamı gazetenle bilmeden vedalaşırken, benim tanıklığımı seçtin. Akşam, 22.30’a kadar sıkışan işleri planladık, hafta sonunu programladık. Gecikmeleri telafi için her zaman olduğu gibi epey yük aldın.
Son bir saatimiz; evine, biricik oğluna ulaşman gerektiğini bilmene rağmen sohbetimize ayırdığında, konular konular üstüne geldiğinde fark etmeliydim veda ettiğini. “Dur” demeliydim, “Daha yapacak çok işimiz var, sözleştiğimiz gibi yeni dergilerimizi, kitaplarımızı çıkaracağız. Sen, her zamanki gibi özel tasarımlar yapacaksın, maharetini konuşturacak, her bir kitabımıza ayrı ruh vereceksin. Gitme daha çok gençsin, ailene, yavruna, bizlere örnek olmayı sürdürmelisin” diyerek ikna etmeliydim.
Olmadı Ali Bayram, yapamadım.
Seni sonsuzluğa uğurlarken, biz eksik kaldık. Hiçbir zaman da tam olamayacağız. Tek yapabileceğimiz, Timuçin kardeşimle bir yerlerden bizi izlediğinize emin, işimizi tam yapmaya ilişkin gayretlerimiz olacak.
Ama biliyorum ki nafile kalacak.
Turizmde strateji, daha yüksek geliri daha az kaynakla yaratmak olmalı
Türkiye eğer, ‘100 milyon turist, 100 milyar dolar gelir’ hedefine ulaşmak istiyorsa sektör politikalarında ciddi değişimlere ihtiyaç var. Son verilere baktığımızda mevcut yapı bizi, evet, en çok turist ağırlayan üç ülkeden biri yaptı. Ancak kişi başı turist gelirinde aynı yüksek performansı göremiyoruz. Eğer ülkemiz, günümüzde çok çok değerli hale gelen doğal ve üretilen kaynaklarını daha az kullanarak, daha yüksek gelire ulaşmak istiyorsa, sektörde temel stratejiyi, en somut haliyle ‘81 vilayette 12 ay turizm’ olarak kurgulamalı, bana göre.
Türkiye, bu stratejiyi uygulayacaksa ilgilisine deniz-kum-güneş arzından çok daha fazlasını vaat etmeli.
Pandeminin ardından adeta patlama yapan ekolojik turizm, sektörün en hızlı büyüyen, Türkiye’nin de büyük potansiyele sahip olduğu dallarının başında geliyor. Küresel arenada iş hacmi 350 milyar doları buluyor ve her yıl en az yüzde 25 büyüme kaydediyor.
Bu alanda Türkiye ve global arenada hizmet üreten bir isim ile konuştum, yakın zamanda. Gazeteci dost Kerem Köfteoğlu’nun önerisiyle telefon görüşmesi yaptığım Murtaza Kalender, bu yılla birlikte tam 30 yıldır turizm sektöründe bulunuyor. Çeşitli profesyonel yöneticilik deneyimlerinden sonra 2005’ten itibaren kurucusu olduğu TravelShop Turkey ile Bodrum’da bir otel açıyor, aynı zamanda acentalık hizmetleri de veriyor.
Türkiye’ye bu yıl 50 bin turist getirmeyi planlayan TravelShopTurkey, rakamın 20 binini Hindistan’dan, 10 binini de Avustralya’dan sağlamayı hedefliyor. Konuşmalarımızda bahsi geçen Hindistan pazarını ayrı bir yazı konusu yapmayı planladığımı ifade ederek, ekoturizm ile ilgili görüşlerini kısaca aktarayım sizlere.
Pandemi döneminde moral ve motivasyon panelleri düzenlediklerini dile getiren Kalender, “Dünyanın sayılı isimleriyle biraraya geldiğimiz toplantılar serisi, B2B organizasyonlarımıza büyük katkısı sağlarken, Uluslararası Ekoturizm Derneği ile tanışmama da vesile oldu” diyor.
Hali hazırda dünyada 55 ülkede başkanlığı olan, hemen hemen tüm ülkelerde örgütlü derneğin başkan yardımcılığını yürüten Murtaza Kalender, “Türkiye, doğal ortamları, tarımsal bereketi ve köy yaşansı ile ekoturizmi 81 vilayetinde yapabilecek bir güce ve potansiyele sahip. Doğal güzellikler ve altyapımızın yanı sıra gastronomide de çok ileri noktalarda olan illerimiz mevcut. Ekoturizm zaten gastronomi olmadan düşünülecek bir hizmet alanı değil” diye konuşuyor.
Türkiye’nin turizm geliri kişi başı ortalama 830 dolar civarında. Ekoturizme talep yaratan kesimin yıllık kazancının en asgari 100 bin dolar olduğu ifade edilirken, ekoloji turistinin bıraktığı ortalama gelirin, 2 bin 500 dolar olarak ölçüldüğü kaydediliyor.