Turizmde koronavirüs sonrası yeni dönem

Servet YILDIRIM Ekonominin Halleri

Dünya turizminde ilk dörde girme hedefi olan bir ülkeyiz. Toplam 70 milyon turist ve 70 milyar dolar gelir hedefliyoruz. Zaten iddialı bir hedefti, koronavirüs şokundan sonra daha da zor hale geldi. Ulaşmak için yeni bir strateji ve anlayış gerekiyor.

Turizm özel bir endüstridir. Emek-yoğundur; milyonlara istihdam yaratır. Gençlere yaygın iş sunar. Kadın çalışan oranı yüksektir. Ülkeye döviz kazandırır. Çevresine ışık saçar; tarımdan tekstile kadar birçok sektörle etkileşimi yüksektir. Ancak çok da kırılgandır. Jeopolitik şoklara, siyasi ve sosyal değişimlere karşı aşırı duyarlıdır. Sağlık ve şiddet olaylarından çabuk etkilenir. Pandemiden en fazla etkilenen birkaç sektörden biri oldu. Şehirler kapanıp, uçaklar kalkmayınca tarihindeki en sert daralmayı yaşadı. Turist sayısı yüzde 75-80 azaldı. Milyonlarca kişi işini kaybetti, milyarlarca dolarlık kayıp var.

GSYH’sında turizm payı yüksek olan Meksika, İspanya, İtalya ve Tayland gibi ülkeler krizi daha ağır yaşıyor. Özellikle az gelişmiş ama ekonomisi turizme bağlı olan küçük ülkeleri zor bir dönem bekliyor. Türkiye’nin GSYH’sında turizmin payı ise yüzde 4 dolayında. Bu kriz aslında Türkiye’nin yaşadığı ilk şok değil. Krizlere alışığız. Dünyada turizmin istikrarlı büyüdüğü zamanlarda bile turizm sektörümüz zor dönemlerden geçti. 2014’ü 37 milyon turistle dünyanın 6. büyük turizm destinasyonu olarak kapatmıştık. Hedef 50 milyon turisti çekmekti ama izleyen yıllarda başımıza gelmedik kalmadı; sayı 25 milyonun altına indi. 2015’te Suruç saldırısı ve ardından Rus uçağının düşürülmesi ile başlayan olumsuzluk dalgası, Reina ve Atatürk Havalimanı saldırıları, darbe girişimi, göçmen akını, Suriye ile Irak’taki savaş durumu ve doğu Akdeniz krizi ile sürdü gitti. Halen onbinlerce turizm çalışanı aylardır işsiz ve bazı işletmeler kuruş fatura kesmeden personelini bordroda tutmaya çalışıyor. 15 bin dolayında tesis, 1.3 milyon yatak, 436 mavi bayraklı plaj ve buralara turist taşıyacak 500 uçak “normale dönüş”ü bekliyor. Konuştuğum turizmciler bu yılın kaybedildiğini; 2021’i kurtarmak için öncelikle güvenlik ve sağlık koşullarının sağlanmasının ve eşanlı olarak Türkiye algısını düzeltecek destinasyon yönetimi temelli güçlü bir tanıtım ve imaj yenileme atağının başlatılması gerektiğini söylüyorlar.

Bazı Asya ülkeleri şimdiden çalışmaya başladılar. Uluslararası medyada güçlü tanıtım kampanyaları yapıyorlar. Kriz bir yandan da ülkeleri turizm politikalarını gözden geçirmeye yöneltiyor. Bu çerçevede bazı ülkeler krizlerden daha az etkilenecek ve daha sürdürülebilir bir modele yönelmeye çalışıyorlar. Yılda iki milyon turist çeken Katar bile ”Temiz Katar” programı başlattı. Otelleri “Temiz Katar” belgesi almaya başladılar. “Kalite mi yoksa turist sayısı mı?” tartışması öne çıktı. McKinsey’e göre çok sayıda turist çekmek uğruna kaliteden taviz verildi. Ekoloji ve kültürel miras gözardı edildi. Bazı turizm merkezleri pandemiyi fırsat olarak görüp değişime başladılar. Barselona yerel gıdayı öne çıkararak yüksek gelir grubunu çekmeye yönelmiş. Amsterdam iklim ve bio çeşitlilik gibi kavramları temel alan bir modele gidiyormuş. Tayland ise mercan kayalıklarını korumak için bazı plajlarını kapatmaya başlamış.

Biz ise güneş, kum ve deniz ile belli bir yere kadar geldik. Ama bu yapı bizi ilk dörde sokmaz. Orta vadede algı değişikliği şart. Kişi başı 600 dolar harcayan turist profilinden daha yüksek harcama eğilimi olanlara yönelmek gerekiyor. Deniz, kum ve güneşin yanına kültür, tarih, yatçılık, kongre ve sağlığı daha etkili şekilde devreye sokmalıyız. Mesela 3 büyük kongre merkezi ve 5 yıldızlı otelleriyle dünyanın sayılı turizm şehirlerinden biri olma iddiasındaki İstanbul’u gelecek 5-10 yıllık uluslararası kongre planlarına dahil etmenin yollarını aramalıyız. Önemli ve istikrarlı turist kaynağımız olan Avrupa’daki imajımızı iyileştirilmenin yanı sıra gelişen Uzak Doğu pazarlarına yönelmeliyiz. Planlara da girdiği gibi turizm gelirlerinin en az yüzde 1’i tanıtıma ayrılmalıdır. Alt ve üst yapının tamamlanmasının yanı sıra teşvik kanunu ve ilgili mevzuat yeni önceliklere göre yapılanmalı, mevzuat karışıklığı giderilmeli. Ancak öncelikle kısa vadede krizde hasar alan işletmelere gerekli desteğin sağlanması ve bu şekilde fiyat düşürülmesinin önüne geçilmelidir. Aksi takdirde ucuz turizm destinasyonu algısı iyice pekişecektir. İstatistiklerin bizi yanıltmasına izin vermeyelim. Açıklanan ziyaretçi sayısının bir kısmının çevre ülkelerden çalışmaya gelenler olduğunu unutmayalım. Eğer veriler nüfusu 4 milyonu bile bulmayan Gürcistan’dan 2 milyon ziyaretçinin Türkiye geldiğini söylüyorsa o istatistiği doğru okumalıyız.

Tüm yazılarını göster