Turizm sektörünün gözü ekonomik programda


Maruf BUZCUGİL ANKARA NOTLARI

Türkiye ekonomisinin can damarlarından biri turizm. Turizm gelirlerinin ödemeler dengesi üzerindeki olumlu etkisi sürekli takibimizde. Turizm gelirlerinin artırılması, gelir hedeflerinin tutturulması yaşamsal öneme sahip. Elbette dünya ekonomisinde ve ülkemizde yaşanan sıkıntılar bu sektörü derinden etkiliyor. Yerel düzeyde giderek daha fazla benimsenen Kültür Yolu festivallerinin bu yılki 10. ayağında Gaziantep’te bir grup gazeteciyle buluştuğumuz Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a başta enflasyon olmak üzere ekonomik sıkıntıların sektöre etkisini sordum. İhracatçılar yanında turizm sektörü de döviz kurlarındaki artış hızını düşük buluyor. Yüksek enflasyonun maliyetler üzerindeki etkisinden yakınıyor. Bakan Ersoy bulunduğumuz coğrafyada ekonomik sıkıntıların, birden patlak veren siyasi krizlerin hep yaşana geldiğine değinerek, “O zaman size ne kalıyor? Sektörünüzü krizlere bağışıklı hale getirmek” diyor.

Turizmcilere sabır tavsiyesi

Sektörün ekonomideki dalgalanmadan rahatsız olduğunu ancak, sabır gösterilmesini tavsiye eden Bakan Ersoy’un şu sözlerini dikkatle not ettik: “Şu anda hükümetin yaptığı şey çok önemli. Enflasyonla mücadele ve stabilizasyon çalışması çok çok önemli. ‘Ben turizmci arkadaşlarıma dişimizi sıkmalıyız ve dengelenmenin sağlanması lazım.’ Diyorum. Bunun bir yükü var. Biz de turizmciler olarak üstümüze düşen sabrı göstereceğiz bu konuda. Ondan sonra çok daha güzel olacak.”

Turizm maliyetlerin COVID salgını sonrasında tüm dünyada arttığını belirten Ersoy’un Türkiye ve dünyadaki ekonomik çalkantıların 2026’dan itibaren dengelenmesini beklediğini de vurgulamakta yarar var.

Cinayet suskunluğu suç olmalı…

Son dönemde yaşanan acı ve infial uyandırıcı olaylar özellikle çocuk ve kadınlara yönelik şiddete şahit olup müdahale etmeyenlerin cezalandırılması talebini yükseltti. ‘Suskunluk sarmalı’ olarak nitelen bu duruma tepkiler Diyarbakır’da katledilen 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti soruşturması sırasında doruğa çıktı. CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Zeynel Emre; kamuoyunda infiale yol açacak düzeylere ulaşan şiddete şahitlik edip susan ve herhangi bir müdahalede bulunmayanların hapisle cezalandırılması için Türk Ceza Kanunu’na (TCK) hüküm eklenmesini öngören yasa teklifi verdi.

“Her sessiz şahitlik toplumsal birlikteliğimizi daha da yaralıyor” denilen
yasa teklifinin gerekçesinde son dönemde Manisa ve Diyarbakır’da yaşanan olaylara değiniliyor. Geçen ay Manisa’nın Akhisar ilçesinde hamile bir kadının dini nikâhlı olduğu erkek tarafından işlek bir sokakta dakikalarca dövülmesine müdahale edilmemesi ile 19 günün ardından cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın katledildiği bilgisinin yaşadığı köyde başkaları tarafından öncesinde bilinip sessiz kalındığı iddiası gerekçede sıralanıyor. Böyle bir yasa teklifinin veriliyor olması, derin bir toplumsal sorunumuzu gözümüze sokması bile utanç verici. 

AYM Başkanı’ndan hakim ve savcılara öğütler…

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine seçilen önceki Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Doç. Dr. Metin Kıratlı yemin ederek görevine başladı. AYM’de düzenlenen Doç. Dr. Metin Kıratlı’nın Andiçme ve Bireysel Başvurunun Kabulünün 12. Yıldönümü Töreni’ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Bakanlar, yüksek yargı organlarının başkanları ve üyeleri ile davetliler katıldı. Haziran ayında Başkan Özkaya’yı ziyaret eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise törene katılmadı. AYM Başkanı Kadir Özkaya’nın törende yaptığı konuşmada en yüksek yargı organı sıfatıyla hakim ve savcılara yönelik öğütlerini dikkatle not ederken yakın zamanda AYM ve Yargıtay arasında kamuoyu önünde yaşanan sert tartışmaları da hatırladık.

Özkaya, hakim ve savcılara “Hiçbir zaman adaleti kendi keyfi arzularınıza uydurmaya kalkışmayın.” öğüdünü verdi. AYM Başkanı hakim ve savcılara şöyle seslendi: “Adalet timsali hâkimler olun. Hiçbir neden, sizi hiçbir zaman hakkı ayakta tutmaktan alıkoymasın; adaletsiz davranmaya yöneltmesin. Adaletle hükmedin ki kargaşa çıkmasın. Unutmayın adaletle hükmedilmeyen yerlerde kargaşa olur, düzen ortadan kalkar, herkes kendini haklı görmeye başlar. Bu yüzden adalet terazisini hep hak ve haklıyı gözeterek kullanın. Haksız olduğu halde haklıymış gibi kavga çıkaranlardan, hukuku kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak isteyenlerden taraf olmayın. Hakka uyun. Hakkı ayakta tutun.”

Konuşmasında Kur’an-ı Kerim’den alıntılara yer veren Özkaya’nın, yargı organları arasındaki tartışmalara değinen şu sözleri ilgiyle dinlendi: “Yasama, yürütme ve yargı organları insanlardan müteşekkildir. İnsanın olduğu yerde de her zaman için farklı yaklaşımların, farklı fikirlerin oluşabilmesi ve ihtilaf doğabilmesi de tabiidir. Bu nedenle anayasal organlar arasında iş birliği, düzen ve uyumun sağlanabilmesi için Anayasa ve kanunlara uygun hareket etmenin yanında, aralarında daima iyi bir iletişimin bulunmasına da ihtiyaç vardır.”


 

Tüm yazılarını göster