Müjde ile gelen 320 milyar metreküplük Karadeniz doğal gazı, 2023 gibi hizmete alınabilecek. Bulunan doğalgaz kaynağı, dünya pazarları açısından devasa boyutta olmayabilir ancak, sürecin ilk adımı olarak çok önemli bir gelişme...
Son yıllarda doğalgaz arz fazlası ve mevcut boru hatları ile Türkiye’ye ihtiyacının çok üzerinde bir doğalgaz akışı söz konusu... Fakat burada önemli olan bu yeni rezerv ile orta uzun vadede ülkemizin doğalgazda dışa bağımlılığının azalıyor olacağıdır.
Şimdi bu rezervin uluslararası anlaşmaları, diplomasisi, çıkarma, nakil ve ticarileştirilme süreçleri devreye girecek. Bu da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle; Cumhuriyet’in 100’üncü yılında hayatımıza dâhil olacak.
Bu kaynaktan azami derecede faydalanabilmek için bulduğumuz gazı nasıl kullanacağımız da hayati öneme sahip... Doğalgaz bazlı bir petrokimya tesisi yapabilirsek, tonu 150 dolardan tüketmek yerine, tonu 10 bin dolara varan özel kimyasallar üretebiliriz. Böylece enerjide dışa bağımlılığın asıl görünmeyen kısmı olan ara malı kimyasalların döviz yükünü hafifletebiliriz.
PETKİM’in yerli üretim kabiliyeti %10 seviyesine gerilemiş durumda. SOCAR ve PETKİM eski CEO’su Kenan Yavuz; kimya sanayiinde mutlaka bir açılım yapmak gerektiğini söylüyor; “Kimya sanayiinde atılım yapmalı ve Karadeniz’de bulunan bu rezervi petrokimya hammaddesi olarak değerlendirmeliyiz.”
DOĞALGAZ YAKITTAN ÖTE SANAYİ HAMMADDESİDİR
Tüketim değeri 150 $ olan doğalgazdan 1000 $’dan başlayıp 10 bin $’a kadar yürüyen bir katma değer zinciri söz konusu... Evde, sanayide, enerji üretiminde kullanmak ile de cari açık yönetimine katkı gelecektir kuşkusuz.
Ancak doğalgazı doğrudan tüketmek yerine daha büyük kazanç; onu mühendislik plastikleri ve ileri düzey kimyasallara çevirmekte yatıyor. Tüketimde kullanırsa 150 $ ile üretimde kullanırsak 10,000 $ arasında dağlar kadar fark var.