2023’ün ilk iki ayında tüketim ve üretim verileri arasında bir kopukluk var. Sanayi üretimi ocakta yüzde 4,6 arttıktan sonra şubatta yüzde 8,2 daraldı. Perakende satış hacmi endeksi ise ocakta yüzde 34, şubatta yüzde 21,5 yükseldi. Perakende satış hacim endeksi ile sanayi üretim endeksi genellikle birbirine çok yakın seyreder. Kimi zaman birbirinden ayrışsalar da ana trendleri aynıdır. Ancak bu iki gösterge arasındaki yakın ilişki bir süre önce bozuldu. Sadece ocak ve şubat verilerinde değil, 2022’nin ortasından bu yana tüketimde çok canlı bir artış varken, üretimde durağanlık gözleniyor.
Bu değişimin olası nedenlerine bakalım…
Tüketimdeki hızlı artışın bir nedeni enflasyondaki yükseliş ve bunun devam edeceği beklentisi ile tasarruf eğiliminin (TL mevduatta reel kayıptan kaçınma saikiyle) azalıp tüketimin önce çekilmesi olabilir. Bu tüketici açısından çok da mantıksız bir seçim değil. Fiyatların daha da yükseleceğini düşündükleri için insanlar elektronik ürünler, elektrikli ev aletleri, mobilya, gıda gibi ürünlerde daha fazla harcama yapıyor.
Tüketimdeki hızlı artışın bir nedeni Ocak 2022’den sonra Temmuz 2022’de asgari ücrette bir artış daha yapılması olabilir. Hatırlarsanız, bu artıştan sonra, tarihi diplerde olan tüketici güven endeksi, hızla yükselmeye başlamıştı. Artan gelir ve fiyatlarda yükseliş beklentisi tüketimin önce çekilmesine neden olur. Biz de Türkiye’de aynı durumu yaşıyoruz.
Tüketimdeki artış ithalatı da artıran bir faktör. Her ne kadar ithalat artışının önemli bir kısmı enerji ve hammadde fiyatlarının yükselişinden kaynaklanmış olsa da; iç talepteki artışın elektronik ürünler ve otomotiv gibi diğer ithal mallara olan talebi artırdığını da biliyoruz.
Üretime dönelim. Pandemi sonrası toparlanma döneminde yükselişe geçen sanayi üretimi 2022’nin başından itibaren hızı giderek düşen yatay bir seyir izliyordu. 29 aylık yükseliş süreci, kasım ve aralık aylarındaki hafif düşüşler ile son buldu. Ocakta endeks yüzde 4,6 artarak bir sıçrama yaşamıştı. Şubatta ise yüzde 8,2 geriledi. Bu endeksin, COVID-19 döneminden sonra gördüğü en sert daralma oldu.
Sanayi üretiminde şubattaki düşüşün önemli bir nedeni deprem felaketi. Bu yüzden sadece Şubat verisine bakarak yılın geri kalanı için kötümser tahmin yapılamaz. Şubatta sadece deprem bölgesindeki sanayi tesislerindeki üretimde aksama olmadı. Başka illerdeki üretimde de (her sektörde değil) azalma oldu. Tedarik zincirindeki bozulma, liman tesislerinin faaliyetlerini durdurması, fabrikalara ait forklift, greyder vb. araçların, kamyon ve tırların, madencilerin ve maden ekipmanlarının deprem bölgesine sevkedilmesi de sanayi üretimini aşağı çekti.
Ancak sorun sadece şubattaki gerileme değil; sanayi üretimi daha uzun bir süreden beri tüketimden çok daha zayıf bir görünüme sahip. Ben bunun ana sebebinin iki farklı dinamikle ihracattaki zorlanma olduğunu düşünüyorum. Birincisi, hedef pazarlarımızdaki büyümenin yavaşlaması ve bu nedenle dış talebin zayıflaması. İkincisi ise içeride hızla artan maliyetlerin, kurdaki yarı sabit seyir nedeniyle ihracat fiyatlarına yansıtılamaması. Buna daha önce uzun uzun değindiğim için detaylarına girmeyeceğim.
Sonuçta, ithalat fiyatlarının artışı ve yukarıdaki nedenlerle hızla artan tüketim nedeniyle dış ticaret açığında ve cari açıkta son yılların rekor düzeylerine ulaşmış durumdayız.
Yurt İçi Veriler
Pazartesi 10:00: Mart ayı konut satışları
Pazartesi 11:00: Mart ayı bütçe sonuçları
Salı 14:30: Şubat ayı konut fiyat endeksi
Çarşamba 10:00: Şubat ayı tarımsal girdi fiyat endeksi
Çarşamba 10:00: Nisan ayı tüketici güveni
Yurt Dışı Veriler
Salı 12:00: Almanya Nisan ayı ZEW endeksi
Salı 15:30: ABD Mart ayı inşaat başlangıçları
Çarşamba 12:00: Euro Bölgesi Mart enflasyonu