Hani “mutluluğu yüzünden okunuyor” denir ya, bizde tüketicinin ekonomiye güveni de Türkiye İstatistik Kurumu ve Merkez Bankası verilerinden okunuyor. Tüketici güven duygusuyla adeta kanatlanıp uçacak hale gelmiş!
Bu iki kurumun ortaklaşa gerçekleştirdikleri tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi mayıs ayında yüzde 4 artarak 91.1’e çıktı. Tüketici güven endeksinde nisan ayında da yüzde 9.2’lik bir artış yaşanmıştı.
Mayıstaki 91.1’in ne anlama geldiğini görmek için endeksin alt ve üst sınırını hatırlatmak gerek. Tüketici güven endeksi sıfır ile 200 arasında değer alıyor, 100’ün altındaki değerler kötümser duruma, 100'ün üstündeki değerler ise iyimserliğe işaret ediyor.
Dolayısıyla her ne kadar mayısta 91.1 ile hala güven sınırı olan 100’ün altında bulunuluyorsa da, bu düzey son beş yılın en iyisi. Evet son beş yılın! Tüketici güven endeksi son olarak 2018’in temmuz ayında 92.1 olmuş ve aradan geçen yaklaşık beş yılda bir daha 90 aşılamamıştı.
Tüketici güven endeksi geçen yıl bu aylarda 65’ler dolayındaydı. Yani bir yılda tüketicinin güveni yüzde 40 kadar artış gösterdi. Mayıstan mayısa olan durumu da aktaralım. Tüketici güven endeksi geçen yıl mayısta 67.6 düzeyinde bulunuyordu, dolayısıyla bir yıldaki artış yüzde 34 oldu. Endeks geçen yıl haziranda 63.4’e kadar inmişti.
Artışın kaynağı
TÜİK’in açıklamasına göre hanelerin mevcut dönemdeki maddi durumu mayısta nisana göre yüzde 2.2 iyileşti.
Gelecek on iki aylık dönemdeki maddi durum beklentisinde yüzde 4.7, yine gelecek on iki aylık dönemdeki ekonomik durum beklentisinde yüzde 5.7 iyileşme oldu.
Gelecek on iki aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesini gösteren endekste de yüzde 3.1 oranında artış yaşandı.
Yani yok yok; tüketici hem mevcut durumundan memnun, hem gelecekten umutlu.
“Bu nasıl olur” diye düşünebilirsiniz.
Bende yanıtı yok; ama oluyor işte...
DEPREM OLUMLU MU ETKİLEDİ YANİ!
TÜİK, tüketici eğilim anketinin şubat ayında deprem felaketinden dolayı bir anlamda kısa dönem için uygulandığını, ankete 6 Şubat’tan sonra devam edilmediğini açıklamıştı. Anket zaten her ayın ilk iki haftasında uygulanıyordu, şubat daha da erken kesilmişti. Tüketici güven endeksi şubat ayında yüzde 4.3 arttı. Anket dönemi kısa tutulduğu için bu artışta depremin etkisi yoktu.
Anket mart ayında Adıyaman, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya ve Osmaniye’de yapılmadı. Tüketici güven endeksi mart ayında yüzde 2.9 oranında azaldı.
Nisana geldik, artık depremden etkilenen bölgelerde de anket uygulandı. Ne beklersiniz; deprem felaketi dolayısıyla bu bölgelerde yapılan anketin etkisiyle tüketici güveninde bir gerileme olmasını değil mi; tam tersine, tüketici güven endeksi nisanda tam yüzde 9.2 arttı.
Ve son ay mayıs... Anket uygulamasında artık herhangi bir sınırlama yok, nisandaki gibi tüm illerde anket yapıldı, girişte de yazdık yüzde 4’lük bir artış daha.
Sizce de ortada tuhaflık yok mu?
Mart ayında deprem felaketine uğrayan şehirler anket kapsamında değil ve tüm Türkiye’de tüketici güveni yüzde 2.9 azalıyor.
Nisan ve mayısta depremin vurduğu şehirlerde de anket yapılıyor ve sanki deprem olumlu etkilemiş, moralleri yükseltmiş gibi bu sefer sırasıyla yüzde 9.2 ve yüzde 4 güven artışı yaşanıyor.
Üstelik nisan ve mayısta artık iyiden iyiye seçim havasına girilmiş; iktidar değişecek mi değişmeyecek mi, sorusu daha çok sorulur olmuş. Böyle bir ortamda nisan-mayıs toplamında tüketici güven endeksi tam yüzde 13.7 artıyor.
Böylesine bir artış siyasi bir beklentiyi de yansıtıyor olabilir mi? Bilemeyiz! Ama eğer siyasi bir beklenti böyle bir sonuç doğurmuşsa tüketici güveninin haziranda ya çok büyük bir artış gösterdiğine tanık olacağız ya da hızlı bir gerileme gösterdiğine...