Tüketici hiç olmadığı kadar güvensiz

Beklenen oldu ve tüketici güveni yeni bir dip yaptı.

Önceki ay 2009’dan beri en düşük düzeyine inen güven düzeyi, az önce açıklanan verilere göre önceki aya göre 5,7 puan daha geriledi ve 71,1’e düştü. Bu, şu ana kadar tüketici güven endeksinin aldığı en düşük değer. Biliyorsunuz, 100’ün altındaki değerler güvensizlik, üzerindeki değerler güven anlamına geliyor. Dolayısıyla TÜİK’in bugün çizdiği resme bakarak “tüketici ekonomiye hiç olmadığı kadar güvensiz” demek mümkün.

Tüketici güveni şimdiye kadarki en düşük değerini Kasım 2008’de, küresel mali kriz başladıktan bir süre sonra, görmüş ve 73,9’a gerilemişti.

Üç Alt Endeks En Düşük Düzeylerinde

Güven endeksini en çok aşağı çeken şey, hanelerin gelecek 12 aya yönelik ekonomik durum beklentisi oldu. Bir başka deyişle, insanlar evlerinin maddi durumunun gelecek yıl içinde daha kötü olacağına inanıyor. Bu göstergeye yönelik alt endeks değeri 75,6’dan 68,9’a indi ki; bu da rekor düşük bir düzey.

Endeksi en çok aşağı çeken ikinci faktör, insanların ülke ekonomisinin geleceğine yönelik ekonomik durum beklentisi. Ekim ayında 74,2 olan bu alt endeks, bugün 68,2 puana gerileyerek yeni bir dip rekoru yaptı.

Halkın, evlerinin mevcut maddi durumuna yönelik düşüncelerini ölçen mevcut maddi durum endeksi ise 60,7’den 56,1 puana düşerek uzun süreli gerilemesine devam etti.

Satınalma Eğilimindeki En Büyük Düşüş

Bugün itibarıyla bu üç alt endeks de kendi düşüş rekorlarını kırdılar. Üçü de hiç bu kadar düşük değerler almamıştı. Dördüncü alt endeks olan “gelecek 12 ayda dayanıklı tüketim malı alma düşüncesi” 5,2 puanlık düşüşle 91,4’e geriledi. Bu, alt endeksin şimdiye dek aldığı ikinci en düşük değer. Satınalma eğilimi daha önce hiç bu kadar (5,2 puan) sert bir gerileme yaşamamıştı.

Kasım ayında tüketici güvenindeki bu sert gerilemenin ardında elbette, ekonomideki belirsizlik var. Merkezin faizi, manşet ve çekirdek enflasyonun altına çekmesi, zaten zayıf olan TL’ye güveni daha da aşağı çekerek dövize olan talebi artırdı. Rekor kıran kurlar, hem moralleri hem beklentileri bozdu. TCMB, tüketimi ve yatırımları artırmayı canlandırmak için faizleri enflasyonun altına çekiyor olabilir ama tam tersi bir sonuca neden oluyor. Bu adımların devamı büyüme, kamu maliyesi, istihdam, tüketim ve yatırımlar için daha kötü sonuçlar doğurabilir.

Tüm yazılarını göster