Tüketici güveni ne oldu da bu kadar düştü?

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ On yedi yılı aşkın süredir hesaplanan tüketici güven endeksi aylık bazda üçüncü en yüksek düşüşünü nisanda gösterdi. Endeks, mart ayına göre yüzde 7.5 geriledi. Bu dramatik düşüşte en büyük etken öyle anlaşılıyor ki Merkez Bankası'ndaki görev değişimi ve bunun piyasada yarattığı belirsizlik.

✔ Yüksek faizin tek başına harekete geçiremediği vatandaş ve şirketler kesimi hem faiz hem döviz aynı anda yükselince iki haftada 12 milyar dolar satmıştı. Satış yavaşladı, durdu ve alımlar yeniden başladı. Döviz hesapları geçen hafta 2.8 milyar dolar arttı.


TÜİK ile Merkez Bankası’nın ortaklaşa hesapladıkları tüketici güven endeksinde nisan ayında dramatik bir düşüş yaşandı. Tüketici güven endeksi, nisanda mart ayına göre yüzde 7.5 geriledi.

Söz konusu endeks 2004 yılından bu yana, yani 17 yılı aşkın süredir hesaplanıyor. Elimizde 207 ayın değişim oranı var. İşte nisan ayındaki yüzde 7.5’lik düşüş, bu 207 ayın en yüksek üçüncü aylık gerilemesine işaret ediyor.

Daha önce biri 2018’in eylülünde, diğeri 2019’un mayısında olmak üzere iki kez yüzde 8’lik düşüşler görülmüştü.

Nisanda ne oldu?

Aslında açıklanan tüketici güven endeksi nisan ayına ilişkin ama bu düşüşün izlerini biraz geri gidip mart ayındaki gelişmelerde de aramak gerekiyor.

Önce tüketici güven endeksinin hesaplanmasında uygulanan yöntemdeki bir ayrıntıyı belirtelim. Bu endeks, ilgili ayın ilk yarısındaki saha çalışmasıyla oluşturuluyor. Yani nisanda yüzde 7.5’lik düşüş sonucu veren çalışma, ayın ilk yarısındaki tüketici davranışını sergiliyor.

Tabii ki nisanın ilk yarısındaki yaklaşım önceki aydan bağımsız olarak ortaya çıkmıyor. Martın endeksi de o ayın ilk yarısındaki çalışmayla belirlenmişti. Dolayısıyla mart ayının ikinci yarısında olanların etkisini nisanda gördük.

Peki, martın ikinci yarısında ekonomik anlamda moral bozan, beklentilerin olumsuza dönmesine yol açan bir gelişme oldu mu ya da olduysa bu gelişme ne?

Temelde bir tek gelişme var...

Merkez Bankası’ndaki görev değişikliği ve bu çerçevede özellikle kurda gözlenen tırmanış.

Mart ve nisan aylarının ortası itibarıyla dolar 7.44’ten 8.14’e çıktı.

Türk toplumunun en önemli ekonomik gidişat göstergesinin döviz olduğunu biliyoruz. Anlaşılan bu kur artışı moralleri bozdu.

Ayrıca Merkez Bankası Başkanı’nın değişmesiyle birlikte faizin düşürülebileceği, bunun kurların daha da artması sonucunu doğurabileceği kaygısı belli ki tüketicinin kötümserliğini iyice körüklemiş.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun bir sonraki toplantısı 6 Mayıs’ta yapılacak. Kurul ilk dört ay ilgili ayın üçüncü perşembesi toplanmıştı. Bu kez mayıs toplantısı Ramazan Bayramı’na da denk gelmiyor olmakla birlikte erken yapılacak. 6 Mayıs’taki toplantıda faizle ilgili ne karar verildiği ortaya çıkacak ve bunun tüketici davranışlarına etkisi mayısa yansımış olacak.

HİSSE SENEDİNDE BÖYLESİ HAREKETSİZLİK HİÇ GÖRÜLMEMİŞTİ

Merkez Bankası her hafta yurtdışında yerleşiklerin, yani kısaca yabancıların Türkiye’deki hisse senedi alım satım tutarlarının netini açıklar. Yabancıların istisnai ve özel dönemler dışında yalnızca alım ya da yalnızca satım yaptıkları pek düşünülemez. Genellikle hem alım hem satım gerçekleştirilmiştir ama biz bu işlemlerin netini görürüz.

İşte 9-16 Nisan haftasında şimdiye kadar hiç rastlanmayan bir durumla karşı karşıya kaldık. Yabancı ya aldığı kadar sattı ya da diğer bir ifadeyle sattığı kadar aldı. Yabancıların net hareketi 9-16 Nisan haftasında sıfır oldu.

Yabancı yatırımcılar Merkez Bankası’ndaki başkanlık operasyonu sonrasında 19-26 Mart haftasında 813.9 milyon, 26 Mart-2 Nisan haftasında 364.4 milyon, 2-9 Nisan haftasında ise 46 milyon dolarlık net satış yapmıştı.

DİBS’te giriş sürüyor

Yabancı yatırımcılar hisse senedinde olduğu gibi devlet iç borçlanma senedinde de 19 Mart’tan sonra yoğun bir satışa başlamıştı. DİBS satışı 19-26 Mart haftasında 1.1 milyar doları aşmıştı. Bir sonraki hafta da 140.4 milyon dolarlık satış yapılmıştı.

Yabancılar nisan ayında alıma döndü. 2-9 Nisan haftasında 77.9 milyon dolarlık, 9-16 Nisan haftasında da 164.9 milyon dolarlık net alım gerçekleştirildi.

Döviz hesapları yeniden yükselişte

Geçen hafta da vurgulamıştık; biz hem faizi hem kuru aynı zaman diliminde yükselten nadir, belki de tek ülkeyiz. Bunun sonucunun ne olduğunu da biliyoruz. Yıllardır faiz yükselişine duyarsız kalan ve dövizine dokunmayan vatandaş ve şirketler, faizle birlikte kur da bir anda zıplayınca rekor düzeyde döviz satmıştı.

Bu durum Merkez Bankası Başkanı’nın değişmesiyle birlikte gerçekleşmiş ve 19 Mart’tan 2 Nisan’a kadar olan dönemdeki döviz satışı 12 milyar doları bulmuştu.

Sonra yavaş yavaş geri dönüş başladı. Döviz hesaplarında nisanın ilk haftasında görünürde 1.8 milyar dolar, gerçekte yaklaşık 400 milyon dolar bir artış yaşandı. Aradaki fark parite ve altın fiyatlarındaki artışın etkisi.

Merkez Bankası’nın dün açıkladığı 9-16 Nisan haftasını gösteren son veriye göre ise döviz tevdiat hesapları çok açık ki yeniden artış eğilimine girdi. Söz konusu hafta toplam hesaplar 2.8 milyar dolar arttı.

Bu artışın 2.2 milyar doları yurtiçi yerleşiklerin hesabındaki artıştan oluşuyor. 2.2 milyarlık artışın 889 milyon doları parite ve altın fiyatları kaynaklı, 1.3 milyar doları ise reel artış.

Parite etkisinden arındırılmış 1.3 milyar dolarlık artış ağırlıkla şirketlerden kaynaklanıyor. 9-16 Nisan haftasında şirketlerin döviz hesabı parite etkisinden arındırılmış şekilde reel olarak 1.1 milyar dolar, vatandaşın döviz hesabı ise 257 milyon dolar arttı.

Tüm yazılarını göster