Geçen haftanın en çarpıcı verilerinden biri tüketici güven endeksi idi. Endeks, 67,3 puan ile şimdiye kadarki en düşük düzeyine indi. Son bir yılda tüketici güveni son derece zayıf seyrediyor. Verilerin başladığı Ocak 2012’den beri görülen en düşük değerler son 7 aya ait. Başka ifadeyle Ekim 2021’den bu yana açıklanan 7 veri, son 10 yılın en zayıf endeks değerleri.
Güven endeksi, teknik olarak 0 ila 200 arasında değer alabilir. 100’ün altı tüketicinin ekonomiye güvenin zayıf olduğunu, 100’ün üzeri güvenin güçlü olduğunu gösteriyor. Sorun şu ki, 2012’den beri tüketici güveni bir kez bile 100’ün üzerinde değer almadı. Yani tüketici güveni sürekli olarak negatif seyrediyor.
Tüketici güvenini oluşturan dört alt endeks var biliyorsunuz. Bunların üçü, Nisan’da dip seviyelerine indiler, biri ise en düşük ikinci değerinde. Tüketiciler, kendi mevcut ekonomik durumlarının ve gelecek yıla ait beklentilerinin hiç şimdiki kadar zayıf olmadığını söylüyor.
Bu sabah reel sektör, hizmet, perakende ticaret ve inşaat güven endeksleri açıklanacak. Ülkede, tüketici güveni ile sektörel güven (üretici) endeksleri arasında bir süredir ayrışma var. Tüketici güveninden yön aşağı iken üretici sektörlerde güven daha güçlü seyrediyor. Bunun nedenlerinden biri ihracatın iyi bir performans gösteriyor olması. Ama ihracatın artmaya devam etmesi, hizmet, perakende ve inşaat sektörlerindeki nispeten güçlü seyretmesini açıklamıyor. Bu da bizi ikinci faktöre, kredi büyümesine yönlendiriyor. Tüketici güveni çok düşük olmasına rağmen, üretim tarafında güvenin gerilememesinin bir nedeni de tüketicilerin daha fazla kredi kullanarak harcama yapıyor olması. Ancak yine de tüketici ve üretici güveni arasındaki bu ayrışmanın uzun sürmesini beklemeyiz. Bu nedenle önümüzdeki aylarda sektörel güven endekslerinde zayıflama göre ihtimalimiz artıyor.
Konut Piyasasında Ayrışan Yollar
Geçen hafta açıklanan Mart ayı toplam konut satışları önceki yıla göre yüzde 20,6 artış gösterdi. Satışlar yeni konutlarda yüzde 14,9, ikinci el konutlarda yüzde 23,1 yükseldi. Yılın ilk çeyreğindeki satışlarda da yüzde 20’nin üzerinde artış var.
Verilere sadece bu kapsamda bakınca pek olağan dışı bir şey yokmuş gibi görünüyor. Oysa iki yıldan uzun süredir, Türkiye’de konut piyasasında ikinci el konutların baskın bir ağırlığı var. Eskiden beri aylık satışların yarıya yakını yeni konutlardan gelirken, 2020’den bu yana satışların yaklaşık yüzde 30’u yeni konutlardan, yüzde 70’i ise eski konutlardan oluşuyor.
Şu grafik durumu daha net görmemizi sağlayabilir.
2019’un ilk yarısından itibaren yeni konut satışlarında (yıllıklandırılmış bazda), gerileme başlıyor. Aynı dönemde, ikinci el satışlar hızlanıyor. 2021 sonlarında bir normalleşme başlar gibi olsa da, makas yeniden açılıyor. Son dönemde satışlardaki yükselişin önemli nedenlerinden biri, tasarrufları enflasyona karşı korumak olarak öne çıkıyor.