• Geçen yıl benzinli otomobil fiyatları yüzde 15,58, dizel otomobil fiyatları yüzde 9,85 arttı. Oysa TÜFE artışı yüzde 44,38. Otomobilin TÜFE'deki ağırlığı yüksek, yüzde 8,48.
• Ağırlığı yüksek, zam oranı düşük olunca otomobil TÜFE artışını aşağı çekti. 2024'te otomobil dışındaki TÜFE artışı yüzde 47.
•Bu da memur ve emeklilerin 2025 enflasyon farkının yaklaşık 2 puan düşük kalmasına yol açtı.
Varsayın ki TÜİK’in TÜFE hesaplamasında hiçbir eksik yok, bu hesaplamaya ilişkin olarak kimsenin kafasında soru işareti oluşmuyor. Her şey dört dörtlük yapılıyor. Madde sepeti tamam, madde ağırlıkları da öyle, fiyatlar eksiksiz ve kuşkuya yer bırakmayacak şekilde özenle derleniyor.
Bu duruma erişilse bile sanıyor musunuz ki TÜFE ile ortaya çıkan oran vatandaşın gerçek harcama değişimini yansıtır hale gelecek?
Kesinlikle hayır! Hayır, çünkü TÜFE ömrünü çoktan tamamladı ve yenilenmesi, tanımının ve içeriğinin değişmesi kaçınılmaz hale geldi.
Geçinme endeksi olmalı!
Önce şunu vurgulamak gerek. Mevcut durumda TÜFE’de kapsanan mal ve hizmetlerde herhangi bir sorun yok; hesaplamanın ve fiyat derlemenin doğru olup olmadığı ise ayrı bir konu. TÜFE, bu haliyle tüm Türkiye’deki toplam harcamanın değişimini yansıtıyor.
İşte sorun da burada başlıyor.
Eğer çalışanların ve emeklilerin ücret artışlarında gerçek değişim yakalanmak isteniyorsa olabilecek en kısa sürede yeni bir endeks oluşturulmak zorunda.
Bu endeks tüm Türkiye’deki toplam harcamanın değişimini değil, kısaca sokaktaki vatandaşın zorunlu harcamalarındaki değişimi ölçmeli, yani geçinme endeksi ya da adı ne olursa, o çerçevede bir endeks olmalı.
İki örnek...
Tüm Türkiye’nin harcamasındaki değişimi ölçmekle vatandaşın harcamasındaki değişimi ölçmek konusunda önce hayali, sonra da 2024’e ilişkin gerçek bir örnek vermek istiyorum.
Önce hayali örnek...
Diyelim TÜFE kapsamında iki kalem ürün var; ekmek ve otomobil.
Toplum 1 milyon kişiden oluşuyor ve herkes günde tanesi 1 liradan 1 ekmek yiyor. Günde 1 milyon, ayda 30 milyon.
Her gün bu 1 milyon kişiden biri otomobil alıyor, otomobilin tanesi de 1 milyon, yani otomobile de ayda 30 milyon ödeniyor.
Ekmeğe de, otomobile de ayda 30 milyon harcanıyor, dolayısıyla TÜFE’de bu iki kalemin ağırlığı yüzde 50, yüzde 50.
Ekmeğin fiyatı sonraki ay yüzde 10 artıyor.
O ay otomobilin fiyatı ise yüzde 10 düşüyor.
Ekmeğe ödenen tutar 33 milyona çıktı, otomobile ödenen tutar 27 milyona indi.
Bir önceki ay 30 milyon+30 milyon olan ödeme, izleyen ay 33 milyon+27 milyon oldu ama toplam aynı, 60 milyon.
Bu hesaba göre o ay fiyat artışı sıfır!
Peki geniş halk kitleleri için fiyat artışı gerçekten sıfır mı?
Otomobilin 2024 enflasyonuna etkisi
Gelelim ikinci ve gerçek örneğe...
2024 yılında TÜFE artışı yüzde 44.38 oldu, bunu biliyoruz.
Ancak TÜFE’de yüzde 7,08 ağırlığa sahip benzinli otomobil fiyatlarındaki artış yüzde 15,58, yüzde 1,40 ağırlığa sahip dizel otomobildeki artış yüzde 9,85 düzeyinde kaldı.
Otomobilin TÜFE’deki toplam ağırlığının yüzde 8,48 gibi çok yüksek olması, fiyatların da genel artış oranının çok altında kalması TÜFE artışını aşağı çeken bir etki yarattı.
Otomobil hariç tutularak yapılan hesaplama, TÜFE’nin 2024 yılında yüzde 47 dolayında arttığına işaret ediyor.
İşte 2024’te yalnızca otomobil dışındaki kalemler üzerinden hesaplama yapılsa yılın ikinci yarısındaki TÜFE artışı yüzde 17,85 olacak, işçi emeklileri 2025’in ilk yarısı için bu düzeyde enflasyon farkı alacak; memur ve memur emeklilerinin farkı ise yüzde 13,56’ya çıkacaktı. Oysa işçi emeklilerine yüzde 15,75, memur ve memur emeklilerine ise yüzde 11,54 fark verildi.
TÜFE ayıklanmalı!
Türkiye’deki tüm haneler dikkate alındığında tabii ki her ay otomobile yüklü ödeme yapılıyor, tabii ki her ay beyaz eşya, kahverengi eşya alınıyordur; ama bu kalemler için toplumun büyük bir kesimi kesinlikle harcama yapmıyordur.
Hayatı boyunca hiç otomobil sahibi olmamış ve olamayacak kişiler var.
Aldığı beyaz ve kahverengi eşyayı on yıl, yirmi yıl değiştirmeden kullanan haneler var.
İşte mevcut TÜFE korunmalı ve hesaplama yapılmaya devam edilmelidir; tabii ki bu hesaplamaya ilişkin kuşkular giderilerek...
Ama en kısa sürede de halkın sürekli tüketmediği ürünler hariç bırakılmak kaydıyla bir geçinme endeksi hazırlanmalı ve maaş artışlarına temel teşkil edecek bu endeks devreye alınmalıdır.
Yoksa biraz önce verdiğim örnekte olduğu gibi 2024 yılı enflasyonu yüzde 44 görünür; ama yalnızca otomobil hariç tutulduğunda bile gerçek artışın yüzde 47 olduğu ortaya çıkar. Bu da enflasyon farklarını TÜFE’ye göre alan çalışanların ve emeklilerin kayba uğraması demektir.
TÜİK-İTO farkının temel nedeni de bu
TÜİK’in tüketici fiyat endeksi ile İstanbul Ticaret Odası’nın ücretliler geçinme endeksi çok sık karşılaştırılır ve daha doğruyu gösterdiği gerekçesiyle İTO’nun endeksinin kullanılması gerektiği dile getirilir.
İTO endeksinin yalnızca İstanbul’u kapsıyor olmasının fazla önemi yok. İstanbul bir anlamda Türkiye demek. Asıl fark başka.
İşte o fark giriş kısmında aktardığım kapsamdan kaynaklanıyor.
Bir kere TÜFE tüm harcamalardaki değişimi ölçüyor, bunu belirttim.
İTO’nun endeksi ise adı üstünde ücretliler geçinme endeksi. Bu endeks, ücretli kesimin gelirindeki değişimin ne olduğunu ortaya koyuyor.
TÜFE’nin tüm harcamaları kapsaması, İTO’nun ise geçinme endeksi hesaplıyor olması temel bir fark yaratıyor ve bundan dolayı da maddeler ve madde ağırlıkları farklılık gösteriyor.
Örneğin İstanbul Ticaret Odası’nın ücretliler geçinme endeksinde yapısı gereği otomobil kapsanmıyor. Bunun nasıl bir fark yarattığı da ortada.
Dolayısıyla yalnızca otomobil örneği bile TÜFE ile İTO’nun geçinme endekslerini kıyaslamanın hiç de sağlıklı olmadığını gösteriyor.
Otomobil dışında da iki endeksin madde sayıları ve maddeleri farklı, aynı olan maddelerin ağırlıkları farklı.
Bütün bu etkenleri bir arada düşününce şunu söylemek herhalde yanlış değil:
“TÜİK ile İTO’nun aynı oranda buluşmaması değil, tam tersine aynı oranı açıklaması tuhaf olur!”
Çünkü bırakın maddelerin farklı olmasını, aynı maddelerle farklı oranlar hesaplamak bile pekala mümkün. Aynı maddeye bir kurum örneğin yüzde 5, diğeri yüzde 6 ağırlık verse, aynı fiyat alındığında bile toplam değişim oranı farklı çıkar.