Geçen sene Ağustos’ta ülkemizde Instagram birkaç gün kapanıp sonra geri açılmıştı. Bu hafta sonu benzer bir olay TikTok’un başına geldi. TikTok birkaç saat kapalı kaldı. Mart ayında yazdığım gibi geçen sene Amerikan Kongresi, Çinli Bytedance’in TikTok’un ABD’deki operasyonlarının satışını şart koşmuş, aksi taktirde kapatılmasını gerekli kılan bir yasa çıkarmıştı. İşte bu yasa kapsamında TikTok’a tanınan süre 19 Ocak günü doldu. Kısa süreli olsa da uygulamaya erişim kapandı ama 20 Ocak’ta Trump’ın göreve başlamasıyla işler tersine döndü. Gelin, neler olmuş ve bundan sonra ne beklemeliyiz, beraber bakalım.
Bilmeyenler için Türkiye’de internet siteleri veya uygulamaların nasıl yasaklanıp kapatıldığını anlatalım. Ülkemizde, cep telefonu operatörleri de dahil, internete erişim hizmeti veren tüm kurumların kanunen üye olduğu Erişim Sağlayıcıları Birliği (ESB) isimli bir kuruluş var. Engelleme kararını veren kurum veya mahkeme ESB’ye bir yazı yazıyor ve daha sonra bu kurumun talimatıyla erişim sağlayıcılar engellenen uygulamanın fişini çekiyor. Gerekirse uygulama yavaşlatılabiliyor; buna da “bant daraltma” deniyor.
Amerika böyle bir yapıyı düşünememiş. O yüzden TikTok ile ilgili kanun çıkarıldığı zaman, App Store ve Google Play gibi uygulama mağazalarının ve ABD’deki barındırma hizmeti sağlayıcılarının TikTok’u dağıtımını, bakımını ve güncellemesini yasaklayan bir düzenleme getirmiş. Gereken adımlar atılmadığı takdirde de kullanıcı başına 5 bin dolarlık bir ceza koymuş. Yani yasa çerçevesinde aslında TikTok kapatılmayacak, sadece güncellemeler engellenerek zamanla kullanılmaz hale gelecekti.
Gördüğünüz gibi Amerikalıların bizim gibi gelişmekte olan ülkelerden öğreneceği çok şey var. Fıkrayı hatırlayalım: George Bush 2001 seçiminin sayımı üç ay sürmesinin ardından göreve gelince, dönemin Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’i aramış, “Sizde seçim sonuçları üç saatte çıkıyor, bu sistemi bize de öğretin.” demiş. Mısırlı uzmanların bu konudaki çalışmalarının neticesinde bir sonraki Amerikan seçim sonuçları üç saatte belli olmuş ve Hüsnü Mübarek seçilmiş!
Gelelim bugün ABD’deki tiyatrolara. TikTok’un CEO’su Shou Chew, Başkan Trump’ı daha göreve başlamadan Mar-a-Lago’da ziyaret etmiş ve desteğini istemişti. Herkes 19 Ocak Pazar günü TikTok’a ne olacak diye beklerken, 18 Ocak akşamı TikTok kendi iradesiyle uygulamayı kapattı. 170 milyon Amerikalı “uygulama kapandı” yazısıyla karşılaştı. İnfial sürerken Trump “Pazartesi göreve başlayınca TikTok’u açacağım.” diye tivit attı. Sonra Pazar akşamı TikTok “Biz Trump ile görüştük, müsaade etti.” deyip uygulamayı geri açtı. Trump da 20 Ocak’ta göreve başlar başlamaz kanunun uygulamasını 75 gün erteleyen bir kararname yayınladı ve dedi ki bu süre içinde TikTok’un el değiştirmesi için bir yol buluruz.
Oysaki TikTok, ABD operasyonlarını satmak için hiçbir girişimde bulunmamıştı. Kanuna karşı sadece yargı yolunu denemiş, ABD Yüksek Mahkemesi ise geçtiğimiz 17 Ocak’ta kanunu anayasaya uygun bulmuştu. Yüksek Mahkeme oy birliği ile mealen dedi ki “Kanun ifade hürriyetini sınırlamıyor çünkü olmayacak bir şey istenmemiş. Uygulamayı satıverseniz açık kalırdınız!” Gördüğünüz gibi post-truth çağında hukuk böyle bir şey. Önce aynaya bakıp ne istediğinizi görüyorsunuz. Sonra o sonuca uygun bir gerekçe yazıyorsunuz. O yüzden önemli olan hukuka uygun davranmak değil, karar alıcıları ikna etmek. Çünkü hukuk artık eğilip bükülebilen bir şey.
Peki şimdi ne olacak? Apple ve Google hâlâ uygulama mağazalarına TikTok’u geri koymadılar. Çünkü aslında hukuk otoriteleri Trump’ın kanunun uygulamasını erteleme yetkisi olmadığını söylüyor. Bu görüşe göre, süre dolmadan ABD başkanının böyle bir yetkisi vardı ama artık yok. Fakat Trump da “açtım” diyor ve TikTok erişime açılıyor. İşte dünyanın en eski anayasal demokrasisi böyle idare ediliyor.
Başkan Trump konuyla ilgili tivitinde “Daha tam düşünemedim ama TikTok’un %50’si bizim göstereceğimiz birisine satılsa sorun çözülebilir.” gibi bir şey demişti. Sonra Elon Musk “TikTok ABD’de açık ama X Çin’de kapalı. Olacak şey değil.” diye tivit attı. Çin Komünist Partisi ise “Şirketlerimizin başka ülkelerdeki ticari kararlarına müdahale etmiyoruz.” diye açıklama yaptı. Oysa Çin, stratejik öneme sahip Çinli şirketlerin her türlü devrini çıkardığı bir kanunla izne tabi kılmıştı.
Görünen o ki Başkan Trump “Pazarlık Sanatı” (The Art of Bargaining) kitabının uygulamasına TikTok olayıyla başladı. Ya TikTok’un bir kısmını Amerikalılara sattıracak ya da “TikTok ABD’de açık kalsın, siz de Çin’de Amerikan internet uygulamalarına izin verin.” diyecek. İkincisi tabii ki Trump’ın gücünü ve saygınlığını astronomik olarak artıracaktır. Tüm bu pazarlığın arabulucusu da aynı zamanda Çin’in en büyük elektrikli araç fabrikalarından birinin sahibi olan Musk olabilir.
Başkan Trump’ın ikinci dönemiyle hukuk yerine nüfuzun önem kazandığı, bu nüfuzun da şirketler ve kamu görevlileri arasında dağılımının bulanıklaştığı bir dönem resmen başlamış bulunuyor. Türkiye de bu trendden hem dış hem de iç politikada etkilenecektir.