Seçim sonrası analizlerin, doğal olarak, Trump üzerinde yoğunlaştığını ve bu yapılırken de birinci dönem performansının baz alındığını görüyoruz. Üstelik bu döneme dair bazı gözlemler de doğru bir şekilde yapılmıyor. Trump ilk döneminde daha önce devlet tecrübesi olan veya bürokratik geçmişi ağır basan isimlerle kuşatılmıştı. İsterseniz daha heyecanlı olsun veya çok şey biliyorum imajı vermek için derin devletin adamları da yazabilirim. Ancak bu kez benim açımdan daha ilginç olan konu Thiel, Musk, Vance ve benzeri isimlerin neyin peşinde olacağı. Trump 78 yaşında, Biden ise 81. Yani ABD’nin veya siyasetin geleceğini tartışıyorsak tıpkı Biden vakasında olduğu gibi Trump da başrolde değil, sadece ön planda görünüyor. İlk döneme oranla tamamen farklı bir ekiple karşı karşıya kalabiliriz. D. Chaney gibi devletle özleştirilmiş isimler neden kendi partisinin adayını desteklemedi veya daha önceki dönemlerin “king makerı” yani sağladığı fonlama nedeni ile başkan adayı olacak isimleri belirlemekte pek maharetli olan Koch biraderler nasıl kontrolü nasıl “techbrolara” kaptırdı? Eski vs yeni elitler arasındaki savaş Global Piyasalar adlı kitabımda 162-63. sayfalarda değindiğim bir konu. ABD siyasetinde baskın olan ve askeri endüstriyel yapı olarak tanımlanan yapı şimdi Silicon Vadisi temelli yeni bir sınıf tarafından zorlanıyor.
ABD Roma’yı andıran bir Cumhuriyet. 1 Başkan ve 100 adet Senatör var. Gerek başkanların gerekse senatörlerin geçmişlerine baktığınızda köklü aileler veya sanayici geçmişlere sahip dedeler, babalar görürsünüz. Zenginlik bir süre sonra bu isimleri siyasi güç elde etmek için baştan çıkartıyor. Geride bıraktığımız on yıllarda zenginlik petrol, finans, ticaret vb klasik endüstrilerden kaynaklanıyordu. Dolayısı ile vergiler, teşvikler , kanunlar bu kesimlerin çıkarını gözetecek şekilde yapılanıyor, bakanlık koltukları bu sektörlerden isimlerle dolduruluyordu. Bu kez çok daha farklı bir yapı görüyoruz. Musk önderliğinde pek çok teknoloji milyarderi Trump’ın arkasında sıralanmış durumda ve devletin yapısını değiştirmekten bahsediyor. Bir Arjantin misali kökten budama görmeyi beklemiyorum ancak Trump ekibi kamuyu kendi dünya görüşüne daha yakın bir şekilde dizayn etmeye çalışacaktır. Bu nedenle Trump değil ekibi aslında daha kritik. Öte yandan gümrük duvarlarının yükseltilmesi konusuna da değinmek isterim. Yüzde 60 gibi bir oran elbette çok iddialı ve pek çok sorun yaratacaktır. Ancak Trump’ın ilk döneminde yüzde 25 olarak uygulanan daha dar kapsamlı gümrük vergileri iddiaların aksine enflasyon yaratmadı. Doların kuvvetlenmesi ve yuanın zayıflaması ile beraber fiyatlarda önemli bir değişim olmadığını ithalat fiyat endekslerinde görebiliyoruz. Trump akıllıca dizayn ettiği taktirde gerçekten ABD endüstrisini ve tüketicisini koruyacak bir sistem yaratabilir ve global ticaretin özünde bulunan bazı dengesizliklerin çözümüne katkıda bulunabilir. Ancak konumuz Trump olduğu kadar Çin de ve Çin’in Trump’ın kafasındaki sistemi kabullenmesini pek mümkün görmüyorum.