Trakya’da doğalgaz ticaret merkezi kurabilmek için…

Mehmet KARA ENERJİ GÜNDEMİ

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin geçtiğimiz haftalarda, donma riski altında kışa giren Avrupa’ya bir öneride bulunmuştu. Yaşlı kıta ülkelerinin ihtiyaç duyduğu gazın Türkiye’de, Trakya’da kurulacak bir doğalgaz merkezi üzerinden aktarılabileceğini söylüyordu Rus lider.               

Rusya açısından, kendisine uygulanan Batı Ambargosu’nu kırmaya yönelik bir hamleden öteye gitmeyen bu öneri, Türkiye’nin öteden beri hedeflediği bölgesel bir enerji merkezi haline gelme tezi ile örtüşüyor. Ancak bu, sadece Rusya’nın gazına güvenilerek girişilebilecek bir proje değil, öyle de olmamalı.                   

Evet, Türkiye coğrafi konumunun getirdiği avantajla, bir enerji gaz ticaret merkezi oluşturabilir. Kolay mı? Zordur elbette. Ama neden yapılamayacağı üzerine kafa yormak yerine, nasıl yapılabileceğine odaklanmayı tercih ederim. Çünkü daha en başından neden gerçekleşmeyeceği üzerinden konuşmaya başladıysanız, karşı teze ayırabilecek enerjinizi de kötümserliğe kurban etmiş olabilirsiniz.                

Peki “yaşasın, gaz merkezi oluyoruz” diye işin arkasını önünü düşünmeyecek miyiz? Elbette hayır.              

En iyisi böyle bir gaz ticaret merkezinin asgari şartlarını ortaya koyarak işe başlamak. Peki nedir bunlar?                    

Bir kere Trakya’da bir doğalgaz ticaret merkezi kurabilmenin ilk şartı, gaz arzını sağlamaktır. Türkiye’nin mevcut gaz arz kaynakları boru ile gelen Rusya, Azerbaycan ve İran gazı ile ABD, Katar, Cezayir gibi ülkelerden alınan sıvılaştırılmış gaz. Bunlara yenilerini eklemek gerekir zira Türkiye’nin değil, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere daha geniş bir coğrafyanın talebini karşılayabilecek bir pazar yerine ihtiyaç olduğunu düşünmek gerekiyor.                  

Ayrıca, yeni bir gaz merkezi, tedarikçi çeşitliliğini de gerektirir. Öyle ya, sadece belli bir ya da birkaç ülkenin kendi ürünlerini dünyaya aktaracakları bir merkez gaz ticaret merkezi demeniz zor. Rusya’nın, batı bloku tarafından kendisine uygulanan kısıtlamaları aşmak amacıyla önerdiği ve buna hizmet edecek bir proje değil, yeni tedarikçi ve alıcılar dahil tüm aktörlerin rahatlıkla içinde yer alabileceği, şeffaf bir piyasa olacağı vurgulanmalı.              

Bu arada Rusya, Azerbaycan ve İran’dan gaz getiren boru hatlarının kapasiteleri ve yeni oluşturulacak gaz ticaret merkezine arz sağlayıp sağlayamayacakları, sağlayabileceklerse ne kadar sağlayabilecekleri belirlenmeli.             

Ayrıca ilave yeni hatlar üzerinde fizibilite çalışmaları yapılmalı. Gaz sıvılaştırma, LNG yükleme ve boşaltma, yani yeniden gazlaştırma terminalleri gibi diğer fiziki altyapı varlıklarının sağlanması da önemli.          

Gaz ticaret merkezi belli bir piyasa derinliği de gerektirir. Tedarikçinin yanı sıra alıcı sayısı ve çeşitliliği arttırılmalı. Bu amaçla farklı vade ve ölçeklerde ticarete konu edilebilecek ürünler geliştirilip işleme konu edilmeli.          

Arz çeşitliliği için örneğin, Kazakistan ve Türkmenistan gazını buraya taşıyacak ana ya da tali boru hattı projeleri üzerinde çalışılmalı. Irak ve Doğu Akdeniz Gazı’nın da işlem görmesini sağlayacak bir altyapı da ihmal edilmemeli. Örneğin İsrail ve Mısır Gazı fiziki olarak Trakya’ya kadar gelmese bile, fiyatı Türkiye’de belirlenerek Akdeniz kıyılarında oluşturulacak çıkış noktaları üzerinden dünya pazarlarına ulaştırılabilir.

Tüm yazılarını göster