Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rus Lider Putin arasındaki temaslar, son dönemde neredeyse "aylık mutat görüşmeler" halini aldı.
İşin ilginç tarafı, her görüşmenin ardından -tıpkı illüzyonistlerin yaptığı gibi-, şapkadan bir tavşan çıkması. Nitekim iki liderin Astana'da geçen hafta yaptığı son görüşmeden de, Türkiye'nin doğalgaz alanında "enerji merkezi" olması konusu çıktı.
Buradaki illüzyonist benzetmesi boşuna değil;
Çünkü Putin-Erdoğan görüşmeleri sonrasında "şapkadan çıkarılan tavşanlar", özellikle de son "doğalgaz merkezi" projesi, aslında bir göz yanılması. 2023 seçimleri öncesinde iktidar partisinin işine yarayacak bir gündem değiştirme çabası.
Nasıl mı? Bakın işin uzmanları ne diyor;
PUTİN’İN AMACI İŞLEVSİZ KALAN KUZEY AKIM’A ‘ALTERNATİF’ YARATMAK
BOTAŞ eski Genel Müdürü Gökhan Yardım, Putin'in teklifinin iki aşama olarak görülebileceğini, Erdoğan'ın "Trakya doğalgaz merkezi" olarak yansıttığı teklifin, ancak işin ikinci aşaması olabileceğine dikkat çekiyor. İlk aşama ise, "Mavi Akım ve Türk Akım giriş kompresörlerinde modifikasyon yaparak ilave kapasite yaratmak". Gökhan Yardım'a göre, "doğalgaz merkezi" konusu ancak, mevcut hatlarda hızlıca gerçekleştirilebilecek bu modifikasyon yapıldıktan sonra gündeme alınabilecek.
Ancak hem bu modifikasyonun yapılabilmesi, hem de yeni boru hatları döşenebilmesi için Avrupa'dan Rus gazına talep gerekiyor. Bunu da bizzat Rusya Başbakan Yardımcısı Novak da dile getirdi zaten. Novak, geçen hafta Rus Enerji Forumu'nda yaptığı konuşmada, Güney Akım'ın zaten yaklaşık 63 milyar metreküp kapasiteyle dört hat olarak planlanmış olduğunu hatırlatarak, "talep olması halinde" yeni boru hatlarının gündeme gelebileceğini söyledi.
Buradaki "talep olması halinde" cümlesi kritik önemde; Fransa Cumhurbaşkanı Macron yaptığı açıklamada "böyle bir talep olmayacağını" kesin ifadelerle dile getirdi bile.
"YENİ DOĞALGAZ BORU HATLARI İMKANSIZ"
Enerji uzmanı Ali Arif Aktürk ise Ukrayna savaşıyla oluşan mevcut konjonktürde, bu ek boru hatlarının yapılmasının imkansız olduğunu ifade ediyor. Bunun pek çok gerekçesi var;
İlki, kurulacak yeni hatlarda kullanılacak, deniz altından geçecek boruların nereden temin edileceği konusu. Rusya üzerindeki yaptırımlar her geçen gün artarken, Japonya ya da Almanya gibi bu özel boruları üreten ülkelerden temin etmek oldukça zor. İkincisi, boruların temin edilmesi halinde bile, bunun denizaltına döşenmesinde yaşanacak sıkıntılar. Rusya'da böyle bir kapasite yok. İtalya gibi bu kapasiteye sahip ülkelerin de yaptırımlar nedeniyle böylesine kritik bir işe kalkışması imkansız gibi.
İşin elbette bir de de finansman yönü var. Yaptırım altındaki Rusya'nın yeni kurulacak boru hatları için uluslararası alandan finansman bulması mümkün değil. Kendi öz kaynakları ile yapmaya kalksa, elindeki parayı Ukrayna savaşı için mi, yoksa gerekli olup olmadığı muğlak olan boru hattı projeleri için mi harcayacak? Cevabı aslında belli bir soru bu.
"ENERJİ MERKEZİ" NE ANLAMA GELİYOR?
"Enerji merkezi" projesindeki en kritik mesele ise, bu "merkezin" anlamı konusunda Rusya'nın aklından geçen ile, Türkiye'deki AK Parti hükümetinin kamuoyuna yansıttığının birbirinden çok farklı olması.
Erdoğan'ın anlattığı, fiyatların piyasa tarafından serbestçe belirleneceği, birden çok tedarikçinin ve yine birden çok alıcının yer alacağı bir "doğalgaz pazarı".
Oysa hem Putin'in, hem de Rus Başbakan Yardımcısı Novak'ın anlattığı, tek tedarikçinin Rusya olacağı, Türkiye topraklarından geçerek Trakya üzerinden Avrupa'ya ulaşacak çoklu boru hatları. Yani fiyatı piyasa değil, bizzat Rusya belirleyecek. Türkiye ise, ne doğalgazın fiyatı, ne de kime satılacağı konusunda herhangi bir söz sahibi olamayacak. Sadece topraklarını kullandıracak.
Tam bu aşamada, Türkiye'nin sadece topraklarını kullandırmasının bile bir "kazanç kapısı olabileceği" fikri akla gelebilir. Ancak AK Parti hükümeti döneminde yapılan Türk Akım 2 ve TANAP boru hatlarında izlenen yol, bu fikri de boşa çıkarıyor. Çünkü AK Parti hükümeti zamanında bu hatlar kurulurken Türkiye'nin "transit geçiş ücreti" hakkından vazgeçmişti. Boru hattından geçecek gazın, gerektiğinde Türk iç piyasasına aktarım konusunda Moskova'dan yetki alınamamıştı. Ak Parti hükümeti bununla da kalmamış, boru hatlarının inşaat sürecinde kullanılacak malzemeye "KDV istisnası" bile tanımıştı.
ASIL SORU; DOĞALGAZ UCUZLAYACAK MI?
Bu "doğalgaz merkezi" lafı çıkmadan önce, Putin ile Erdoğan arasındaki müzakerelerin asıl gündem maddesi, Rusya'dan satın alınan doğalgazın fiyatında indirim sağlanması ve bu yıl ödenecek doğalgaz ücretinin 2023 seçimleri sonrasına ertelenmesi idi.
"Doğalgaz merkezi" fikri ortaya çıktığından beri asıl kritik olan konular AK Parti hükümeti yanlısı medyada bile konuşulmaz hale geldi.
Özetlersek;
Putin, seçim öncesinde Erdoğan'ı gerçekten rahatlatacak konuları es geçip, AK Parti hükümetine propaganda malzemesi yapmak üzere bir "hayal" vermiş görünüyor...