Anlatılanlara veya algılara göre adeta “tozpembe” bir ekonomi… Tabii bunun çığırtkanlığını da hayatında ekonominin ne olduğunu bilmeyen yeni yetme genç piyasa bezirgânları yapıyor. Ne yazık ki bu çığırtkanlığa profesör unvanlı kimi uzman hocalar da eşlik ediyor. Zaman zaman da iş dünyasının en tepe noktalarında bulunan meslek örgütlerinin başları ile sivil toplum kuruluşlarının liderleri de daha yumuşak tonda bu desteğini sürdürüyor.
Peki gerçekten ekonomi tozpembe mi, yoksa toz duman mı?..
Bu konuyu anlatabilmek adına her iki başlığa göre son dönem gelişmelerini hatırladığımız kadarıyla sıralamaya çalışalım.
Tozpembe ekonomi göstergeleri…
- Haftanın en önemli gündemi yarınki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı. Piyasanın beklentisi, Merkez Bankası’nın politika faizini 250 baz puan artırarak yüzde 42,5 seviyesine çıkartması yönünde. Özellikle malum çevreler bu göstergeye fena takılmış durumda, adeta ülkenin ekonomik bekası faizin artışına bağlanmış gibi. Yine faiz sarmalına devam…
- Türkiye’nin not değerlendirmesi de beklenen olumlu bir gelişme. Aslında uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Türkiye'nin kredi notuna ilişkin değerlendirme yapılmadığını duyurdu, kredi notunu "B3", not görünümünü ise "durağan" olarak sürdürdü. Ancak derecelendirme kuruluşlarından olumlu gelişme bekleniyor.
- Türkiye’nin 5 yıllık risk primi (CDS) ciddi bir gerileme sergiliyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında neredeyse 700 sınırına dayanan risk primi, 300 baz puanın altını test etse de son 4 gün önce 313 puana inmiş durumda. Şubat 2021’den bu yana en düşük düzey ve ekonominin küresel görünümü için oldukça pozitif etki yapıyor.
- Makro gelişmelere olumlu bir örnek de Merkez Bankası toplam rezervleri. Rezervlerimiz 8 Aralık haftasında 141 milyar 374 milyon dolara çıkarak tüm zamanların rekorunu kırmış, net uluslararası rezervlerimiz ise 38,1 milyar dolara ulaşmış durumda.
- Para ve sermaye piyasalarını sevindiren bir başka gelişme kısa vadeli sermaye ((portföy) girişleri, yâri sıcak para. Geçtiğimiz hafta portföy girişi son 6,5 yıldan beri en yüksek düzeyde olmuş. 562,4 milyon dolarlık net hisse senedi ve 891,4 milyon dolarlık da net devlet iç borçlanma senedi (DİBS) alımı gerçekleştirilmiş. Yaklaşık 1,5 milyar dolarlık bir portföy girişi söz konusu.
- Borsa İstanbul’daki halka arz işlemleri bir başka gelişme. 2023 yılında Türkiye’de 52 şirket halka arz edilmiş. Halka arzın büyüklüğü 3 milyar dolar ile Avrupa’da en yüksek değer olmuş. Dünyada da halka arz büyüklüğünde 10 sıraya yerleşmişiz.
Ekonomi ile ilgili toz duman göstergeler…
Dilerseniz yukarıda sıraladığımız toz pembe göstergeleri gölgede bırakmamak adına toz duman göstergeleri kısa kısa sıralayalım.
- Makro çerçevede, bütün zorlayıcı düzenlemelere rağmen, kur korumalı mevduatın bir türlü çözülmemesi ve erimemesi çok dikkat çekici. 2024 ortasında kur beklentileri çok farklı.
- İş dünyasının yüzde 50-55 bandında Türk Lirası ve yüzde 15-18 bandında da döviz faizi ile baş etmesi mümkün değil.
- Kaldı ki finansmana da zaten ulaşılamıyor.
- Tüm toplumu ilgilendiren hayat pahalılığı ve enflasyon. Şu sıralar yüzde 60 bandının üzerinde seyrediyor ve önümüzdeki yılın üçüncü çeyreğine kadar bu oranın değişmeyeceği anlaşılıyor.
- Yaşamın ayrılması kiralar da bir başka toz duman gösterge. Merkez Bankası’na göre yıllık kira artışı yüzde 90’a varmış görünüyor.
- Artık konut sahibi olmak hayal haline gelmiş durumda. Vatandaş ne satın alacak mali güce ve ne de dış kaynağa ulaşabiliyor.
- Asgari ücret bilmecesi her yıl bir dizi gibi milyonların önünde izleniyor.
- Emekli aylıkları bir başka çözümsüz bilmece.
- Genç işsizler başta olmak üzere kayıtlı işsiz sayısını katlayan işsizler ordusu.
- Yerinde sayan ve artmayan ihracata karşılık 100 milyar dolar sınırına dayanan dış ticaret açığı.
- Üretimin hiç artmadığı ve milli gelire katkı sağlayamayan tarım kesimi.
- 11 ilimizin bulunduğu deprem bölgesi ekonomik açıdan tam bir çıkmazda. Verilen sözlerin zamanında yerine getirilmemesinden vatandaş şikâyetçi.
Şimdi siz yorumlayın… Ekonomi toz pembe mi yoksa toz duman mı?...