Mavruz Tarım Kurucu Ortak ve Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Genç, “Topraksız tarım daha az su kullanımı, daha az ilaç kullanımı ve kirlenmeyen topraklar demek. Üstelik verim olarak da aynı dönümden 10 kat fazla verim demek” diyor.
Mavruz Tarım A.Ş., Zeynep Bodur Okyay, Osman Okyay ve Cengiz Genç ortaklığı ve Kaleseramik fabrikalarının atık ısısının değerlendirilmesi fikriyle 2017 yılının şubat ayında kuruldu. İlk fideler Kasım 2018 yılında ekildi. Şu anda ikinci yılında.
Türkiye’nin, fabrika baca atığındaki enerjinin kullanılması ile ısıtılan ilk modern serası olan Mavruz Tarım, seranın ısınması için 4,5 km mesafede bulunan Kaleseramik fabrikalarının bacalarından çıkan ve 90-110 derece olan su buharını kullanıyor. Fabrika ve sera arasında bulunan kapalı sistem boru hattında dolaşan su, fabrikada ısıtılıp, seranın ısıtma sistemindeki ihtiyacını karşılıyor. Tamamen verimsiz kayalık bir arazi üzerine kurulu olan Mavruz Tarım, Kazdağları’nda orman ve doğa ile iç içe bir ortamda, topraksız tarım yapıyor.
Bu yenilikçi ve sürdürülebilir projeyi Mavruz Tarım Kurucu Ortak ve Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Genç’ten dinledik:
Daha az su, daha az ilaç ve kirlenmeyen topraklar
“2050 yılında dünya nüfusunun 9 milyar olması öngörülüyor. Bu da demek oluyor ki bugünkü olanaklarla dünya nüfusunu beslemek mümkün değil. Üretimimizi yüzde 70 artırmamız gerekiyor. Bir taraftan insanoğlu doğayı kirletmeye ve yok etmeye devam ederken diğer taraftan da küresel ısınma nedeniyle topraklarımız kullanılamaz hale geliyor ve iklim öngörülemez oluyor. Bu da bizleri teknolojinin de kullanımıyla daha korunaklı ve kontrollü bir üretime doğru yönlendiriyor. Topraksız tarımda bitkilerin gereksinim duyduğu ortamı yıl boyunca sağlamak mümkün. Bu da yıl boyunca üretim demek oluyor. Topraksız tarım daha az su kullanımı, daha az ilaç kullanımı ve kirlenmeyen topraklar demek. Üstelik verim olarak da aynı dönümden 10 kat fazla verim demek. Geleneksel tarımda 1kg. domatesi elde etmek için 60 lt. su kullanılırken, modern teknikleri kullanan topraksız tarım üretiminde aynı 1kg. domatesi üretmek için sadece 4 lt. su kullanılıyor.”
Bitkiler, hindistan cevizinden yastıklara ekiliyor
“Modern teknoloji kullanılan topraksız tarımda, sera içindeki tüm iklim değerleri; ısı, nem, rüzgar, havalandırma, sisleme ve sulama/besleme, tüm bu fonksiyonlar otomasyon ile kontrol ediliyor. Bitkiler, Hindistan cevizi kabuğundan elde edilen yastıklara ekiliyor. Bu şekilde bitkinin sağlığını en iyi takip edebilme yöntemi olan kökleri gözlemleyebilmek mümkün oluyor. Sağlıklı kökler sağlıklı bitkiler demek. Bitkiye gereksinim duyduğu besin de sulama ile doğal besinler kullanılarak veriliyor. Topraksız tarımda da kokusu ve lezzetiyle çocukluğumuzun domatesini üretmek mümkün. Modern seralarda, kapalı ve kontrollü ortamlar oldukları için, minimum ilaç kullanılıyor. Biyolojik mücadele ile yani zararlılara karşı yararlı böcekler kullanılarak, çiçekten meyveye geçişlerde bombus arıları kullanılarak daha sağlıklı ürünler üretiliyor. Modern topraksız üretimlerin insanlığın ve ülkemizin geleceğinde önemli bir yer alacağını öngörüyoruz.”
Bir fabrika gibi, üretimin sürekliliği olan işletme
“Bu tarım yatırımını bölgeye ve bölge insanına karşı önemli bir sosyal sorumluluk projesi olarak görüyoruz. Modern sera işletmeleri, iş modeli olarak 365 gün açık ortamlardır. Yani belirli bir sezon ve geçici işçilik ile üretim yapılan yerler değiller, bir fabrika gibi üretimin sürekliliği olan işletmelerdir. Bu nedenle özellikle kadınlar olmak üzere istihdam politikamızı bu yönde geliştirdik. İşgücü ağırlıklı olması nedeniyle bitki bakım işlemlerinde dönüm başına 1 kişi istihdam ediliyor. Bunun dışında diğer işlemler için de yardımcı ekip gerekliliği var. Ayrıca sosyal hakların da tam olarak verilmesi bölge halkı için önemli bir sosyal fırsat oluşturuyor. Şu anda seramız 44 dönüm ve 54 kişi istihdam ediyor. Önümüzdeki yıllarda istihdam oranımızı artırmayı hedefliyoruz.”
2019'da dönüm başına 40 ton ürün aldık, bu yıl hedefimiz 50 ton
“Geçen yıl ilk yılımızdı, dönüm başına 40 ton ürün aldık. Dönüm başına ürün tonajı; ürünün cinsine, hangi periyodda ekildiğine, ışık miktarına vs. göre değişkenlik gösterebiliyor. Gerekli şartların birinin dahi eksik veya fazla olması durumunda tüm tablo değişebiliyor. Yaptığımız bu işi büyük bir orkestrayı yönetmeye benzetiyorum ben. En güzel sesin çıkması için tüm enstrümanların da doğru sesleri ve doğru zamanda çıkarması gerekiyor. Bu yıl ise dönümden 50 ton domates alabilmeyi hedefliyoruz.”
COVID-19 sürecinde, paket servise başladık
“COVID-19 sürecinde özellikle ihracat kanallarında önemli aksamalar yaşadık. Geçen yıl havayolu ile Dubai’ye ve karayolu ile de Hollanda'ya ihracat yapıyorduk. Uçak navlunlarının ciddi oranda yükselmesiyle birlikte fiyat tutturmakta zorlandık. Karayolunda ise gümrük prosedürleri bizi biraz zorladı. Bu dönemin bizler için önemli gelişmelerinden biri de yüksek hijyen kurallarıyla birlikte paket servise başlamamız ve ürünlerimizi perakende olarak tüm müşterilerimize ulaştırmamız oldu.”