Toplumda finansal okuryazarlık düzeyinin artırılması

Dr. Sinan Şahin

TRASTA Partner-Bankacılık

Finansal sistem gelişirken insanların finansmana erişimi, riski yönetmeleri ve mali durumlarını kontrol altına almaları için de yeni fırsatlar doğmaktadır. Ancak finansın giderek dijitalleşmesi, ürün ve hizmetlerin çeşitlenmesi, karmaşık hale gelmesi, insanların doğru finansal kararlar almasını güçleştirebilmektedir. Bu eğilimlerin gelecekte devam etmesi ve hatta hızlanması beklenmektedir.

Dijitalleşme ve diğer trendler, insanların finansal bilgi ve becerilerini güncel tutmalarını da gerektirmektedir. Kripto para birimleri gibi yeni ürünlerin özelliklerini ve risklerini değerlendirmek için özel ürün bilgisine ihtiyaç duyulmaktadır. Finansal okuryazarlığın düşük olduğu bir toplumda şirketlerin halka açılırken mali verilerini açıklamalarının sağlanması, bu verileri değerlendirecek asgari bilgi ve tecrübeden yoksun insanların sürprizlerle baş başa kalmalarını engellememektedir.  

Ülkemizde enflasyonun hızla yükselmesi, mevduat faiz oranlarının baskılanarak düşük tutulması; insanların enflasyon karşısında korunabilme endişesi ile tasarruflarını çok farklı, karmaşık ve risk içeren, yeterince bilgi sahibi olmadıkları araçlara yönlendirmelerine sebep olabilmektedir. Benzer risk kredi alarak ya da kredi kartı ile harcama yaparak borçlanma durumunda da kendisini göstermektedir. Gelirlerdeki artışın mal ve hizmet fiyatlarındaki artışı takip edememesi toplumda bireysel borçluluk düzeyini artırmaktadır. Son yıllarda kredi kartı borçluluğunda yaşanan hızlı artışın düzenleyici kurumlar nezdinde önlem alınmasına yönelik endişeleri büyüttüğü gözlenmektedir.

Finansal ürün ve hizmetlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı artarken, bu ortamda tercih yapma sorumluluğunun bireyde olması, ancak pek çok bireyin de kendi çıkarlarına en uygun finansal kararları alabilecek güven, bilgi ve beceriye sahip olmaması finansal okuryazarlığın önemini ortaya koymaktadır.

Finansal okuryazarlık; sağlıklı finansal kararlar almak için gerekli finansal bilgi, beceri, tutum, davranış ve farkındalığa sahip olunması ve bunların finansal karar alma sürecinde etkili biçimde kullanılması şeklinde tanımlanabilir.

Toplumun gerek tasarruflarını gerekse borçluluğunu doğru bir şekilde yönetmesinde finansal okuryazarlığa sahip olması önem arz etmektedir. Finansal okuryazarlık insanların kendi çıkarlarına en uygun finansal kararları almalarına, kendilerine verilen tavsiyeleri yine kendi çıkarları doğrultusunda rasyonel biçimde değerlendirmelerine yardımcı olmaktadır.

Avrupa Birliğinde yapılan araştırmalar; finansal okuryazarlığa sahip insanların emekliliğe daha iyi hazırlandığını, öngörülemeyen krizlere karşı finansal açıdan daha dayanıklı olduklarını, finansal piyasalara doğru zamanda ve doğru ürünler üzerinde girerek servet birikiminde daha başarılı performans gösterdiklerini ortaya koymaktadır. Finansal okuryazar kişiler hisse senedi piyasalarına daha fazla ve daha bilinçli biçimde katılma eğilimindedir.

Finansal okuryazarlığın rasyonel borç davranışıyla da ilişkili olduğu gözlenmektedir: Aşırı borçlanmanın düşük finansal okuryazarlık seviyesine sahip kişiler arasında daha yaygın olduğuna dair güçlü kanıtlar vardır. Bu da onları finansal açıdan daha savunmasız hale getirmektedir.

Finansal okuryazarlığın sigorta talebini etkileyen davranışsal önyargıları azaltabileceği de ileri sürülmüştür.

Finansal okuryazarlığın finansal sistemin verimliliğini ve finansal piyasaların işleyişindeki etkinliği artırmanın, piyasa başarısızlıklarını önlemenin bir yolu olduğu düşünülmektedir. Finansal okuryazar kişiler finansal ürün ve süreçleri daha iyi anladıklarından, finansal sektör üzerinde daha fazla gözlem yapmaları ve böylece finansal hizmet sağlayıcılarını daha kaliteli ve şeffaf ürünler sunmaya ve yüksek sektör standartlarına ulaşmaya teşvik etmeleri beklenmektedir.

Avrupa Birliği finansal piyasalarda yaşanan hızlı değişimi ve olası riskleri göz önünde bulundurarak, üye ülkelerde finansal okuryazarlığın geliştirilmesini bir öncelik olarak benimsemiştir. Bu doğrultuda üye devletlerin basiretli borçlanma ve borç yönetimi ile ilgili olarak tüketicilerin finansal eğitimini destekleyecek tedbirleri teşvik etmeleri, finansal kurumların sundukları finansal ürünler ve hizmetler konusunda müşterilerini sağlıklı ve yeterli bilgi akışı ile destekleyecek önlemleri almaları, düzenleyici otoritelerin bu yönde gerekli düzenlemeleri yapıp, hayata geçirilmesini sağlamaları ve denetlemeleri gerekmektedir.

Birçok üye ülke ulusal finansal okuryazarlık stratejilerini uygulamaya koymuş ve bazıları finansal okuryazarlığı sistematik bir şekilde artırmak için okul müfredatlarına finansal eğitimi dahil etmiştir. Benzer şeklide ABD’de de çok sayıda eyalette lise müfredatında finansal okuryazarlık dersi bulunmaktadır.

Ülkemizde de finansal okuryazarlığa yönelik çabaların her zamankinden daha çok önem taşıdığı, karar alıcılar açısından bir öncelik olması gerektiği aşikârdır. Lise ve üniversitelerde finansal okuryazarlık derslerinin müfredata konulması; Ticaret Bakanlığı, Bankalar Birliği, Sermaye Piyasası Kurumu gibi kurumların finansal okuryazarlık eğitim programlarını hayata geçirmeleri, televizyon ve internet gibi kanallardan sunmaları; yatırım hesabı açılmadan, tüketici, konut ve benzeri krediler kullanılmadan önce bilgi ve farkındalığı artıracak, olası risklere dikkat çekecek kamu spotlarının izlenmesinin sürecin bir parçası haline getirilmesi sayılabilecek ilk adımlardır. Kuşkusuz bu tür çabaların amacı insanların finansal hizmetlerde uzman olmalarını değil, finansal ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli bilgi, farkındalık ve güvenle donatılmalarını sağlamak olacaktır.

Tüm yazılarını göster