Okuyucular yakın tanıklarıdır; ‘interaktif gazete misyonu’ nedeniyle 40 yıldır sahada üretim tesislerinde gözlem yapıyoruz. Gözlemlerimize göre, iş dünyası toplantıları kategorik olarak üç aşamadan geçti:
1- 1980’li yılların ilk yarısında başlayan ve 1998 krizine kadar süren toplantılarda, ağırlıklı küçük ölçekli iş yerlerinin fark edilmesi amaçlanıyordu. Ülkenin derinliklerine yayılan iş yerlerine yönelik ‘bayrak gösterme toplantılarını’ uzun süre sürdürdük. Toplantılarda genel anlatımlar ve yörelerin teşvik talepleri öne çıkarılıyordu. Toplantıların tümüyle yararsız olduğu söylenemez ama verimlilikleri olması gereken düzeyden uzak kaldı.
2- 1998 kriz sonrasında küçük ve büyük iş yerlerinin ‘ne üretsen satıyor’, ‘maliyet+kâr=fiyat’ anlayışını değiştiren koşullar öne çıktı. İş yerlerinde, yerleşim düzeninden, yönetişim anlayışına nitelik geliştirme ve rekabet gücü yaratma alanlarına yönelişi filizlendi. Yöneliş gerekli yaygınlık ve derinliğe erişemedi; Rauf Gönenç’in bir yıl önce yaptığı analizde ve Daron Acemoğlu’nun yakın geçmişte ülkemizde yaptığı değerlendirmelerinde belirtikleri gibi arz cephesi toplam kaynak verimini artıramadı.
3- Son krizden sonra orta-ileri teknolojileri yaygınlaştırarak katma değeri artırma odaklı bir yapılanma söylemi var. Gözlediğim kadarıyla anlatıcıların çoğunluğu, ‘yapısal ve ekonomik özellik’ gibi nitelik analizinin değişkenlerinin ya farkında değil ya da önemsemiyor. Stratejisi net olmayan kategorik söylemler ağırlığı oluşturuyor; ortaya net bir anlatımdan çok, zihin bulanıklığı yaratacak kakafoni çıkıyor.
Yapılan toplantıların çoğunluğunda, popülist anlatımlar, sorun çözücü nitelikli anlatımların yerini alıyor.
Makroekonomik anlatım yapanların kuramsal çerçeveleri yetersiz olduğu zaman, ortaya sorun çözücü bir analiz çerçevesi çıkmıyor. İş yeri ölçekli anlatımlarda veriye dayalı analizlerin yerini popülist söylem alıyor. Toplantıları iş yerlerinin rekabet edebilir ölçek, rekabet edebilir teknoloji, etkin yönetişim anlayışı bağlamlarına odaklanması gerekiyor. Toplantı gündemleri orta dönemli planlar, yıllık bütçeler, nakit akışları, kısmı ve toplam verimlilik düzeyleri gibi konulara odaklanmalı. Yeni yatırım ihtiyaçları, yatırım yönetiminde uyulması gereken ölçüler gibi verimlilik artırıcı veri ve analiz odaklı bir bakış açısı öne çıkmalı.
Toplantıların amacı, hedefi ve stratejileri net olmayınca, ‘…miş gibi yapan’ vasatlık öne çıkıyor.